Turgut Yılmaz'ı koruyanlar kimler?

0 0 0000 00:00 tsi
Geçmişte Beyaz Enerji Operasyonunu yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'la ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

Geçmişte Beyaz Enerji Operasyonunu yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'la ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Şalk, Yılmaz'ın üzerine niçin gidilemediği sorusunu böyle cevapladı...

Emekli Jandarma Kurmay Kıdemli Albay Aziz Ergen'in, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde yürütülen “Beyaz Enerji Operasyonu”na ilişkin belge ve yaşadıklarını kitaplaştırdı.

Ergen, kitabın tanıtımı dolayısıyla, yayıncısı Kuvayı Milliye Derneği'nin Genel Başkanı Bekir Öztürk ve soruşturmanın yürütüldüğü dönemde Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Talat Şalk ile basın toplantısı düzenledi.

“Kirli Ellerin İttifakı” adlı kitabında “Beyaz Enerji Operasyonu”nun yanı sıra “Mavi Akım soruşturması” ile “terörle mücadele” konularına da yer verdiğini belirten Ergen, yalnızca yaşadıklarını ve bunlara ilişkin belgeleri sayfalara aktardığını anlattı.

Kitaptaki tüm bilgi ve belgelerin kendi yaşadıkları ve kişisel görüşleri olduğunu vurgulayan Ergen, “başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere hiçbir kurum ve kuruluşu bağlamayacağını” dile getirdi.

Beyaz Enerji Operasyonu'nun “Cumhuriyet tarihinde ucu yukarılara giden tek operasyon” olduğunu anlatan Ergen, bu operasyondan sonra “Bu ülkenin kaynaklarını talan eder, birilerine peşkeş çekerseniz bir gün bir vatan evladı gelir yakanıza yapışır anlayışı yerleşti” diye konuştu.

“BAZI GÜÇLER DEVREYE GİRDİ”

Operasyonun, bir teyp kasetindeki konuşmaların deşifre edilmesinin ardından başladığını anlatan Ergen, “Mavi Akım operasyonunun başlayacağı sırada bazı güçlerin devreye girerek, önlerini kestiğini” iddia etti.

Ergen, “Operasyon başlarken Cebeci Askeri Mezarlığına giderek, yemin ettik biz. 'Sizler bu vatan için canınızı verdiniz, biz de bu yolsuzlukların ortaya çıkması için kendimizi ateşe atıyoruz' dedik. Biz arkamızdakilere güvenmiştik, büyüklerimize güvenmiştik...” diye konuştu.

Bir gazetecinin, “Arkanızda durmayanlar, operasyonunun önünü kesenler kimlerdi?” sorusu üzerine, Ergen, bu soruların yanıtlarının kitapta olduğunu söyledi. Delillerin ellerine ulaşmasının ardından tüm aşamalarda üstlerini bilgilendirdiklerini ifade eden Ergen, “Siyasiler benim şahsımı etkileyemez, bizim ekibimizi etkilememiştir. Siyasiler başka makamları etkilemişlerdir” dedi.

Ergen, bir başka soru üzerine, “Komutanlarımıza başından itibaren her şeyle ilgili bilgi verdik. Bu operasyonu, başında duran makamlar dışında kimse durduramazdı. Siyasiler bize etkileyemez. Siyasilerin kimi etkilediğini kitapta göreceksiniz” yanıtını verdi.

“ÜÇ GAZETECİNİN İDDİALARI”

Kitapta, operasyonunun sürdüğü dönemde, üç gazetecinin kendisi ve Talat Şalk hakkında ortaya attıkları iddialara da yer verdiğini belirten Ergen, bu üç gazeteciyi iddialarını kamuoyu önünde ispatlamaya çağırdı.

Bir gazetecinin “operasyon kapsamında Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın da gözaltına alınmasının gündeme geldiği, ancak siyasi kriz olabileceği göz önüne alınarak bundan vazgeçildiği” yönünde iddialar olduğunu hatırlatması üzerine Şalk, “Turgut Yılmaz'a ilişkin o kadar delil elimizde olsaydı, siyasi kriz veya Mesut Yılmaz bizi engelleyemezdi. Sadece kendisi hakkında tahkikatı gerektirecek bilgi ve belge toplanmadı. Toplansaydı soruşturma başlatırdık” dedi.

