En Sıcak Konular

Ateş’in gözüyle TGRT’de olup bitenler!

0 0 0000 00:00 tsi
Ateş’in gözüyle TGRT’de olup bitenler! Jülide Ateş TGRT’den kovulmasında politik dengelerin, ismini açıklayamayacağı Türk politikacılarının etkili olduğunu söylüyor. İşte satır arası okumayı sevenler için harika bir röportaj…

ABD’nin medya devi Rupert Murdoch’ın Ahmet Ertegün ortaklığında TGRT’yi satın almasından sonra Ertegün’ün vefatı işleri iyice karıştırdı. Önce kanalın Fox TV’ye dönüşmesi için kadro değişti. 10 yıldır TGRT’de çalışan Jülide Ateş de bu furyada işten çıkarılanlar arasındaydı. Yüklü tazminatından Ahmet Ertegün’le tanışıklığına, yeni iş tekliflerinden medya dışı alanlara atılma planlarına kadar birçok şey konuşulurken o “Her bitiş yeni bir başlangıçtır” diyerek susmayı tercih etti. Peki TGRT’nin satışının konuşulduğu dönemden bu yana neler yaşandı? Ahmet Ertegün’le bu dönemde görüştü mü? İşten çıkarıldığını öğrendikten sonra neler yaptı? Gelecek planları neler? İşte yeni Jülide Ateş...

Çok iyi görünüyorsunuz. Göründüğünüz kadar iyi misiniz gerçekten?

Etrafımdaki insanlar da “Acaba bu yapay bir mutluluk mu?” diye merak ediyor sizin gibi. Ama benimki gerçek mutluluk çünkü ben de rutinin getirdiği bir bunalma vardı. “Allah’ım beş yıl sonra saat beş buçuk da nerede olacağımı biliyorum, korkunç” derdim kendime. Bu beni o kadar hüzünlendiriyordu ki. Çünkü hayatım hiçbir sürprize açık değil demekti bu benim için. Bir fare gibi aynı kutunun içinde dönüp duracaktım. Ben şunu biliyorum ki en içimde, kalbimde bunu dilemişim ki evren bunu bana verdi. Bu kendimi keşfetmem için bir hediye... İtiraf edemediğim duam kabul oldu aslında. Heyecanlıyım yeni olacaklar için. 15 yıldır dakika dakika hayatımı biliyordum şimdi hiçbir şey bilmemek çok güzel geliyor, beni çok mutlu ediyor. Ama anneannem çok üzüldü, ağlıyor. Ona “Bu bir fırsat”ı anlatmak çok zor. Ablam anneme “Sesi çok güçlü geliyor. İşten çıkarıldı niye böyle mutlu?” diyormuş. Yakınımdakilere bunu anlatmam çok zor.

İlk defa işten çıkarılıyorsunuz değil mi? Bana bu çok sıkıcı geldi, el değmemiş bir hayat gibi... Açıkçası sizin için seviniyorum. Bence de bu fırsat size bir hediye...

Ağzım dolu dolu kovuldum diyorum... 15 senede bu ilk... Bence de bu tecrübeyi yaşamamak beni azaltıyordu. Başarıya mahkûmiyet vardı benim hayatımda.

15 yılın 10 yılı TGRT’de. TGRT muhafazakârların kanalı olarak bilinmekten ne yaparsa yapsın kurtulamadı bu süre içinde aslında. Kendiniz hiç mi düşünmediniz ayrılmayı bu 10 sene içinde?

Bu gelgitleri yaşadım tabii ki. Ama TGRT’nin yapısıyla ilgili değildi bu kafamdaki karmaşa. Rutinin getirdiği sıkılmışlık oluyordu aslında bu daha çok. Jülide Ateş olmama izin veren bir haber bülteni değildi bizim hazırladığımız. Sahip olduklarımın sadece yüzde 20’sini kullanıyordum ki bu da zaman zaman huzursuzlanmama sebep oluyordu. “Bu muydu hayallerim, kapasitemi realize edebiliyor muyum?” diye düşünürdüm. Gelen konuklara sorduğum sorularda bazen “Ben öyle düşünmüyorum” gibi bir şey söylesem hemen “Jülide birinci tekil şahıs kullanmayalım” derlerdi. Saygı da duyuyordum, bu tarzı tercih ediyorlardı ama sıkıcı oluyordu. O anlamda mutsuzdum.

Neydi peki sizi TGRT’de tutan?

Para... Çok çok iyi bir maaş alıyordum. Açıkçası kendime, eşime, anneme babama, çocuğuma, “Ben bu parayı bırakıyorum çünkü başka bir şey yapmak istiyorum” demeyi beceremedim, istediğim halde bu yürekliliği gösteremedim kaderimi değiştirmek için. TGRT’ye geçmem de öyle olmuştu. İnanılmaz büyük bir para teklif etmişlerdi, Kanal D’den ayrıldıktan sonra başka kanallardan da teklif vardı, onlara TGRT’nin önerdiği parayı söylediğimde onlar bile “Hiç düşünme oraya git” demişlerdi. Benim o sırada önceliğim prestij değil paraydı.

