Bugünkü dersimiz travestiliğin incelikleri!

0 0 0000 00:00 tsi
Erkeklere “lady”lik öğreten dünyanın ilk ve tek travestilik okulu açıldı. Okuldaki Türk öğrencilerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil…

Her dönem 300 öğrencisi ve binlerce dolarlık cirosuyla dünyaca ünlü MONK dergisi tarafından "New York’ta kesinlikle görülmesi gereken yerler" listesine giren bu okul kapılarını açtığı günden beri Amerikan medyasının gündemini işgal ediyor. Travestilik denilince akla gelen ilk isim olan bu okul pek çok Hollywood ünlüsüne de canlandıracakları roller için yardımcı olmuş. Mesela Johnny Depp, “Ed Wood” filminde kadın kıyafetleri giymekten hoşlanan yönetmen rolünün hakkını verebilmek için Miss Vera Akademisi’nin kapısını aşındıranlardan biri… Bunun dışındaki öğrencileri ise genelde yaşını başını almış, çoluk çocuğa karışmış evli ve kariyer sahibi insanlar… Bu okula koyu renk takım elbiseleriyle girenler, şıkır şıkır giyinmiş, tam makyajlı ve (pek güzel olmasa da) gösterişli kadınlar olarak çıkıyorlar… Şu ana kadar ki en başarılı öğrencileri ise ismini saklı tuttukları bilim dünyasından tanınmış bir nükleer mühendis. Okulun en sadık öğrencilerinden bazıları da Türk iş adamları. Okulun sahibi eski bir porno yıldızı olan Veronica Vera kadın kılığında dolaşan erkekle aşk hayatı yaşadığını ve travesti okulu kurmasının son derece “olağan ve mantıklı” olduğunu söylüyor. Bu ilginç okulun sahibesi Veronica Vera okulunu anlattı.

Dünyada sizinkine benzeyen başka bir okul yok. Travestilere yönelik bir akademi açmanızın nedeni neydi?

Evet, dünyadaki tek örnek bizim akademimiz. Travestilere bireysel olarak hizmet veren imaj danışmanları var. Ancak sadece imaj değil pek çok konuyla ilgili danışmanlık veriyoruz. Ben bu okulu kurmadan önce yazar olmak istiyordum. Bunu başarabilecek kadar parayı kazanmak için de yetişkin dergilerine yazılar yazıyordum. Bu sırada tesadüf eseri travestilere imaj danışmanlığı yapan bir kadınla tanıştım ve bir süre onun asistanlığını yaptım. İnanılmaz bir şey gördüm; pek çok erkek kadın gibi giyinmenin yanı sıra kendilerini tam bir dişi gibi hissetmek istiyordu. Kendilerini karikatür gibi hissetmekten korkuyorlar ve kadın kıyafetlerine bürünmeyi ciddiye alıyorlardı. İşte o sırada bu insanların imaj danışmanından öte gerçek bir okula ihtiyacı olduğunu düşündüm. Ancak bu kadar çok talep olacağını tahmin edememiştim. İnsanın çocukken hayalini kurduğu bir mesleğe sahip olmadığımın farkındayım. Ama erkekler kendilerine yardımcı olacak kurumlar talep ediyor ve ben de bu talebi karşılamanın son derece mantıklı olduğunu düşünüyorum.

“AMACIMIZ ERKEKLERDEN BİRER LADY YARATMAK"

Akademinizde ne gibi dersler var?

Derslerimiz önce makyaj ve kostüm gibi fiziksel değişime yönelik olanlardan başlıyor. Daha sonra topuklu ayakkabı giymek ve ağda yapmak gibi aşamaların gösterildiği derslere geçiliyor. Son olarak da uygulamalı derslerde toplumda kadın kıyafetleri ile rahat etmek ve toplumsal aktivitelere katılmak gösteriliyor. Mesela grup halinde kalabalık alışveriş merkezlerine gitmek, restoranlarda yemek yemek ve kadın tuvaletlerini kullanmak gibi. Amacımız erkeklerden dörtdörtlük lady’ler yaratmak. Öğrencilerimiz sadece kadınsı bir edaya sahip olmakla değil, kadın bilincini anlamakla da ilgileniyorlar.
 
Öğretmenler kimlerden oluşuyor?

Hepsi alanında uzmanlaşmış kişiler. Mesela makyaj derslerini televizyonda çalışan hocalar, topuklu ayakkabı giymenin inceliklerini ise Miss Marianne veriyor. Kendisi zaten profesyonel dansçı. Ses eğitmenimiz eğitimli ve sertifika sahibi bir ses terapisti. Seks eğitmenimiz ve diğer hocalarımız ise Amerika’da ikon statüsüne ulaşmış olan meşhur transeksüeller. Hepimiz bir takım çalışmasıyla öğrencilerimize kadınlığın nasıl bir deneyim olduğunu göstermeye ve kadın olmanın zevkini yaşatmaya çalışıyoruz.

