zor günler bekliyor | " /> zor günler bekliyor | "/>

En Sıcak Konular

Obama'yı zor günler bekliyor

28 Ekim 2009 11:23 tsi
Obama'yı zor günler bekliyor Obama'nın dünya çapında nükleer silahsızlanma amacını hayata geçirmek için hem Amerikan kamuoyunu hem de pek çok ülkeyi ikna etmeye epey mesai harcaması gerekecek. ABD başkanını İran'ın nükleer programı veya Rusya'yla yeni anlaşma kadar Senato da zorla

Joseph S. Nye / Radikal Yorum

İran’da bir askeri üste gizli bir uranyum zenginleştirme tesisisin bulunduğunun açıklanması, ABD Başkanı Barack Obama’nın nükleer silahların yayılması meselesini dünya gündeminin üst sıralarına yerleştirme çabalarını hızlandırdı. 2010 kritik bir yıl olacak.

Eylülde hem BM’de hem de Pittsburgh’daki G-20 zirvesinde çok sayıda ülke Obama’nın nükleer gündemi üzerine çalışmayı kabul etti. Fakat bu toplantıların tam ortasında, İran’ın nükleer silah düzeyinde uranyum üretme potansiyeline sahip olan ikinci bir zengileştirme tesisini gizli gizli kurmakta olduğu ifşa edildi. İranlı yetkililer ekim başında BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin ve Almanya’nın temsilcileriyle Cenevre’de buluşup, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun şimdiye dek gizli kalmış bu tesisi denetlemesine izin vermeyi kabul etti. İranlılar ayrıca, ellerindeki düşük seviyede zenginleş-tirilmiş uranyumu kendi sınırları dışında nükleer yakıta dönüştürülmesi için ihraç edeceklerini de söylediler.

NPT büyük ölçüde başarılı
Bu önlemler hayata geçirilirse önemli adımları temsil edecekler.
İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) üyeliğini feshedeceğine ve uranyum zenginleştirme tesislerini nükleer silah geliştirmek için kullanacağına dair yaygın bir korku söz konusuydu. Verilen sözlerin hayata geçirilip geçirilmeyeceği hâlâ bilinmiyor.

Bu arada stoklarında dünya üzerindeki nükleer silahların yüzde 90’ından fazlasını bulunduran ABD ve Rusya da Cenevre’de, aralıkta süresi dolan karşılıklı silah kontrol anlaşması START I’in yerine konulacak bir stratejik silah azaltma anlaşmasını müzakere ediyor. Bu görüşmeler başarılı olursa, bütün stratejik nükleer savaş başlıklarının üçte birine inmesi gibi bir kazanç elde edilebilir.
Görüşmelerin başarıyla sonuçlanması durumunda, ABD Senatosu yeni anlaşmayı önümüzdeki yıl oylamaya sunabilir. Obama yönetimi aynı zamanda, Senato tarafından 10 yıl önce reddedilen Nükleer Denemelerin Yasaklanması Anlaşması’nı (CTBT) ne zaman yeniden onaya sunması gerektiği konusunda Kongre’yle de istişarede bulunuyor.

Ulusal savunma gücünün boyutunu ve içeriğini düzenleyen uluslararası anlaşmalar Senato’da genelde tartışma yaratır. Hâlâ hazırlanma aşamasındaki yeni stratejik silah azaltma anlaşması ve CTBT de şimdiden şüpheciliğe yol açtı. Obama iki anlaşmayı da Senato’ya 2010’da sunarsa, kamuoyunu bu anlaşmaların ulusal ve uluslararası güvenliği güçlendirmek açısından birleşik bir stratejiye hizmet ettiğine inandırması gerekecek.

Mayısta NPT’nin 189 imzalayıcısı anlaşmanın statüsünü gözden geçirmek için Viyana’da biraraya gelecek. 1970’de yürürlüğe girdiğinde NPT’nin nükleer silah sahibi devlet sayısını beşle (ABD, Sovyetler Birliği, Britanya, Fransa ve Çin) sınırlaması amaçlanıyordu. Bu konuda genel olarak başarı elde edildi. 1960’larda eski ABD Başkanı John F. Kennedy de dahil pek çok kişi, bugünlere gelindiğinde düzinelerce ülkenin nükleer silah elde edeceğine ve bu silahların kullanımının son derece muhtemel olacağına inanıyordu. Çok şükür ki bu gerçekleşmedi.