Pişman oldunuz mu hiç parayı tercih ettiğinize? Çünkü TGRT hiçbir zaman büyük bir kanal olamadı...

Başlarda çok sorguladım. Star’da ve Kanal D’de ana haber okuduktan sonra atılım yapmakta olan muhafazakar bir kanalda olmak endişe veriyordu. Ama koşullar içindeki mükemmeli yakalamaktı benim için TGRT. Ben muhafazakar değilim, TGRT’de beni bu konuda hiç sıkıştırmadı, rahatsız etmedi. Ana haberi sunarken benim bikinili resim kapak oldu bir magazin dergisine, hiç kimse bir şey demedi. Kanalın muhafazakarlığı -ki 10 yıl içinde çok değişime uğradı kanal- çalışanlarını bağlayan bir şey değildi. Çok huzurlu çalıştım bu on sene. Haklarını yememeliyim.

KOLTUK YARIŞINA GİRDİLER

Sonra ne oldu ve sizden vazgeçtiler?

TGRT yerli yatırımcıların ilgi alanına girdiği dönemde herhangi bir satışta gitmeyeyim diye benim kadromu Huzur TV’den TGRT Haber TV’ye aldılar. Daha sonra Rupert Murdoch-Ahmet Ertegün ortaklığı ortaya çıktı. Kanalın genel müdürü Murat Akgiray, “FOX geliyor, onlarla çalışmak ister misin?” diye sordu. Yeni bir başlangıç olabilir diye kabul ettim. Bunun üzerine kadromu tekrar TGRT Haber TV’den Huzur TV’ye geçirdiler. Çünkü Huzur TV satışa çıkarılan şirketti. Böylelikle ben de ABD’lilere gidecek elamanlardan biri olacaktım. O dönemde ABD’li genel müdür geldi. İlk görüşmemizde kendimi tanıttım. Sadece haber spikeri olarak değil, özel röportajlar gibi farklı alanlarda da benden faydalanmak istediklerini söyledi. İleriye yönelik güzel temennilerde bulundu. Ardından New York’a gittim. Ahmet Ertegün’ü daha önceden tanıyordum. Onu ziyaret ettim.

Yani siz aslında FOX TV’de çalışmak üzere hazırlandığınız bir dönemde mi kovuldunuz... Ahmet Ertegün’ün ölümüyle ilgisi var mı bunun?

Evet, Fox TV’de çalışacaktım. Ahmet Ertegün vefat ettikten bir hafta sonra işten çıkarıldım. Hatta New York’a gittiğimde eşimle beraber beni evine davet etti. Ray filminin yönetmeni Taylor Hackford ve eşi, Altın Küre’yi kazanan Helen Mirren, Tarkan ve kız arkadaşı ile New York Kültür Ataşesi’nin de olduğu bir yemeğe. O yemekte “Yeni kanalımızın tek star’ına kadeh kaldırıyorum” diyerek beni onurlandırdı. News Corp Başkan Yardımcısı ve Avrupa Başkanı Martin Pompadur’u arayarak 10 yıldır bu kurumda çalıştığım ve iç dinamikleri bildiğim için benimle görüşmesi gerektiğini söyledi. Pompadur ile TGRT’den, projelerinden ve neler yapmak istediklerinden konuştuk. O yüzden açıkçası Ahmet Ertegün döneminin TGRT’de kapandığını düşünüyorum. İşler şu anda çok karışık zaten. Kimin yönettiği belli değil kanalı. Türk ortak yok ama çok fazla Türk var işin içinde.

Kanalın satışında Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Cüneyt Zapzu’nun aracılık ettiği yazılmıştı gazetelerde. Siz hiç AKP kanadının da kanalın yönetiminde olduğunu hissettiniz mi?

Murdoch’un sağ kolu Pompadur görüşmemizde şimdi size adını veremeyeceğim bir Türk politikacıdan bahsetti. “Bu kişiyle çok sıkı diyaloglarımız var, temas halindeyiz” dedi. Ne alaka diye biraz şaşırdım açıkçası. Bir siyaset adamı. Aktif şu anda. Fikir aldıkları insanlardan biridir diye düşündüm. Ama işler bizim bildiğimizden daha karışık. O sırada TGRT’de daha önce bahsi geçen siyasetçilerin adı gündeme geldi. Buna Ankara ve politikacılar dahil. “Bıyıklı Amerikalılar” diyorum onlara ben. Kanaldaki sorun tek bir karar mekanizmasının olmamasıydı. Özellikle Ahmet Ertegün’ün vefatından sonra herkes koltuk kapma, kendi otoritesini kurma çabası içine girdi. Haber bölümü herkesin talep ettiği bir yer zaten. Sanırım işten çıkarılışımda bu politik dengeler de etkili oldu.

Niye işten çıkarıldığınızı söylediler mi?

