En Sıcak Konular

Paşadan zehir zemberek açıklamalar

0 0 0000 00:00 tsi
Paşadan zehir zemberek açıklamalar Kuzey Irak Kürt devletinden korkulmamalı, hatta ilk tanıyan Türkiye olmalı, Ermenistan sınırı açılmalı, generallerin mal beyanı açıklanmalı... Yanlış anlamayın bunları söyleyen bir paşa!

Star Gazetesi'nden Fadime Özkan'ın Emekli Koramiral Atilla Kıyat'la yaptığı çarpıcı röportaj:

Emekli Koramiral Atilla Kıyat asker sivil ilişkisinin arka yüzünü anlattı.

Kuzey Irak Kürt devletinden korkulmamalı, hatta ilk tanıyan Türkiye olmalı, Ermenistan sınırı açılmalı, Kıbrıs sorunu Batılıların eline bırakılmamalı, generallerin mal beyanı açıklanmalı... Bu görüşler emekli bir paşaya, Atilla Kıyat’a ait. Üstelik de Kıyat Paşa, bugün bile fazla cesur bulunan bu görüşleri emekli olduğu günden beri söylüyor. Asker-sivil ilişkisini, bu ilişkiyi belirleyen güven-irade ayrımını konuştuğumuz Atilla Kıyat, fikirlerini görevliyken de üstlerine açtığını ifade ediyor.

Futbol camiasının Fenerbahçe Kulübü yönetim kurulu üyeliği ve sözcülüğünden, tv izleyicisinin NTV’deki programından, iş dünyasının Orta Anadolu Mensucat Sanayi genel müdürlüğün-den tanıdığı Emekli Koramiral Atilla Kıyat, TSK’nın geleceği en parlak generallerinden biriyken 1999’da Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’ndan emekli edildi. Oysa önce Donanma Komutanı, sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olması bekleniyordu. O, askeri terbiye gereği bu konuda konuşmasa da, kırıldığını gizlemiyor.

•  Emekli olur olmaz Türkiye’nin bugün sıcak gündem maddeleri olarak hálá masasında duran sorunlarıyla ilgili cesur açıklamalar yaptınız. Görüşler birden bire oluşmayacağına göre söyler misiniz, bunları askerken de üstlerinize anlattınız mı?

- Ben görüşlerimi üstlerimin, eşitlerimin ve astlarımın arasında da, NATO karargahında görevliyken de askeri terbiye içinde dile getirdim. Açlık sınırındaki iki buçuk milyonluk Ermenistan’ın Türkiye için tehdit kabul edilmesinin; üç buçuk milyon Kürt’ün Kuzey Irak’ta kuracağı devletten korkulmasının; on milyon nüfuslu Yunanistan’la sorunlar iki devlete yakışır biçimde çözülmediği için, bunu bazen bize, bazen Yunanistan’a karşı kullanıp sürekli silah satılmasının üniforma giymiş biri olarak beni aşağıladığını söyledim, söylüyorum. Bu korkularla yaşar, bunu bir de karşınızdakine hissettirseniz onları cesaretlendirirsiniz. Ve iş döner dolaşır yine güç kullanımına gelir. Bunların mümkün olmadığı düşüncesiyle politika üretseydik korkulardan sıyrılırdık. Demokrasimiz, ekonomimiz gelişirdi.

ORDUDA CESUR FİKİRLER

•  Böyle düşünen başka askerler de var mı orduda?

- 90’lı yıllarda yoktu ama tahminime göre şu anda vardır.

•  Bu tür konuşmalar arkadaş sohbetlerinde mi kalır yoksa resmi toplantılara da taşınır mı?

- Benim bulunduğum görevler itibariyle resmi toplantılarda yapılmadı. Genel Kurmay Karargahı’nda bulunmadım, belki tartışılıyordur. Ama arkadaş sohbetlerinde konuşuyorduk.

•  Düşüncelerinizi söylediğinizde nasıl tepkiler alıyordunuz peki?

- TSK’da tartışmalar demokratik bir ortamda yapılır. Söyledikleriniz yüzünden üstlerinizin kafasında sizin gelecekteki görevlerinizle ilgili nasıl bir düşünce oluşur onu bilmiyorum.

KIRGINIM, EVET

•  99’da terfiniz beklenirken emekli edildiniz. Düşünceleriniz yüzünden cezalandırılmış olabilir misiniz?

