En Sıcak Konular

Yakılan 40 çuvalda ne vardı?

28 Ekim 2009 08:07 tsi
Yakılan 40 çuvalda ne vardı?

İrticayla Mücadele Eylem Belgesi'nin gerçek çıkmasıyla ilgili gelişmeleri sorduğumda 'Neden şaşırdın ki. Ben daha ne belgeler gördüm' demişti... Adem Yavuz Arslan yazdı...

Adem Yavuz Arslan / Bugün

Hafta sonu; Eskişehir-Beşiktaş maçının devre arasında; protokol tribününde, güvenlik bürokrasisinin çok tanınan, bilinen bir ismiyle sohbet ediyorduk.

İrticayla Mücadele Eylem Belgesi'nin gerçek çıkmasıyla ilgili gelişmeleri sorduğumda 'Neden şaşırdın ki. Ben daha ne belgeler gördüm' demişti.

Benzer görüşü Ankara'da çok kişiden dinledim. Bunların içerisinde öyle isimler var ki insana 'nasıl yani' dedirtiyor.

Galiba televizyonları başındaki milyonlar dışında herkes bu tip belgeleri biliyormuş. Hatta ilk ortaya çıktığında 'gerçekliğinden hiç şüphe etmemiş'ler.

Açıkçası Ergenekon soruşturması sırasında benzer belgeler görmüştük ama hiçbiri bu kadar 'kör göze parmak' değildi. Albay Çiçek'in imzasını taşıyan belge resmen darbe belgesiydi ve Ordu suçüstü yakalanmıştı.

Kimse 'bunu yapan küçük bir cuntacı ekiptir' demesin çünkü savcılara gönderilen evraklarda 'Genelkurmay Başkanı'nın emriyle' ibaresi var. Karargahta bu kadar kapsamlı çalışmalar yapılacak ve komuta kademesinin haberi olmayacak? Biraz 'fazla iyi niyetli' bir yorum gibi duruyor!

Kendini 'vatansever' olarak tanımlayan subaya ait mektubun her sayfası hatta her paragrafı üzerinde ayrıca durmak şart. Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan belgenin orijinali ortaya çıktı. Bu bile tek başına önemli bir durum. Savcılar 'darbe belgesi'nin gereğini yapacaktır. Kamuoyu hem Başbuğ'dan hem de Başbakan'dan 'gereğini yapmasını' bekliyor, beklemeye de devam edecek. Çünkü bu konunun üstünün kapatılması mümkün değil. Yarınki Başbakan-Başbuğ görüşmesi bu açıdan çok kritik olacaktır. İran yolunda 'sonuna kadar takipçisi olacağız' diyen Başbakan Erdoğan'ın aynı hassasiyeti Başbuğ'dan da isteyeceğini tahmin etmek zor değil.

Fakat benim ilk anda dikkatimi çeken ve hâlâ zihnimi kurcalayan bir 'imha edilen 40 çuval evrak' bölümü var. İhbarcı subayın anlattığı, terhis olan askerin doğruladığı bilgiye göre konunun gazetelere çıkmasından sonra karargahta panik havası yaşanmış.

Bilgisayarlar 35 kez silinerek savcılara 'temiz' verilmiş. Bu arada hatırlatalım bu 'kill disk' işlemini 35 kez yapmak bir buçuk günü alır. Ama asıl şok edici olan şu: Üç gün boyunca kağıt imha makineleri 40 çuval evrak öğütmüş. Sonrasında da bu belgeler yakılarak imha edilmiş.

Devlet geleneğinde kurumun resmi evraklarını yakmak yoktur. En basit haliyle seri ve tarih numaraları verilerek arşivlenir. Eğer 'cuntacı' subaylar 40 çuval evrak yakmışlarsa mutlaka 'arşivlenemeyecek' birtakım dosyalar vardı.

Acaba imha edilen çuvallarda ne vardı? İnsan fena halde merak ediyor. Öyle ya alelacele ortadan kaldırıldığına göre mutlaka illegal işler vardı. Acaba ne tür psikolojik harekatlar yapıldı ya da yapılmaya devam ediyordu?

Yakılan 40 çuval evrakla da ilgili mutlaka ayrı soruşturma yapılmalı. Kim bilir belki de şu anda; Türkiye'nin muhtelif yerlerinde 'bir gün lazım olur' diyerekten fişlemeler yapılıyor, dosyalar tutuluyordur ya da Çiçek'in eylem planına benzer projeler uygulamadadır.

Artık net olarak ortaya çıktı ki 'darbeciliği' kendine vazife edinmiş bir yapı var. Eğer öyle olmasaydı, belge Taraf gazetesine manşet olduğu zaman 'ikinci bir emre kadar bu tip işler yapmayın' denmesi gerekirdi.

Oysa komutanlarımız 'nasıl sızdığı' konusunda kafa yorup çözümü de bulmuşlar. 12 gün sonra yayınladıkları 'bilgi güvenliği tedbirleri' emriyle sızmalara karşı tedbirler sıralanmış. Islak imza atılmaması, bilgisayarların sınırlanması gibi emirler var. Bilgisayarların hard diskleri değiştirilirken CD sürücüleri ve USB girişleri kapatılmış. Yine edinilen bilgilere göre yazışma şekilleri ve usulleri de değiştirilmiş. Yani 'durmak yok yola devam ama biraz dikkat' denmiş.

Ama unuttukları bir şey var. Devletin ve ordunun suç işleme özgürlüğü yoktur. Kendi halkına karşı plan üstüne plan yapan bir komuta kademesi olamaz. Ülkenin normalleşmesi için ordunun kendi işinin askerlik olduğunu kavraması şart. Yoksa kimse rahat yüzü görmeyecek. Eğer belgelenen darbe girişiminin gereği yapılmazsa yeni andıçlar, yeni eylem planları hazırlanacak, uygulanacak. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!

 



Bu haber 1,121 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,259 µs