'Darbe girişimcileri görevden alınmalı'

28 Ekim 2009 17:07 tsi
Dursun Çiçek imzalı orijinal 'Kaos Planı'na yönelik tepkiler giderek büyüyor.

İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, hazırlanan belgeyi ve ardından yaşananları skandal olarak nitelendirirken, sorumluların derhal adalet önüne çıkarılarak hesap vermesini istedi. Uras, Türkiye'nin bunu iyi değerlendirmesi ve darbe girişimlerine dahil olanların görevden alınması halinde, bunun demokrasi ve hukukun üstünlüğü için bir milat olabileceğini söyledi.

Uras, plana ve bugüne kadar görevde kalmasına tepki gösterdi. Türkiye'nin artık darbe ülkesi görüntüsünden kurtulması gerektiğine işaret eden Uras, bu meselenin hafife alınır bir tarafının bulunmadığını ifade ederken, suça karışanlar hakkında derhal gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini söyledi. Uras, "Bu mesele vurdumduymazlık meselesi yapılacak bir konu değil. Ya bu konuda doğrudan taraf olan kişiler görevlerinden alınmalı ya da kendiliğinden istifa etmeli. Genelkurmay Başkanı da dahil eğer bu süreçte bir karartma durumu varsa bir gün bile görevini sürdürmesi hukuken mümkün değil. Bu hasıraltı edilecek bir mesele değil. Ama bu olay gösterdi ki, önce kurumlar kendilerine en çok zarar veriyorlar. Sonuçta askeri bürokrasinin sivil siyaset karşısında bir özerkliği olamaz. Çünkü demokrasinin kurumsallaşmasını istiyorsak bu darbe girişimlerine dahil olan bütün kesimler bir şekilde görevden alınmalı." dedi.

"YENİ BİR VAKA-İ HAYRİYE OLABİLİR"

Uras, olup bitenlerden son derece rahatsız olduğunu ifade ederken bir taraftan da umutlu olduğunu söyledi. Bunu bir milat olarak gören Uras, şöyle konuştu: "Bu bir yönüyle Vaka-ı Hayriye'dir. Yeniçeri Ocağı'nın yozlaşması karşısında Vaka-ı Hayriye diye kurumsal bir yenilenmeye gidilmiştir. Bu işin buna dönüşmesinin yolu, bu kurumları ayakta tutan demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden yana olan kimselerin önünü açmaktan geçiyor. Nasıl sızma oldu yerine, bu tür girişimleri teşvik etmek gerekiyor. Bu ülkenin onurlu ve şerefli subaylarının, demokrasi dışı her türlü tertibi açığa çıkarması için kampanyalar açmalıyız. Çünkü ülkenin geleceği bu onurlu ve dürüst insanlardadır. Bunlarla demokrasiyi kurumsallaştıracağız. Teşvik etmeliyiz. 'Kol kırılır yen içinde kalır' pişkinliğinden vazgeçmeliyiz. Bazı köşe yazarları ıslak imza taklit edebilir diyor. Peki bunu ihbar eden subay da mı taklit? İmza makinelerine gitmeye gerek yok. Demokrasi dışı gayretleri saklamaya çalışan taklit köşe yazarları var."

İstanbul Bağımsız Milletvekili Uras, "Ne yapıp edip hukukun herkes için gereçli olduğu bundan yana ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu bir ülke istiyoruz. Artık milletin üzerinde sahipler istemiyoruz. Tasallut ve vesayet istemiyoruz. Bence Vaka-ı Hayriye'ye dönüşebilir. Siyaseten ve bütün toplum örgütleri olarak kararlı durursak." diye konuştu.