Tazminatımın yüksek olması diye düşünüyorum. 1 Ocak 2007 tarihine kadar işten çıkarılsaydım tazminat İhlas Holding’in bloke etmiş olduğu dört milyon dolardan ödenecekti. Bu tarihten sonra işten çıkarılsaydım kurum kendi cebinden ödeyecekti. Çünkü çıkarılan 70 kişinin hepsinin tazminatı çok yüksek. Diğer sebepse TGRT’nin yüzü olduğumu düşünmeleri. İkincisi benim için daha anlaşılır bir neden ama sözleşmemin değiştirilmesi soru işareti.

Kaç lira tazminat aldınız... 390 milyar, 750 milyar... Bunlar yazılan rakamlar, doğrusu nedir?

Yüksek bir para, tek çekle ayrıldığım gün aldım. Ama miktarı söylemeyeceğim. Listedeki en yüksek rakam benimdi ama.

Bu kadar iyi bir tazminat almasaydınız ya da şu an bir para sıkıntınız olsaydı, bu işten çıkarılmayı daha ağır yaşar mıydınız sizce?

Kesinlikle evet. Sanırım daha alıngan, daha kaderci olurdum. Şimdi güvende olmanın verdiği bir rahatlık var. Haber spikerliğinden en fazla para kazanmış insanlardan biriyim ben.

İşten çıkarıldığınızı size kim söyledi?

İnternetten öğrendim.

Ciddi misiniz?

Daha sonra da postayla bildirildi. Bir yandan kendime “Bunu kişisel olarak algılama” diyordum diğer yandan “Hak ettiğim bu mu?” diye düşündüm. Çünkü Martin Pompadur’la görüştüğümde New York’da, beni gökdelenin kapısından alıp, uğurlarken de aşşağıya kadar bırakmıştı. Onu arayıp “Beni çıkarmanızla ilgili hiçbir sorunum yok, istediğiniz kişilerle çalışmakta özgürsünüz ama bu beni kapıda karşılayıp kapıya kadar uğurlama nezaketini gösteren tavrın devamı değil” dedim. Haklı olduğumu söyleyip özür diledi. Ertesi gün de genel müdür beni aradı ve işten çıkarılmamın performansımla ilgili olmadığını, başka sebepler olduğunu söyledi. Bu sebepleri bilmiyorum.

Ahmet Ertegün’le yakınlığınız sizin aleyhinize gelişmiş olabilir mi?

Ahmet Ertegün’ün cenaze törenine bile gidemedim, engellendi. “Stüdyoda yayın yapacaksın” denildi. O dönemde kargaşa çıktı. Ahmet Ertegün’ü eşi mi temsil edecek yoksa avukatı mı net değildi. Yine birtakım siyasetçilerin ve bu kişilerin iş dünyasından bağlantıları olduğu insanların adı geçti. Ben kimsenin adamı değildim. Hep bireysel hareket ettim. TGRT’de çalıştım ama TGRT’nin adamı olmadım. Bireysel olarak işimi yaptım ve sınırlarımı çok net çizdim.

Peki, haberi okuduğunuzda ne hissettiniz? Ağladınız mı?

ABD’den çok iyi şeyler yapacağımı düşünerek dönmüştüm. O heyecanı da ekrana yansıtabiliyordum. İşimi kötü yaptığım için çıkarılmadığımı biliyorum ve bu içime su serpiyor. Hayat size kabullenmeyi öğretiyor. Hiç ağlamadım hatta ağlamak istedim ama olmadı. Canım acıdı ama büyük bir acı olmadı inanın. Hem üzüldüm hem de heyecanlandım. Ahmet Ertegün beni işten çıkarsaydı daha fazla üzülürdüm.

Sonra hiç TGRT’yi seyrettiniz mi?

Kimi almışlar benim yerime diye bir kere baktım sonra da bir daha hiç bakmadım açıkçası.

Bir ay oldu akşamları haber okumayalı, tam olarak ne değişti hayatınızda?

Akşam saatinde kalabalık bir yerlerdeysem insanların bana “Bu kız niye burada, televizyonda olmalı” diye baktıklarını düşünüp suçluluk hissediyorum. Daha tam özgürlüğe alışamadım. İşi kırmışım gibi geliyor. Para harcamaya vaktim yoktu. Şimdi mesela çok beğendiğim bir araba vardı, kendime onu alacağım.

Yeni teklifler var mı?

Var, bu hafta ciddi bir görüşmem var. ama açıkcası illa medya diye düşünmüyorum. Bu sefer koca bir hayat var önümde ve hayata “Açılın Jülide Ateş geliyor” diyorum. Ama içinden ne çıkacak ben de şu an bilmiyorum. Tek bildiğim aynı şeyden daha fazla istemiyorum, yeni bir şeyden az da olsa onu istiyorum. TGRT’den çıkarılmam sadece iş adresimin değil, benim değişimim olacak.

Sanem Altan –PazarVatan



Bu haber 493 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,293 µs