En Sıcak Konular

"Yeni bir 11 Eylül'e hazır olun!"

0 0 0000 00:00 tsi
O, Kızıl Ordu'nun komutanıydı... General Leonid Ivashov'dan bahsediyoruz, SSCB eski Genelkurmay Başkanı... Ivashov "İran için yeni bir 11 Eylül'e hazır olun" diyor. Peki, ne zaman?

İran’a Saldırı İçin Yeni Bir 11 Eylül Provokasyonuna Hazır Olun    

Bugün ABD’nin İran’a saldırması ihtimali oldukça yüksektir. Ancak ABD Kongresi’nin savaş için yetki verip vermeyeceği belirsiz bir konudur. ABD, bu engeli ortadan kaldırmak için bir kışkırtma girişimi yapabilir. İsrail’e veya askeri üsler dahil ABD’li hedeflere bir saldırı gibi. Bu kışkırtmanın boyutları New York’taki 11 Eylül saldırılarına benzeyebilir. Böylece Kongre, ABD başkanına kesinlikle “Evet” diyecektir.  

General Leonid Ivashov

SSCB Genelkurmay Başkanı

Global Research Düşünce Merkezi

RUSYA, Moskova: Ortadoğu’dan gelen bilgi akışı içinde, ABD’nin bugünden itibaren birkaç ay içinde İran’a karşı nükleer bir saldırı gerçekleştireceğine dair raporlar sık sık gelmektedir. Örneğin Kuveyt’te yayınlanan Arab Times gazetesi, deneyimli ancak ismi açıklanmayan kaynaklara dayanarak, ABD’nin 2007 Nisan ayı sona ermeden İran topraklarına füze ve bombalı saldırı yapmayı planladığını yazmıştır. Bu harekat denizden başlayacak ve ABD güçlerinin kara operasyonundan kaçınması için Patriot füze savunma sistemleri tarafından desteklenecektir. Bu şekilde “herhangi bir Basra Körfezi ülkesinin” karşı saldırısının etkisi azaltılacaktır. “Herhangi bir ülkeden” kast edilen İran’dır. Kuveyt gazetesine bilgi sağlayan kaynağa göre; Irak’ta ve bölgedeki diğer ülkelerde bulunan ABD güçleri, Patriot füzesavar sistemleri aracılığıyla İran’ın füze saldırılarından korunacaktır. Yani, yeni bir ABD saldırısının hazırlıkları tamamlanma aşamasına gelmiştir.

Saddam Hüseyin’in ve yakın çalışma arkadaşlarının idamı bu hazırlıkların bir parçasıydı. ABD stratejistlerinin bu idamlarla amaçladıkları, İran’ın çevresindeki ve tüm Ortadoğu’daki durumu kızıştırma girişimlerini gizlemektir.ABD idamın sonuçlarını analiz ederek, eski Irak liderinin ve çalışma arkadaşlarının asılması emirini verdi. Bu göstermektedir ki ABD, Irak’ı savaşan üç sahte devlete -Şii, Sünni ve Kürt devletleri- ayırma planını uygulamaya koymuş bulunmaktadır. Washington, kontrollü bir kaos durumunun, Basra Körfezi petrolüne ve stratejik açıdan önemli diğer petrol geçiş yollarına egemen olmasını kolaylaştıracağını hesaplamaktadır. Konunun en önemli yönü, Ortadoğu’nun merkezinde sonu olmayan kanlı bir mücadelenin başlayacak olmasıdır. Irak’a komşu olan ülkeler de -İran, Suriye, Türkiye (Kürdistan)- kaçınılmaz olarak bu savaşın içine çekilecektir.

Böylece ABD en önemli görevini başarabilecek, özellikle İsrail’in menfaatleri için, bölgeyi tamamen istikrarsızlaştırma sorununu çözecektir. Irak’taki savaş, bölgesel ülkeleri istikrarsızlaştırma sürecindeki bir dizi adımdan sadece bir tanesidir. Bu savaş ayrıca ABD’nin haydut devlet olarak açıkladığı veya açıklayacağı İran ve diğer ülkelerle mücadele etme sürecinin sadece bir aşamasıdır. Ancak Irak ve Afganistan’ın etkisizleştirilemediği bir zamanda ABD’nin bir başka askeri harekatta bulunması kolay değildir. ABD operasyon için gerekli kaynaklara sahip değildir. Ayrıca ABD’nin neo-muhafazakar politikalarına karşı protestolar dünyanın her yerinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenlerden dolayı ABD, İran’a karşı nükleer silah kullanacaktır. 1945 yılında Japonya’ya yapılan saldırıdan sonra, ikinci kez bir savaşta nükleer silah kullanılacaktır. 2006 Ekiminden beri İsrail ordu ve siyaset çevreleri, İran’a karşı nükleer ve füze saldırısı yapılması olasılığını gündeme getirdiler.

