'karabulut' | " /> 'karabulut' | "/>

En Sıcak Konular

Medyanın üstündeki 'karabulut'

5 Eylül 2009 09:01 tsi
Medyanın üstündeki 'karabulut' Trajik bir cinayet haberi olarak başlayan öykü, giderek bir toplumsal cinnet temsiline dönüştü.

Can Dündar / Milliyet

Medyanın üstündeki karabulut

Oldum olası sokak satıcılarının gözde ürünü, “ağlayan çocuk” posteridir.
Nereli olduğunu, ne derdi olduğunu bilmediğimiz bu mutsuz oğlan, yıllardır tombul yanaklarına süzülen inci gözyaşlarıyla bize bakar, iç çeker ağlar.
Yıllar önce Murat Belge, posteri çözümlerken “ağlayan çocuk”a gösterdiğimiz ilginin, bilinçdışı suçluluk duygumuzdan kaynaklandığını yazmıştı.
“Suçluluk”, çocuklarımıza karşı çelişik davranışlarımızdan kaynaklanıyordu:
Bir yanda katı disiplin... baskı...
Diğer yanda gevşeklik, laçkalık... “Bizi rahatsız etmesin de ne yaparsa yapsın” tavrı...
Belge’ye göre poster, bilinçaltımızdaki vicdan azabının yatıştırılmasına hizmet ediyordu.
* * *
Münevver Karabulut, güncel bir “ağlayan çocuk” posteri gibi gazetelerin baş sayfalarını “süslüyor” her gün...
Üstelik yanında bir de “ağlayan baba” posteri hediye...
Bakmaya, izlemeye, konuşmaya doyamıyoruz.
Acaba sürekli onlara bakmak ve ha bire kulak mememizi çekiştirip tahtalara vurmak da içten içe bir “ağlayan çocuk posteri” işlevi görüyor mu?
Ebeveynlerin evlatlarıyla ilişkisindeki, medyanın çocuklara bakışındaki çarpıklığın vicdan sızısını dindiriyor mu?
* * *
Trajik bir cinayet haberi olarak başlayan öykü, giderek bir toplumsal cinnet temsiline dönüştü.
Başta “fakir kız-zengin oğlan”ın felaketle biten ilişkisi ile kızını mahveden zengin dünüründen intikam almaya çalışan babanın hikâyesi, hepimiz için tanıdık bir yerli diziydi.
Ama sakız olup çiğnendikçe “yersiz bir dizi”ye dönüştü.
* * *
Öykünün ibretlik boyutlarıyla ilgilenmedik:
Mesela gençler arasındaki ilişkilerin şizofrenik yanıyla...
Mesela salondaki ebeveyn dünyasıyla yan odadaki çocuk dünyası arasındaki uçurumla...
Mesela kudret sahiplerinin polis üzerindeki tahakkümüyle...
Çocuklarına silah eğitimi vermekle övünen polis şefinin, çocuğunu şiddete kurban vermiş acılı babayı tehdit etmesiyle...
Öykünün dikenli alanlarına girmedik pek...
Kafası kesilen güzel kız ve onun acılı babası yeterliydi.
Yaptığımız haberler babayı çıldırtma noktasına getirince de, yarattığımız kahramanın çaresizce öpmek istediği elimizi geri çekip, “Hiç yakışıyor mu, çok ayıp” ile “Vah vah, kafayı yedi adamcağız” arasında bir yere mevzilendik.
* * *
İletişim kuramcısı Neil Postman’ın taktığı isimle, “öldüren eğlence” bu...
Dramatik olaylar, popüler medyanın elinde özünden kopup gösteriye ve eğlenceye dönüşüyor.
Oysa İstanbul’da “altın vuruş”la ölen Begüm’ün öyküsünde, uyuşturucu kullanma yaşının nasıl olup da 7’ye kadar düştüğünü inceleme fırsatı var.
Mersin’deki ıslahevinde 13 çocuk tarafından dövülerek öldürülen 16 yaşındaki Yasin’in dramı, bizi “ıslah” metotlarımızı sorgulamaya davet ediyor.
Güneydoğu’da teslim olan eylemciler cezadan kurtulurken polise taş atan çocuklara 11 yıl ceza verilmesi, nerede hata yaptığımızı görme şansı veriyor.
Ama bu kadar derine inmeye niyetimiz, vaktimiz, nakdimiz, ekibimiz yok.
O yüzden çoğu gazete ve TV, kapsamlı dosyalar, zihin açıcı araştırmalar yerine eğlendirici haberler sunuyor.
Kahramanlar şişirip tek hamlede söndürüyor.
Bize de “ağlayan çocuk” fotoğrafına bakıp, babasının gözyaşlarına acıyıp, vicdan sızımızı dindirmek kalıyor.



Bu haber 525 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,987 µs