- Böyle düşünmedim çünkü yapıyı çok iyi biliyorum. Neticede Askeri Şura birlikte çalışacağı komutanları seçer. Bu onların hakkıdır. İnsan gelebileceği en yüksek noktayı hedefler ve gelemediğinde de içinde ukde kalabilir ama bu kırgınlık ve kızgınlık TSK’ya değildir. İnsanın şahıslara ufak tefek kırgınlıkları olabilir. O da geçer.

•  Siz kime, niye kırıldınız?

- Şuranın ilk gününden itibaren basında terfi ettiğim haberleri çıktı. Oysa etmemiştim. Benim kırgınlığım birlikte çalıştığım, sevip saydığım komutanlarımın telefon edip ‘Atilla basının haberlerine kendini pek kaptırma’ demeyişinedir. Allah’tan o üç gün boyunca hiçbir tebriki kabul etmedim. Belki de olmaması daha hayırlı oldu.

•  Ne gibi?

- Dile getirmek istemezdim ama terfi etseydim 17 Ağustos’ta ailem benimle birlikte Gölcük’te olacaktı. Belki de çocuklarım, yakınlarım ölecekti.

ASKERİN EĞİTİMİ DAHA İYİ

•  Asker sivil ilişkisi Türkiye’nin en sorunlu alanlardan biri ve en fazla alan karmaşası da iç-dış tehditlerin belirlenmesinde yaşanıyor. Devlette ise öteden beri köklü bir bölünme korkusu ve bununla ancak güç kullanarak baş edilebileceği inancı var. Sizce sorun nereden kaynaklanıyor?

- Türk halkının TSK’ya güveni en üst düzeyde olduğu için herhangi bir konuyu çözmek yerine sorunu askere havale etmek siyasetçinin işine geliyor. İş asker eliyle yapılır başarılı olunursa verecekleri ilk demeç ‘TSK hükümetimizin emrindedir ve gördüğünüz gibi sorun başarıyla hallolmuştur’ olur. Başarılı olunmazsa da ‘Gördüğünüz gibi asker de beceremedi’ denir.

•  Siyasetçilerin güvenlik stratejisiyle ilgili konuları askerin kucağına atmasında askere güven kadar korku da yok mu? Siyasetçiler, Cumhuriyeti kuranlar askerler olduğu için orduya güven duyup, ihtilaller ve asılan başbakan nedeniyle korkuyor olamaz mı?

- Çok güzel söylediniz, hepsini bu kategoriye almak istemem ama şu da var: Uzun süre askerler sivillerden daha iyi eğitildiler. Siviller birçok sorunda işin askerin işi olduğuna inanıp kendilerini hiç eğitmediler. Batı demokrasilerinde ülkeye yönelik tehditleri, bu tehditlere göre silahlı kuvvetlerin görevini belirlemek sivilin işidir. Bizde ise ‘Kırmızı Kitap’ bile yıllarca askerlere hazırlatılmıştır. Askerler talimat istediklerinde ‘Paşam siz yazın gönderin, biz imzalarız’ denmiştir. Yani tehdidi de, tehditle mücadeleyi de TSK belirlemiştir. TSK buna göre bütçe talep etmiş, istenen bütçeler sivillerce hemen verilmiştir. Halbuki bunu belirlemek hükümetlerin işidir. Hükümetler TSK’ya iki sayfalık bir direktif verebilir, hangi sorunu hangi yolla çözeceklerini anlatarak TSK’dan ne istediklerini söyleyebilirler. Böylece TSK gerektiğinden fazla bütçe isterse ‘Bu kadarına gerek yok, ben şu sorunu ekonomik, şu sorunu diplomatik yolla çözeceğim’ diyebilir hükümet. E, bu da bilgi ve cesaret işi. Sorumluluk almayı gerektirir. Batı bunu çoktan çözmüş. Katıldığım NATO toplantılarında 30-35 yaşlarındaki Milli Savunma Bakanları’nın bile en az benim kadar, yani koramiral rütbesindeki bir asker kadar bu işleri bildiğini, buna göre konuşma yaptığını gördüm.

TSK İSTEDİ, GERİ ÇEKİLDİ

•  Bizim savunma bakanlarımız bunu yapamıyor muydu?

