iyibilgi analiz" /> iyibilgi analiz"/>

En Sıcak Konular

Sondan bir önceki kart!

0 0 0000 00:00 tsi
Sondan bir önceki kart! Hırant Dink suikastı tüm kartları baştan dağıttı. Bu mat hamlesi. Ama henüz şah çekildi! Şimdi hamle sırası Ankara’da. İşte en tehlikeli satrancın oynanmış ve olası hamleleri. iyibilgi analiz

Hırant Dink cinayetinin okunması elbette uzun zamana yayılacak ve birçok farklı bakış geliştirilecek. Ancak ilk elden temel bir takım resimlerin ortaya konulması da şart.

Zamanlama...

Türkiye'yi soykırımcı tanıtmak için iyi bir fırsat. Türkiye Kuzey Irak'ta ve Güneydoğu Anadolu'da bir operasyona girerse, orada yaptıkları bu soykırımın içine dâhil edilebilir. Bu, Türkiye’nin geleceğe yönelik operasyonlarını sınırlamak amacını taşıyabilir. Hrant Dink'in öldürülmesi de bunu pekiştiriyor. (Türkiye azınlıklara karşı acımasızca davranıyor ve onlara karşı suikastlar düzenliyor) denilmek isteniyor.

Ermeni meselesi…

Dink suikastının ilk okuması aslında en açık okumadır… Türkiye’nin Ermeni konusundaki duruşuna, dünyanın bu meseleye bakışına, şu an ABD’deki son seçimlerden sonra iktidarın önemli bir ayağının Demokratlara, yani Ermeni meselesine nispeten taraf bakan bir siyasi oluşumun erk sahibi olmasına, buna bağlı olarak sık gündeme sürülen “film-kitap” söylencelerinin hızla popüler gündeme taşınması, nihayet Ermeni sorununun Türkiye ve periferinde yaşanan sorunlarla ilgili olarak bir “aba altından sopa gösterme” vesilesi olarak kullanılması. Ermeni okumasının ilk elden ve güçlü olarak akla gelmesinin hallice gerekçeleri buysa da Hırant Dink’in bizzat kendisinin Türkiye’de Ermeni kimliğinin bir “ikon”u olması. Ermeni dünyasını temsilen Türkiye’de en çok tanınan ve-sevilsin sevilmesin-dinlenenen yüzü olması.

Bu halde, Dink’in öldürülmesi bir sembole yapılan saldırı olarak da okunuyor ve açık bir zarf olarak Türkiye’nin önüne atılıyor. Öldürülen kişinin etnik kimliğine yapılan saldırı, bu sembolü en çok taşlayan grubu hedef olarak gösteriyor. O da son zamanlarda yükselen Türk milliyetçiliği. Haliyle Ermeni meselesi üzerinden Türkiye iç politikasına ilk “temiz” mesaj, “milliyetçi yükseliş ve söylemlerden duyulan derin rahatsızlık” oluyor. Böylece ilk şüpheliyi netlemek açısından bir veri oluşuyor. Türkiye’de yaygınlaşan ve sesi yükselen milliyetçi duruştan en çok kim/kimler rahatsız oluyor?

Tek başına Kerkük…

2007 sonuna doğru öyle ya da böyle bin sonuca ulaşması beklenen Kerkük meselesinin Ortadoğu bağlamından neredeyse koparılarak gündeme geldiği bu günlerde, Ankara’nın sertleşen tutumu, 2. Irak Savaşı’nın ilk gününden beri ABD, İsrail ve müttefiklerinin en büyük korkusu olan Kuzey Irak’a bir askeri müdahale olasılığını gündeme getirmiş durumda. Kuzey Irak’a sağlam bir silahlı kuvvet müdahalesi Irak kompozisyonunu ve müttefiklerin durumunu iyice içinden çıkılmaz hale getireceğinden yine Batı’nın ciddi reaksiyonunu çekiyordu. Üstüne kalın bir kabus sosu olarak eklemlenen Kerkük sorunu, Türkiye’nin sabrının taşacağı son nokta olarak görülüyordu. Bunun engellenmesi için elinden geleni yapar Batı stratejistlerinin ürettikleri oyalama yollarının tükendiği de fark ediliyordu. Son olarak yapılan göstermelik terörist PKK yerleşkesine baskın, Edip Başer ve Türk kurumlarının hepsinden artarak gelen “bir şeyler yapın artık” baskısı Batıyı bir yol bulmaya çalışıyordu. Kerkük,  hep tartışılan ve Türk milliyetçilerinin kabul etmekte çok zorlandığı ama aynı zamanda bölgede kurulması muhtemel bir Kürt devletinin “can damarı” olması işleri kritikleştiriyordu. Bu noktada Hırant Dink’in savundukları ve kimliği üzerinden ama bunları “tali fayda” olarak görerek, “terör kartı” açılıyordu. Bu mesaj da temiz olanlardan biriydi ve Türkiye’yi yavaş yavaş unutmaya “çalıştığı” suikastlar zincirini anımsatıyordu.