Marttaki zirveye hazırlık lazım
1970’den bu yana bu anlaşmayı hiçbir zaman imzalamayan üç devlet, yani Hindistan, İsrail ve Pakistan nükleer silah sahibi oldu. Ayrıca Kuzey Kore anlaşma yükümlülüklerini ihlal etti ve iki ilkel aygıtı denedi. Şimdiyse, İran’ın nükleer silah üretmeyi amaçladığından şüphelenilen programı da nükleer silahların yayılmasının önlenmesine yönelik küresel düzenin dağılacağına dair yeni korkular yarattı. Bu tehlikeden kaçınmak önümüzdeki yıllar boyunca çeşitli, koordineli ve sürekli çabalar gerektirecektir. Fakat START sonrası yeni anlaşmanın ve CTBT’nin kabul edilmesi işleri kolaylaştıracaktır.

Sözgelimi, yeni bir silah azaltma anlaşması ABD-Rusya ilişkilerini iyileştirecek ve bu da karşılığında, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde İran konusunda daha yapıcı bir tavır alması anlamına gelebilir. Ayrıca Senato’nun CTBT’yi kabul etmesi, Amerika’nın diğer ülkeleri nükleer denemelerden vazgeçirme çabalarındaki inanılırlığını yeniden tesis edecektir.

Obama mart ayında, nükleer kaçakçılık ve nükleer terörle savaşmak açısından yeni araçlar geliştirmeyi amaçlayacak Küresel Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne evsahipliği yapacak. Dahası, ABD başkanının nükleer silahları tümüyle ortadan kaldırma yönündeki uzun vadeli önerisi sadece temenniye dayalı bir hedef olarak kalmaktan ziyade hayata geçirilecekse, öncesinde epey hazırlık çalışması yapılması gerekecek.

Sözgelimi Obama’nın kısa menzilli nükleer silahlar meselesinin nasıl ele alınacağı ve daha az miktarda saldırı silahının var olduğu bir dünyada istikrarın korunması adına anti-balistik füze savunma sistemlerinin nasıl düzenleneceği konusunda Ruslarla görüşmelere başlaması gerekecek. Obama bir noktada, nükleer silahların NPT’nin altıncı maddesi doğrultusunda aşamalı olarak ortadan kaldırılması konusunda şeffaflığın şartları konusunda Çin, Fransa ve Britanya gibi ülkelerle tartışmalar da başlatmalı.

2010 kritik yıl
ABD başkanı bu uzun vadeli meselelerin kritik önemdeki kısa vadeli konulara yönelik dikkatini dağıtmasına da izin vermemeli. Dünya nükleer silah sahibi bir dizi devlet nedeniyle tehlikeli bir yer olmaya devam ettikçe, Obama da müttefiklerini caydırıcılık konusundaki Amerikan garantilerinin güvenilirliği konusunda rahatlatmalı. Böyle yapmazsa, silah azaltımlarının yarattığı endişeler diğer ülkelerin kendi silahlarını geliştirmesine yol açabilir ve dolayısıyla nükleer devletlerin sayısını artırabilir.
Obama’nın aynı zamanda, Kuzey Kore’yi nükleer silahtan er ya da geç vazgeçmesini amaçlayan altılı görüşmelere dönmeye ikna etme amaçlı müzakereleri sürdürmeli. Ve tabii ki, ABD başkanının İran’la müzakerelere devam edip bu ülkeyi sözünü tutmaya ve nükleer silahı bulunmayan bir ülke olarak NPT dahilinde kalmaya ikna etmesi de gerekecek.

Obama’nın nükleer gündemi konusunda iç politikayı ve uluslararası diplomasiyi yönetmekte elde edeceği başarı, bir dünya lideri olarak etkisi açısından önemli bir gösterge teşkil edecek. Daha da önemlisi, 2010’da elde edeceği ilerleme, dünyanın nükleer silahların kullanımına karşı 60 yıllık tabuyu sürdürme becerisine dair de çok fazla şey söyleyecek.

(Harvard Üniversitesi’ne bağlı Kennedy Kamu Yönetimi Fakültesi’nde profesör, fakültenin eski dekanı, neoliberal teorinin ve yumuşak güç teorisinin mimarlarından)



Bu haber 425 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,050 µs