- Bizim sayın bakanlarımız askerlerin ve dışişleri bürokratlarının yazıp ellerine verdiklerine bakarak konuşuyordu. Türkiye’de yıllar boyunca siviller askerin etkisinden rahatsız oluyormuş gibi göründü ama perde arkasında ‘Allah askeri başımızdan eksik etmesin, yoksa ne yaparız’ dedi.

•  Şimdi nasıl peki?

- TSK’nın sivil irade üzerindeki etkisi, ne mutlu ki yine askerin inisiyatifiyle, askerin demokratikleşme ihtiyacına inancıyla ve kendisinin de demokratikleşmesiyle son derece azalmıştır. Ama hükümetler de ‘Genelkurmay başkanı tıpkı tapu memuru gibi memurumdur’ dememeli. Onun altında 750 bin kişilik silahlı gücün olduğu, bu gücün vakti geldiğinde ülkesi için can vermek üzere yetiştirildiği unutmamalıdır. TSK da, nihai kararın sivil otoriteye ait olduğunu bilmeli.

SİVİLE GÜVEN SORUNU VAR

•  Yine de bir sorun var. Daha geçen sene TBMM Başkanı Bülent Arınç askerin belirlediği tehditleri içeren Kırmızı Kitap’ın Meclisin ve Anayasa’nın üstünde olduğunu söyledi. Bu nasıl oluyor, Kırmızı Kitap’ta tam olarak ne yazıyor?

- Kırmızı Kitap’ta ne yazdığını söyleyemem size. Ben zaten sadece 98-99 yıllarındakini bilirim. Sadece TSK’nın hazırladığı bir belge değildir o. Dışişleri ve Savunma Bakanlığı da katılır, hükümet onaylar. Meclisin üstünde olduğu izlenimi ise 550 milletvekilinin 500’ü ‘Benim böyle bir belgeden haberim yok’ dediği için doğuyor.

•  Milletin vekilleri neden bilmiyor peki bu önemli belgenin içeriğini?

- Bu yine güven konusu. Bir ülke meclisine güvenemiyorsa kime güvenecek deseniz de, ben buna yorum yapamam.

Art niyeti bir kenara bırakalım, bu şu mu demek: ‘Vekiller iyi yetişmediği ve oy kaygısı taşıdıkları için bilgilere karşı gerekli hassasiyeti gösteremezler, bu da ülkenin zararına olur’

- Bilgi noksanlığından kaynaklanan bir şey var, evet...

•  Yedi yıldır bir şirketin genel müdürüsünüz. Emekli askerler genelde büyük şirketlerin danışmanı ya da yönetim kurulu üyesi olurlar ama bilfiil çalışmazlar. Siz niye çalışıyorsunuz?

- Hayattan emekli olmayı hiç düşünmedim. Holdingin sahiplerine de ‘Teklifinizi ancak bilfiil çalışacaksam kabul ederim’ dedim. Öyle de oldu.

•  Kar ediyor mu şirketiniz?

- Çok şükür. Türkiye’nin en karlı 500 şirketi arasında 50. sıradayız.

•  Tebrikler. Siyasi partilerin iştahını kabartacak bir kariyeriniz var. Kapınız aşınmaya başladı mı?

- 2003’te AK Parti dışında tüm partilerden teklif aldım. Şu anda da teklif var ama bence bu işi yıllardır emek veren gençler yapmalı. Gökten zembille inip mücadele etmek zor. Bu şekilde tasvip etmediğim şeyleri değiştirebileceğime de inanmıyorum. Sistem sizi öğütebiliyor. FB’de de böyle oldu.

•  Fenerbahçe’ye gelirsek...

- FB ile ilgili bir şey sormayın ne olur?

•  Siz söyleyin o zaman.

- Aziz Yıldırım’a hep ‘Şampiyon olamayabiliriz ama davul zurnayla karşılanan bir kulüp olmalıyız’ dedim. Herkesle kavgalıyız. Denizli’de şampiyonluk kaybediyoruz, İzmir’deki bir maçta sevinç gösterileri yapılıyor. (Ben kendimi tutamıyor, gülüyorum) Bu bir GS’lı kahkahası galiba.

•  Tüh, gizleyemedim!

- En büyük dileğim FB’nin eskisi gibi olması.



Bu haber 356 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,829 µs