Seçimler…

Tamamen aynı gerekçelerle AKP hükümetine ve hatta Cumhuriyet Halk Partisi’nin de dahil olduğu bir kesime “milliyetçi söylemlerinize çeki düzen verin” mesajı iletiliyor. Buna dikkat edilmezse, Kasım ayındaki seçimlere kadar giden süreçte Türkiye’deki terör olayları hızla yükseltilerek, TBMM’deki partilerin sandıkta halk tarafından cezalandırılmasının tahrik edileceği ikazı yollanıyor. Ya da daha tatsız olanı, “alınan bu kararın” uygulanmasına başlanmış olunuyor! Bu okumadan çıkan bir başka varyant da, TBMM dışındaki partiler içinde “politik kimlikleri her ne olursa olsun” milliyetçi sert duruşlardan imtina eden partilerin ve liderlerin-özellikle Kürt ve Irak meselesinde-sempatik bulunacağı (!) okunabiliyor.

İran…

Tali veya açıkça zorlama bir okuma da yakın zamanda gerçekleşmesi beklenen İran’a yönelik bir operasyonun Türkiye’den algılanış biçimi konusunda uyarıda bulunmak. Bölgede yükselen İran etkisi ve Türkiye’de bazı kesimlerin İran dış politikasını beğenir duruşlarının, İran’a yönelik muhtemel bir saldırıda Ankara’ya “siz karışmayın” mesajını iletmek.

Ortadoğu…

Büyük Ortadoğu Projesi ülkelerinin tamamı, bu projenin inşası süreci olarak okunabilecek yaşadığımız günlerde neredeyse tamamen pasifist bir tutum izliyorlar. Bunun 1,5 istisnası bulunuyor. İran ve Türkiye. İran açıktan ve sert biçimde Washington’a meydan okumayı sürdürüyor. Ancak Türkiye, Kuzey Irak ve Kerkük sorununa odaklanmış biçimde zaman zaman muhalif bir duruş sergiliyor. Bunların dışında bölgede kayda değer bir karakter bulunmuyor. Esasen Türk kamuoyu BOP bağlantılı tüm konulurda tarafını az çok belli ediyor. Türkiye yıllardır yaşanan ve Türkiye’nin zararına olduğuna artık inandığı bu süreçten memnun değil. Ama tersine örneğin, bir Kürt devletinin kurulması yine örneğin İsrail açısından “hayati” önem taşıyor ve gerçekleşmemesi tatsız olacak. Çünkü burası net biçimde BOP’un kalbi olarak tasarlanıyor. Ankara’nın İran, Suriye, Filistin ve ilgili ülkeler üzerindeki etkinliğinin kısıtlanması çizgisinde “genel” bir; “Irak’ta ve Ortadoğu’da hala bizim sözümüz geçecek, seni çuval da uyarmıştık, işimiz daha bitmedi” mesajı atılıyor.

AB…

Avrupa Birliği ile ilişkilerin “donduğu” bugünlerde ve seçime giden süreçte daha da soğuması beklendiğinden, AKP hükümetine, Türkiye’nin Ortadoğu’ya değil Batı’ya yakın durmasının önemi hatırlatılıyor. Buradan çıkan bir tali mesaj da, AB taleplerine gösterilen “yavaşlama” ve “bunu da yapamayız artık” çıkışlarının sakinleştirilmesi!

İç siyasi eylem…

Şu an hemen hiçbir analiz, “tetiği çeken” Türk olsa bile cinayetin Türkiye’den ivmelenen bir kaynaktan gerçekleşmiş olabileceğini okumuyor. İlk 24 saatte kesin yorumlarda bulunmak yanıltıcı olmakla birlikte bu tez haklı olabilir. Buna mukabil, yerli terör örgütleri üzerinde durmak gerekiyor. Ancak bu örgütün “ideolojik” temalar taşıyan bir yapılanma olması zor. Veya kendi sesini duyurmak, tanıtmak amacıyla bir terör örgütünün bu çapta bir saldırıyı hazmetmeyi göze alması şaşırtıcı olabilir.

Eski şüpheli…

Cinayetin ilk saniyesinde dillendirilmeyi başlanan şehir efsanelerinin başında kontrgerilla geliyor. Ancak gerekçeleri üzerinde -yanılmamak için- hallice yorum ve kıymetlendirme gerekiyor.

iyibilgi.com



Bu haber 323 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,258 µs