Baykal: Askerin ayrı, siyasetçinin ayrı güvenlik politikası olmaz

0 0 0000 00:00 tsi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''güvenlik konusunda askerin ayrı, siyasetçinin ayrı politikasının olamayacağını'' söyledi.

      Baykal, parti genel merkezinde, parti yöneticilerine, milletvekillerine, partililere ve vatandaşlara aşure dağıttı.
      Aşure dağıtımının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, genel seçimlerin öne alınmasıyla ilgili bir soru üzerine, seçimlerin erkene alınmasının yerinde bir düşünce olduğunu kaydetti. ''Biz daha geçerli bir öneri yapıyoruz: Seçimleri, Haziran'a değil Nisan'a alalım. Böylece Cumhurbaşkanlığı seçimini de yeni Meclis yapar'' diyen Baykal, bu durumda Türkiye'nin bir gerginliğe, sıkıntıya sürüklenmeden her iki seçimi de sükunetle aşacağını savundu. Baykal, ''Madem erken seçim yapılabiliyor, erken seçimin yapılması ne ekonomiye zarar veriyor ne de istikrarı bozuyor. O zaman niye Nisan'a almıyoruz? İki ay erken olacağına, beş ay erkene alın. Konuyu en güzel şekilde çözün. Biz, bunu yürekten destekleriz'' dedi.
     
     ''HERKES AYNI POLİTİKAYI UYGULAR''
      Bir gazetecinin, ''Hükümetin, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumuna sıcak mesajlar verdiğini görüyoruz. Bu konuda değerlendirmeniz olacak mı?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
      ''Türkiye'de PKK'nın yürüttüğü şiddet ve terör politikası Kuzey Irak'tan kaynaklanıyor. Kuzey Irak, sadece kendisini değil aynı zamanda PKK'yı da Türkiye'ye kabul ettirme çabası içinde. Çünkü Kuzey Irak, PKK'yı da sahiplenmiştir. Onlara her türlü desteği vermektedir. Kuzey Irak'la ilişki kurduğun zaman sadece Kuzey Irak'la değil PKK ile de ilişki kuruyorsunuz. Türkiye'nin dostluğunu ve desteğini kazanmak isteyen bir Kuzey Irak'ın yapması gereken ilk iş, PKK'yı Kuzey Irak sınırları içerisinde barındırmamaktır. Terör hareketlerine fırsat vermeyeceğini, güvenilir, inandırıcı biçimde ortaya koymalıdır. Bunu yapmamış olan, bize 'oturun PKK ile siyasi uzlaşma sağlayın' diyen bir Kuzey Irak ile Türkiye'nin temasa geçmesi, kendisine yönelik terör eylemini sahiplenen Kuzey Irak'ı kabul etmesi anlamına gelir.
      Türkiye'nin bu çok önemli konuda iyi düşünülmüş bir temel politikaya sahip olmadığı ortaya çıkmıştır. Türkiye, kendisine yönelik büyük tehdit karşısında devletin bütün kurumlarıyla bütünleşme içinde ortak bir politikayı ortaya koymak zorundadır. Güvenlik konusunda askerin ayrı, siyasetçinin ayrı politikası olamaz. Herkes aynı politikayı uygular.'' Çeşitli yabancı güçlerin, Türkiye'nin, Irak'ın bölünmüşlüğünü kabul etmenin yanı sıra ''gelecekte Türkiye'yi bölmek isteyen bir gücü de muhatap almasını, ilişkiye geçmesini sağlamaya çalıştığını'' ifade eden Baykal, ''Kuzey Irak, teröriste karşı takınılması gereken tavrı takınmayı reddediyor, siyasi çözüm öneriyor. Biz, onlarla temasa geçtiğimiz zaman, onların bu politikasına destek vermiş olacağız'' diye konuştu.
     
     ''KURUMLAR BİRBİRİNDEN KOPUK GÖRÜNÜYOR''
      ''Bu konuda kurumların birbirinden kopuk görüntü içinde olduğunu'' savunan Baykal, şunları kaydetti:
      ''Maalesef Türkiye yönetilemiyor, yönetilmiyor. Türkiye sürükleniyor. Dışarıdan birileri, Türkiye'yi bir takım emrivakilerle karşı karşı bırakıyor. Önce Irak'ın parçalanmasını sağladılar. Türkiye'nin katkısıyla Irak parçalandı. Şimdi parçalanan Irak'ta Türkiye'ye yönelik bir hareketi, Kuzey Irak'taki oluşumun içine saklayarak, Türkiye ile ilişkiye geçirmeye çalışıyorlar. Bu, bir tuzaktır. Bu tuzağa Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın düşmekte olduğunu görüyoruz. Zaten yabancı güçler, Türkiye'yi bu tuzağa düşürme çabası içindeler. Buna karşı bilinçli bir direniş sergilemeye ihtiyaç vardır.'' Baykal, basına sansür uygulanması konusunda bir soru üzerine ise Türkiye'de basına karşı sindirme, kuşatma çabasının sistematik olarak yürütüldüğünü savundu.
      milliyet

Bu haber 387 defa okundu.