Bizden (ç)alıp bize satacaklar!

0 0 0000 00:00 tsi
Yeni Petrol Kanunu ve TÜPRAŞ özelleştirmesi üzerindeki şüpheler gündemi meşgul ediyor. İşte Petrol İş Sendikası Başkanı Öztaşkın'ın, sınırlarımızdaki tehlike, Karadeniz petrolleri ve Ofer'in oyunları üzerine çarpıcı açıklam

Petrol İş Sendikası başkanı Mustafa Öztaşkın yeni petrol yasasının "milli menfaatlere vurduğu darbeyi" anlatarak başladı konuşmasına: "Bizim ilk petrol kanunumuz 1954 yılında çıktı. Bu yasa yapılırken yöneticilerin felsefesi 'milli menfaatleri korumaktı. ' Yeni kanunda ise 'milli menfaatleri koruma' ibaresi kaldırıldı. Bu ibarenin kaldırılması petrol kanununun felsefesinin değiştirilmek istendiğini apaçık gösteriyor. Bu felsefenin yerini 'şirketlerin kar ve zarar ilişkileri' üzerine oturtulmuş bir yaklaşım aldı. "

"Acil durumlarda ülkeden çıkan petrolleri, para verip geri alacağız"

Kanunun yeni felsefesine açıklık getiren Mustafa Öztaşkın sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni kanunda yabancılara inanılmaz imtiyazlar veriliyor. Yabancı devletler adına hareket eden petrol uzmanlarının ülkede mülk edinmesi, istedikleri gibi arama yapması, tesis kurması yasallaşıyor. 1954 yasasına göre ülkeden çıkarılan ham petrol ürünlerinin yüzde 55'i asker gibi devlete hizmet edenlerin ihtiyaçları, olağanüstü hallerde kullanım ve doğal afetlerde yararlanılmak üzere devlete veriliyordu. Bu yasaya göre devletin ihtiyacı gözetilmeden yabancı sermayeye petrol çıkarma ve pazarlama izni verildi. Devlet artık petrol ürünlerine acil ya da acil olmayan durumlarda ihtiyaç halinde petrol şirketlerinin yurt dışına götürdüğü petrolü ithal ederek sahip olabilecek. Bunun yanında kaldırılan petrol arama ruhsatı gelirlerinden de devletimiz mahrum olacak."

Yabancılar sınırda elini kolunu sallayarak dolaşabilecek

Yeni petrol yasasına itiraz etmesinin nedenlerini sıralamaya devam eden Öztaşkın, "Yeni yasada, eski yasanın öngördüğü petrol üreticilerinden alınan yüzde 12,5'lik petrol hissesi uygulaması korunuyor gibi gözükse de aslında işin iç yüzü farklı. Bu yüzde, uygulamada yüzde 2'ye ve 1'e indiriliyor." şeklinde konuşuyor.

Öztaşkın'ın en korkutucu ifadeleri ise, yasadaki sınırlarımıza yakın bölgelerde petrol arama izni ile ilgili.  Sınırlarımıza 5 km yakınlıktaki bölgelerde eskiden devlet kurumları dahi arama yapamazdı. Fakat böylesine önemli stratejik bölgelerde artık, yabancı şirketler dahi hiçbir engelleme ile karşılaşmaksızın arama yapabilecek. Hatta bu arama kapsamına tarihi, dini mekânlar ile ve şehirlerin toplu yaşam alanlarının 60 m mesafesinde de petrol aranabilecek. Mesela Ayasofya'nın bahçesinde petrole rastlansa yasanın verdiği izinle petrol arayıcılar rahatlıkla kazı yapabilir. Ya da Nusaybin sınırında rezerv çalışması gerçekleştirilebilir." tespitlerini yapıyor. Yabancı çalışma kanununda petrol arama şirketlerine verilen özel izinle, petrol şirketlerinin çalışanlarını da yanında getireceğine dikkat çeken Öztaşkın, "Türkiyeli işçi de istihdam etmeyecekler. Yabancı şirketler işsizlik adına da bize hiçbir fayda sağlamayacak" diyor.  Yasadaki bu izinlerin "Kabotaj Kanunu"na  da aykırı olduğunun altını çizen Öztaşkın, "Yabancı işçilerin çalışmasına verilen serbestlik ile Lozan Antlaşması ihlal ediliyor" iddiasını paylaşıyor.