"SİVİL YARGIYA BIRAKILMALI"

Uras, bu kadar yaşananlardan sonra bu işin yargı boyutunun tartışılmasının abes olduğunu vurguladı. Konunun tamamıyla sivil yargı alanına girdiğine işarete eden Uras, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü ortada anayasal bir suç var. Sivil yargının alanına giriyor. Şimdi anlıyoruz nerden sivil yargı alanın genişletilmesine karşı tepki geldiğini. Şimdi anlıyoruz ki sivil yargı üzerinden, bu hukuki sürecin açılmasını istemeyenler yine topu taca atıyorlar. Ortaya çıkmasın istiyorlar. CHP başta olmak üzere, İttihatçı gelenek bu sürecin devam etmesini istiyor. Bu konu hiçbir şekilde askeri yargıya gidemiyor. Çünkü askeri savcı Genelkurmay Başkanı hakkında dava açamıyor. 'Sizin hakkınızda dava açabilir miyim, arz ederim komutanım' demesi, bu komutanın da 'evet benim hakkımda dava açabilirsin' demesi gerekiyor."

Uras, yaşanların en çok orduya zarar verdiğinin altını çizdi. Bir kuruma karşı olmakla yapılan hataları dile getirmenin aynı şey olmadığını kaydeden Uras, "Orduyu yıpratmamanın tek yolu siyaset dışında tutmaktan geçiyor. Biz kuruma karşı değiliz. Yapılanları eleştiriyoruz. Biz siyasetin sivilleşmesini, askeri bürokrasinin başbakana bağlı bir memur konumunda olduğunun unutulmamasını istiyoruz. Hukuk devletinde suça karışanların hala görevlerinin başında olması hukuki skandaldır." ifadelerini kullandı.

"CHP PANİK HALİNDE"

İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, CHP'nin bu konudaki tavrını ise şu sözlerle değerlendirdi: "Tam bir panik halinde. Çünkü askeri vesayete karşı tutum almamak, bütün bu sürecin bir parçası olmak dolayısıyla suça ortak olma anlamına geliyor. Bu durum kabul edilebilir bir hal değil. Niye Türkiye'de siyasetin sivilleşmesi demokrasinin kurumsallaşması Baykal gibilerini tedirgin ediyor? Bu ibretlik bir manzaradır. Bu ülkede mutlaka 21. yüzyılda siyaset sivilleşecek, bir şekilde askeri hegemonya ortadan kaldırıp hiç değilse gelecek kuşakların demokrasinin bölünmez bütünlüğü içerisinde yaşacağı için umutluyum. Bunu yapmak zorundayız. Bir şekilde bütün kurumalın içlerindeki pislikleri boşaltması gerekiyor."

"CUMHURİYETİ KUTLAYAMIYORUM"

Ufuk Uras, 21. yüzyıl Türkiye'sinde bu planların ortaya çıkmasından utanç duyduğunu ifade etti. Bu yüzden Cumhuriyetin 86. kuruluş yıl dönümünü kutlayamayacağının üzüntüsünü yaşadığını dile getiren Uras, "29 Ekim öncesine gelmesi beni üzüyor. Çünkü şu halimize bakın, bir türlü militarist ve korku cumhuriyetinden demokratik ve sosyal bir cumhuriyete dönüşemiyoruz. Bir milletvekili olarak mutlu değilim. Sivilleşmiş demokratikleşmiş bir cumhuriyeti kutlayalım. Demokrasiyi kurumsallaştırdığımızda gerçek cumhuriyet bayramını kutlayacağımızı düşünüyorum. Bu çok sürmeyecek. Bu eşik aşıldı. Askeriyenin içinde artık yeter deyip gerçeklerin ortaya çıkmasını isteyen subayların da erlerin de olması benim için çok önemli bir durum. Bu Türkiye'de ilk defa oluyor. İnsanlar bunun askeri görevle bağdaşmadığını görüyorlar, suça ortak olmak istemiyorlar. Ordunun içindekilerin de hukukun ve demokrasinin üstünlüğünden yana olması büyük bir şans ve toplumun sigortasıdır. Bu durum bir milattır." değerlendirmesinde bulundu
Cihan

Bu haber 704 defa okundu.