Bu fikir Başkan Bush tarafından da desteklendi. Şu anda bu düşünce nükleer saldırıların gerekliliği şeklinde açıklanmaktadır. Bu tür bir saldırı olasılığının korkunç olmadığına, aksine nükleer saldırının makul olduğuna halk inandırılmaya çalışılmaktadır. İddialara göre İran’ı durdurmanın başka bir yolu bulunmamaktadır. Diğer nükleer güçler böylesi bir duruma nasıl tepki gösterecek? Rusya, en iyi senaryoda kendisini saldırıları kınamakla sınırlandıracaktır; en kötüsünde ise Yugoslavya’ya yönelik saldırılarda olduğu gibi ABD’nin bir hata yaptığını, ama kurbanın kendisinin bu saldırıyı kışkırttığını söyleyecektir. Avrupa da özünde aynı şekilde davranacaktır.

Muhtemelen Çin’in ve bazı başka devletlerin nükleer saldırılara yönelik olumsuz tepkisi daha sert olacaktır. Her halde, ABD güçlerine karşı nükleer saldırı misillemesi yapılmayacaktır. ABD bu konudan kesinlikle emindir. Bu çerçevede BM hiçbir anlam ifade etmemektedir. Yugoslavya’ya yönelik saldırıyı kınamayarak, BM Güvenlik Konseyi bunun sorumluluğunu paylaşmıştır. Bu kurum, Rus ve Fransız diplomasisinin güç kullanımını engelleme olarak algıladığı, ancak ABD’lilerin ve İngilizler tam tersine kendilerine saldırı yetkisi verdiğini düşündüğü kararları çıkarabilmektedir. İsrail’e gelince; İran’ın füze saldırılarına uğrayacağı kesindir. Muhtemelen Hizbullah’ın ve Filistinlilerin direnişi şiddetlenecektir. İsrailliler kendini kurban gibi göstererek, saldırılarını haklı göstermek için provokasyonlara başvuracak, biraz da zarar göreceklerdir. Bunun üzerine öfkelenen ABD, İran’ı nihai olarak istikrarsızlaştıracak ve bunu soylu bir cezalandırma misyonu gibi gösterecektir.

Bazı kişiler dünyadaki protestolardan kaynaklanan endişelerin ABD’yi durduracağına inanmaktadır. Bu unsurun önemi abartılmamalıdır. Geçmişte NATO’nun Yugoslavya’ya saldırı hazırlığı içinde olduğuna ikna edebilmek için Miloseviç’le saatlerce konuşmuştum. Uzun bir süre buna inanamadı ve bana şunları söyleyip durdu: “BM Şartını oku. Bunu yapmak için hangi dayanaklara sahipler?”

 Ama yaptılar. Uluslararası hukuku fazlasıyla ihlal ettiler ve saldırdılar. Şu an neyimiz var? Evet bir şok ve öfke durumu yaşandı. Ama sonuç tam olarak saldırganların istediği gibi, Miloseviç öldü, Yugoslavya parçalandı ve Sırbistan sömürgeleştirildi. NATO subayları, ülkenin savunma bakanlığında karargahlarını kurdular. Aynı şeyler Irak’ta da yaşanmaktadır. Bir şok ve öfke yaşandı. Ancak Amerikalıların ilgilendiği şey şokun ne kadar büyük olduğu değil, ordu-sanayi komplekslerinin gelirlerinin ne kadar yüksek olduğudur. İkinci bir ABD uçak gemisinin Ocak ayının sonuna doğru Basra Körfezi’ne varmış olacağı yönündeki bilgi, savaşın olası gelişimini analiz etmemizi mümkün kılmaktadır. İran’a saldırırken ABD nükleer cephaneliğini havadan boşaltacaktır. ABD uçakları, gemileri ve denizaltıları tarafından taşınan Cruise füzeleri ve muhtemelen balistik füzeler kullanılacaktır.