Kadınlara da ders veriyor musunuz?

Evet; özellikle lezbiyenler akademiye çok ilgi gösteriyor. İleride onlara özel dersler vermeyi düşünüyoruz. Şimdilik kadınlara yönelik tek bir kursumuz var, o da yüksek topuklularla yürüme dersi.

"ÖĞRENCİLERİMİZİN YÜZDE 60’I EVLİ’"

Öğrencileriniz sadece eşcinsellerden oluşmuyor. Evli ve çocuklu öğrencileriniz de var değil mi?

Öğrencilerimizin pek çoğu günlük hayatlarında kadınlara ilgi duyduklarını ancak kadın kıyafetlerine bürünmenin onlara heyecan verdiğini ve kendilerini bambaşka hissettirdiğini söylüyorlar. Bence seks tercihlerinden bağımsız olarak pek çok erkek kadın olmanın, kadın gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu merak ediyor ve denemek istiyor. Sonuçlardan memnun kalınca da toplumda kadın kıyafetleri içinde gezerek kendilerini sergilemekten zevk alıyorlar. Zaten eşcinsellik ve heteroseksüellik arasında ince bir çizgi var. Kendilerini heteroseksüel olarak tanımlayan pek çok erkek, kadın kıyafetlerine bürünür bürünmez daha maceracı olabiliyor ve eşcinsel ilişkiye evet diyebiliyor. Çok sayıda evli ve çocuklu, küçük yaşta olan öğrencilerimiz var. Öğrencilerimizin yüzde 60’ı evli diyebilirim.

Bazı öğrencileriniz eşleriyle derslere katılıyorlarmış. Kadınlar eşlerinin bu arzularını nasıl karşılıyor?

Evet, eşlerinden kadınlığı tatma arzularını saklayanlar olduğu kadar onlarla derse katılan erkekler de var. Bazıları eşleri üzülmesin ve onları terk etmesin diye bu durumu gizliyor. Ancak eşine anlayış gösteren, onlarla derslere katılan ve deneyimlerini paylaşan kadınlar da oluyor. Ancak pek çok kadın evlendikleri adamın bu tip eğilimlerinden habersiz oluyor ve böyle bir yerle karşılaşınca şaşkına dönüyor. Akademiye eşiyle birlikte gelen ilk kadın çok gergindi mesela. Özellikle eşi bir kadın gibi giyinip de birlikte restorana gittiğimizde yüzü endişeden sapsarı kesilmişti ve titriyordu. Kocası da eşinin bu halinden o kadar rahatsızlık ve suçluluk duydu ki bir türlü rahatlayamadı ve çok istediği kadınlığın zevkini çıkaramadı. Öğrencilerime cinsel dürtülerinin ne zaman zirveye çıktığını sorarım ve cevap hep aynı olur: “Kadın kıyafetleri giydiğim zaman!” Bence kadınlar bu zirveye mutlaka ortak olmalı.

BUNUN NEDENİ “VENÜS HASETİ”
 
Sizce bütün erkeklerin içinde kadınlığı tatmak gibi bir arzu var mı?

Bence erkeklerin esas istediği denge sağlamak. Erkekler de kadınlar gibi korunmak, iltifat edilmek, duygularını özgürce yaşamak ve içlerinde zaten var olan feminenliği dışarı yansıtmak istiyorlar. Ben buna “Venüs hasedi” diyorum.
Tıpkı feministlerin erkek olmanın ayrıcalıklarına ve erkek olmanın getirdiği haklara ortak olmak istemesi gibi erkekler de kendilerini yumuşak, ihtişamlı ve evcimen hissetmek istiyorlar. Uzun lafın kısası sutyen takmaya can atan erkekler var…

Ünlü erkekler de akademiye ilgi gösteriyor değil mi?

Johnny Depp, “Ed Wood “ rolü için çalışırken bizden bilgi aldı. Ayrıca canlandıracakları roller için bize başvuran çok sayıda başka oyuncular da var. Ancak özel hayatlara duyduğumuz saygıdan dolayı bize gelenlerin ismini açıklayamam. Ama özelikle iş, spor, hukuk ve bilim camiasında star olan ünlü öğrencilerimiz oldu. Şu ana dek en başarılı öğrencimiz önemli buluşlar yapmış olan bir nükleer mühendis. Kim olduğunu bilseniz şaşırırsınız.

Türk müşterileriniz de bir hayli çokmuş…

Evet, pek çok Türk akademimize ilgi gösteriyor. Bunlar genellikle iş adamları. Eşleriyle derslere katılmayı tercih ediyorlar. Çok meraklı, öğrenmeye hevesli ve çalışkanlar. Hatta diyebilirim ki en başarılı öğrencilerimizden bazıları Türk…

Haftalık

Bu haber 652 defa okundu.