Karadeniz'de petrol kokusunu aldılar

Türkiye'ye bu yasanın çıkması için baskı yapan yabancı odakların, Türkiye'deki petrol rezervlerini keşfettiği anlatan Petrol İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın, "Türkiye'deki yeraltı zenginlikleri henüz yeterli ölçüde aranmadı. Karadeniz'de ciddi hidrokarbon var. Bu da Karadeniz'in petrol cenneti olabileceğinin göstergesi. Eğer petrol rezervimiz olmasaydı, IMF, Dünya Bankası ve çok uluslu şirketler bu yasanın çıkması için çaba göstermezdi. Çıkan bu yasa Irak petrol kanunu ile neredeyse aynı. Petrol bulunan araziler en az 25- 30 yıl devlet kontrolünden çıkartılıp, Irak'ın petrol gelirlerinin yüzde 85'i yurtdışına çıkartılıyor. Irak'ta savaşla yapılan sömürüler Türkiye'de iktidarlar sayesinde kolaylıkla yaptırılıyor. İktidarın temel düşüncesi yabancı sermayenin de itkisiyle kamuya ait her şeyi tasfiye etmek. Petrolü özgürleştirmek. "

Parçalanan petrol sektörü gücünü yitirdi, satıldı

"Petrol şirketlerinin gücü petrol arama, rafinaj, pazarlama gibi birimleri tek elde tutmasıdır." diyen Mustafa Öztaşkın'ın devlete de bu doğrultuda büyük bir eleştiri getiriyor: "Kamuya ait petrol kurumu parçalandı. Kurumun birimleri (BOTAŞ -PETKİM- TÜPRAŞ- TPAO) birbirinden ayırarak güçsüzleştirildi. Şimdi de parçalanan birimler kar etmiyor diye satılıyor. TPAO yani Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı da küresel sermaye karşısında direnemeyecek, çökecek." 

Petrol-İş, Ofer ihalesindeki yolsuzluğu nasıl tespit etti?

Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) özelleştirmesindeki yolsuzlukları gün yüzüne çıkaran Petrol İş Sendikası bilindiği gibi Ocak 2004'te  yüzde 65'i 1.3 milyar dolara satılan TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesine karşı çıkmıştı. Rus menşeli OAO Tatneft ile Zorlu Holding'e satılan hisse bu karşı koyuş üzerine mahkeme tarafından iptal edilmişti. Yeni ihalede TÜPRAŞ'ın yüzde yüzde 51'i, 4.14 milyar dolara Koç-Shell ortak girişim grubuna satıldı. 6 ayda yüzde 400'e yakın fiyat artışı olamayacağı için ihalede yolsuzluk yapıldığı tartışmaları yaşanmıştı.

Ofer’in oyununu bozduk!

TÜPRAŞ ihalesinde ikinci kez yolsuzluk duyumu alan sendika TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sının İsrailli işadamı Sami Ofer'e satışı üzerine gitmiş ve bu araştırma mahkemede sonuçlanmıştı. Bu usulsüzlüğü Mustafa Öztaşkın'dan dinleyelim: "2006 yılında 1 Mart'ta TÜPRAŞ'ın 14.76'sını adeta apar topar satılacağını duyumunu aldık. Hiçbir duyuru yapılmadan 3 Mart 2006'da yani iki gün sonra Sami Ofer'e hisseler satıldı. Hemen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na başvurduk. Düşüncemiz şuydu: Bu şirkete önceden bu hisseler pazarlandı. Satışa iki gün içinde yasal kılıf uyduruldu. Bunun altında mutlaka bir çıkar oyunu vardı. Başvurumuz sonuçlandı. Usulsüzlük kararı verdi mahkeme. Satış da iptal edildi. Şimdi hisseler geri alınacak. Umuyoruz ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı suçlular hakkında cezai işlem başlatır."

iyibilgi.com

Bu haber 284 defa okundu.