Nükleer saldırılar uçak gemilerinden yapılacak, bunu hava saldırıları ve diğer saldırı çeşitleri izleyecektir. ABD ordusu bir kara operasyonundan kaçınmaya çalışacaktır: İran güçlü bir orduya sahip ve ABD güçleri büyük boyutlu kayıplara uğrayabilir. Bu ise, çoktandır zor bir durumda olan Bush için kabul edilemez bir şeydir. İran’ın altyapısını yok etmek, ülkenin kalkınmasını tersine çevirmek, panik yaratmak ve siyasi, ekonomik ve askeri bir karışıklık yaratmak için kara operasyonu gerekmemektedir. Bu ilk önce nükleer güç, sonrasında konvensiyonel savaş araçları kullanılarak başarılabilir. Uçak gemilerini İran’ın kıyılarına yakınlaştırmalarının amacı budur.

İran kendini savunmak için hangi kaynaklara sahiptir? Büyük miktarda kaynağı vardır ama ABD güçleriyle karşılaştırıldığında bunlar geridir. İran 29 adet Rus Tor sistemine sahiptir. Bunlar, İran hava savunması için kesinlikle önemli birer destekleyicidir. Ancak şu anda İran’ın hava saldırılarından korunmasının bir teminatı bulunmamaktadır. ABD’nin taktikleri her zamanki gibi olacaktır: İlk önce hava savunması ve radarlar etkisizleştirilecek, daha sonra havadaki ve karadaki uçaklara, kontrol sistemlerine ve altyapıya saldıracaktır. Ve bunları hiçbir risk almadan yapacaktır. Şu andan itibaren birkaç hafta içinde savaş mekanizması çalışmaya başlayacaktır. Kamuoyu çoktandır baskı altındadır. İran karşıtı bir militarizm histerisi büyüyecek, yeni bilgi sızıntıları, dezenformasyon vs. yaşanacaktır.

Aynı zamanda, yukarıda anlatılanlar Batı yanlısı muhalefete ve Mahmut Ahmedinejat’ın seçkinler takımının bir kısmına gelecekte yaşanacak gelişmelere hazırlıklı olmaları için işaret göndermektedir. ABD, İran’a yönelik bir saldırının ülkede karışıklığa yol açacağını ve İranlı generallerin bazılarına rüşvet verip ülkede beşinci bir kol yaratmayı ümit etmektedir. Elbette İran, Irak’tan farklıdır. Ancak saldırganlar İran silahlı güçlerinin iki kesimi arasında – İslam Devrim Muhafızları ve ordu – bir mücadeleyi kışkırtmayı başarırsa ülke kendini kritik bir durumda bulabilir. Özellikle harekatın başında ABD’nin İran liderliğini vurmayı başarması ve ülkenin merkezine nükleer bir saldırı veya konvensiyonel silahlarla kitlesel bir saldırı gerçekleştirmesi halinde durum ciddileşecektir.

Bugün ABD’nin İran’a saldırması ihtimali oldukça yüksektir. Ancak ABD Kongresi’nin savaş için yetki verip vermeyeceği belirsiz bir konudur. Bu engeli ortadan kaldırmak için bir kışkırtma girişimi yapabilir. İsrail’e veya askeri üsler dahil ABD’li hedeflere bir saldırı gibi. Bu kışkırtmanın boyutları New York’taki 11 Eylül saldırılarına benzeyebilir. Böylece Kongre, ABD başkanına kesinlikle “Evet” diyecektir.

(Geeral Leonid Ivashov, Rus Jeopolitik İlişkiler Akademisi’nde asbaşkandır. Sovyetler Birliği savunma bakanlığında genelkurmay başkanı, Bağımsız Devletler Topluluğu Savunma Bakanları Konseyi Sekreteri, Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı’nda askeri işbirliği biriminin başkanı ve Rus orduları ortak genelkurmay başkanıydı-Kanada Merkezli Düşünce Kuruluşu Global Research, 24 Ocak 2007, Makalenin Kendi başlığı: “İran, Bir Nükleer Saldırıya Karşı Koyabilmek İçin Hazır Olmalı” )

www.dunyagundemi.com



Bu haber 549 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,879 µs