“ABD'Lİ ALBAY”

Ergen, 2004 yılında ABD'li Albay Martin Rollinson'un Irak'ın Türkiye sınırında kendisi ve askerleri tarafından yakalanarak sorgulandığı yönünde çıkan haberler hatırlatılarak, “Çuvalın intikamını aldığınızı düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya, “İntikam aldığını iddia etmediği, olaya ilişkin ayrıntıların kitapta bulunabileceği” yanıtını verdi. Ergen, “ABD'li albayın terör örgütünün kamplarının bulunduğu bölgede serbestçe dolaştığını” da öne sürdü.

Kitabın terör örgütü ile mücadele konusunda ne tür öneriler sunduğunun sorulması üzerine, Ergen, “PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri mücadele eder, başka kimse edemez. Kimseye havale edilemez, bu kişilere kalmış bir olay değildir” dedi.

Ergen'in 223 sayfalık kitabı, 10 YTL'den satışa sunuldu. Çalışma, kitap evlerinin yanı sıra Kuvayı Milli Derneği ve derneğin internet sitesinden de temin edilebilecek.

Kitaptan bir bölüm

Türkiye yıllardır yapılan yolsuzluklarla fakir bir ülke haline getirildi.

Devletin Kaynakları “Al yada öde” anlaşmalarıyla, alsak ta almasak ta karşılığını ödemek zorunda kaldığımız enerji anlaşmaları nedeniyle yok edildi.

Arada karlı çıkan kimdi? Peki sadece bize enerji satanlar mı?

Değildi tabiî ki

% 10 a çalışanları hesabından 266 Milyar çıktığı bu süreçte enerji sektöründe yapılan hırsızlığın toplam tutarı yaklaşık olarak 50 Milyar Dolar dır. 

Konu yolsuzlukla mücadele olunca tabiî ki bazıları rahatsız olacak ve bu mücadeleyi sürdürenlerin kellesini isteyeceklerdir.

Bu düzen geçmişte ne ise, bu günde budur

Yolsuzlukla mücadele eden yada o günlerin moda ifadesiyle “Düğmeye basan” bulunmalı ve gereği yapılmalıdır.

Oysa daha birkaç ay önce Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin ARSLAN;  “Sayın savcım bu operasyonu biz yaparsak siyasiler iki günde bu operasyonu bitirir. Operasyona katılan herkesin kafasını koparırlar. Bu deliller çok önemli, Jandarma bunu yapabilirse biz her türlü teknik desteği verebiliriz, askere müdahale edemezler”

Demişti. Bu kitapta Asker olsa bile yolsuzlukla mücadele edenin başına neler Geldiğini göreceksiniz.

Daha yolun başında başımıza gelecekleri dönemin İçişleri Bakanı Saadettin TANTAN; “… Ancak Aziz Albayım bu operasyon sonuçta senide, beni de yiyecek. Ben Hükümetin İçişleri Bakanı olarak hazırım bu işin sonucuna, vatan sağ olsun” demiş,  Bende karşılık olarak; “Bizde hazırız Sayın Bakanım vatanımız için feda olmaya” demiştim.

Yani bir bedel ödeyeceğimi biliyordum.

Türkiye Gündemine yolsuzlukla mücadelede askerin sivil idareye karşı inisiyatifi ele almış görüntüsü veriliyor ama içerden en üst düzey görüşmeler devam ediyordu.

Yaşananlar birileri için, yakın zamanda oluşacak bir sonun başlangıcı idi. Ama bu son, bizim sonumuz muydu?   Yoksa hırsızların mı?

Bu sorunun cevabı çok geçmeden verilecek,

Yolsuzlukla mücadele veren Kurmay Kıdemli Albay Aziz ERGEN, Asker tayin ve atama yönetmeliğinde emsali görülmemiş bir şekilde bir gecede Azerbaycan a tayin edilecekti.

Mavi akım soruşturmasından sonra senaryonun ikinci perdesi olan Beyaz Enerji için adım atılacağında yapılan bu değişiklik ile adeta cezalandırılmıştı. Üstelik bu mücadelenin sona erdirilmesi planlanmışçasına konu emniyete devredilmiştir.

Oysa Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin ARSLAN daha birkaç ay önce;  “Sayın savcım bu operasyonu biz yaparsak siyasiler iki günde bu operasyonu bitirir. Operasyona katılan herkesin kafasını koparırlar. Bu deliller çok önemli, Jandarma bunu yapabilirse biz her türlü teknik desteği verebiliriz, askere müdahale edemezler”

Haber7

Bu haber 543 defa okundu.