En Sıcak Konular

Medyada hazırlık

0 0 0000 00:00 tsi
Her kafadan bir ses çıkmaya başlayınca bizim gibilere ihtiyatlı olmak düşüyor. Ben de öyle yapıyorum; manşetlere tırmanan haberleri daha bir titizlikle süzgeçten geçiriyorum.

Hatırlar mısınız bilmem, Hürriyet'i rahmetli Çetin Emeç yönetirken, gazetesinin birinci sayfasının tam göbeğine kocaman bir fotoğraf basmıştı da sonradan epey pişman olmuştu. O sırada Hürriyet henüz Erol Simavi'nin patronajında ve Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Milliyet'in yakın takibi altındaydı. Hürriyet'in yayımladığı fotoğrafın iddia edildiği gibi güncel değil, yıllar önce çekildiğini Milliyet'te okumuştuk. 'Dağda toplandılar' başlıklı habere eşlik eden fotoğrafta yer alanların nerede, ne zaman öldüğünü tarihleriyle yazıyordu Milliyet...

Çetin Emeç o haftanın yazısında tarihe şu notu düştü: "Bizi kaynağımız olan istihbarat örgütü aldattı." Aynı yazıda, Hürriyet yönetmeni, istihbarat örgütünün çalışma esasını da fâş etti: "Büyük kardeşe büyük, küçük kardeşe küçük pay..." Daha önce de kuşkuyla bakardım manşetlere, ama Çetin Emeç'in yazısından sonra işim çok kolaylaştı.

"Yoksa 'büyük kardeşe büyük, küçük kardeşe küçük pay' esası artık geçerli değil mi? Hrant Dink suikastından sonra neden önemli haberler Hürriyet'te değil de bir başka gazetede çıkıyor?" Kural mı değişti, 'büyük gazete' sıralaması mı? Gazeteci-kaynak ilişkisi, gazete-kaynak ilişkisinden daha fazla mı önem taşıyor?

Bu sorulara kesin cevap vermeden önce biraz beklemeyi tercih ettim. Şimdi rahatlıkla söyleyebileceğim şu: Hrant Dink suikastı sonrası haber sızdıranlar, sızdırdıkları haberi yayımlayan gazetenin itibarını sarsmak gibi bir yan sonuç almayı da amaçlamış olmalı... İlk iki başarılı günden sonra manşete tırmanan haberler doğru çıkmadı çünkü...

Medya-okur/izleyici ilişkileri açısından zor bir dönemden geçiyoruz. Okur/izleyici kitlesi çok kuşkucu olmaya başladı. Önüne haber diye sunulanlara da o haberlere dayalı yorumlara da kuşkuyla yaklaşıyor okur. İyi de yapıyor. Yakında 'Fox-TV' adını alacak TGRT'de yayınlanan 'asker/polis kâtille kolkola' görüntüleri, üzerine hiç haber bindirilmese ya da haber yalın bir biçimde verilseydi, kanala büyük bir prestij kazandırabilirdi. Hayatî bir hata yaptı Fox-Tv ve haberi yorumlu verdi.

Bugün haberin kendisi ve ilk gün sunulan yorumu tartışılıyor.

İki yıldır televizyon haberleriyle ben de içli dışlıyım; günlük haber akışını izliyorum, yorumumla katılıyorum, izleyicinin tepkisini öğrenmeye çalışıyorum... Kendimi de bir biçimde ilgilendirdiği için aşırıya kaçmadan vermem gereken bir haberim var size: TV izleyicisi 'haber gibi haber' arayışı içerisine girdi; bu arayış özellikle kafa karışıklığının arttığı günlerde kendini iyice gösteriyor...

Kanal-7'nin 'Haber Saati' şu günlerde tarihî rekorlar kırıyor. Son iki aydır haber programlarının sırası değişti Erhan Çelik'in sunduğu 'Haber Saati' yüzünden; bazı günler ikinci haber programı oluyor 'Haber Saati'. Popüler dizileri ve magazini önde tutmaları sayesinde çok izlenir hale gelmiş o anlı-şanlı kanallar var ya, hızla kan kaybetmeye başladı. Geçenlerde bir tv müdürünün ağzından şu cümleyi işittim: "Aralık ayında Kanal-7 bütün kanallar arasında 4. sırayı işgal ediyordu; bununla ilgilenmemiz lâzım..."

Muhafazakâr kanallar, arkasında büyük mâlî güçler bulunan, dev holdinglerin elindeki tv kanallarını her bakımdan zorlamaya başladı.

İlginç olan noktalardan biri de şu: Yabancı sermaye konusunda daha da kuşkucu Türk televizyon izleyicisi. Geçen gün bir yerde okudum, Amerikalılar tarafından satın alındıktan sonra TGRT'nin izleyici sayısında bayağı bir azalma görülmüş... Yakında Fox-Tv olarak yayınına devam edecek o kanal; izleyicinin esas tepkisini o zaman göreceğiz.

Sadece muhafazakâr kanallara değil, haberi ön planda tutan, sağlıklı yorumlarla okur karşısına çıkan gazetelere duyulan ilgi de şu günlerde muazzam arttı. Zaman 500 bin satış çizgisini yakaladı. Bu alanda önemli bir dene-yim olduğu için Star'ı yakından izliyorum; önümüzdeki hafta başlatacağı reklâm kampanyası sonrasında satışını artırmasını beklediğim bir gazete o. Son yıllarda atılımlarıyla dikkat çeken Yeni Şafak da, sayfa sayısını çoğalttığında, bir zamanların Tercüman'ı gibi 500 bin satış çizgisini zorlayabilir.

Böyle bir gelişme Türkiye için ne anlam taşır, düşünebiliyor musunuz? Ülkedeki yerleşik bütün dengelerin, sırf bu gelişme sayesinde, kökünden değişeceğine kalıbımı basarım.

Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin gündemi aşırı hassaslaşacak; bence Türk okuru ve tv izleyicisi kendini o günlere hazırlıyor. Umarım, tv ve gazeteler de kendi hazırlıklarını ihmal etmiyordur.

yenişafak


 
 



Bu haber 282 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,381 µs