En Sıcak Konular

Celladın kara kutusu!

0 0 0000 00:00 tsi
Celladın kara kutusu! Saddam Hüseyin’in idamından bir hafta sonra ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi Esat Akti intihar etti. Televizyonda görüntülerini izledikten sonra ailesine Saddam’ın nasıl idam edildiğini, acı çekip çekmediği soran Akti’nin ölümü üzerine u

Saddam Hüseyin’in idamının ardından Muş’un Sütlüce Köyü’nde ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi Esat Akti’nin intihar etmesi herkesi ürküttü. Televizyonda idama hazırlık görüntülerini izledikten sonra ailesine “Acı çekmiş midir acaba” diye sormaya başlayan Esat, bir hafta sonra kendini evlerindeki bir odanın tavanına astı. Olay gazetelerde ve televizyonlarda yer alırken, sanki şu önemli noktanın üstünde yeterince durulmadı: Acaba televizyon bir çocuğun canına kıymasına neden olabilir mi?

Görüştüğümüz Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Psikolog Şebnem Çoban olayı şöyle yorumluyor: “Bu görüntüleri çocuğun izlemesinin engellenmesi, eğer bu mümkün olamıyorsa ne olup bittiğinin kendisine mutlaka anlatılması gerekiyor. Çocuğun izlediklerini oyun olarak görme olasılığı çok yüksek. Eğer ölümle sonuçlanacağını bilmiyorsa ve bunu göremiyorsa denemekten çekinmeyecektir. Çocuklar deneyerek ve yaparak öğrenirler. Ama intiharın oyun olmadığını öğrenmek için denemesi gerekmiyor.  Bu yüzden özellikle haberleri izlerken çocukların yanında bulunmak, onlarla konuşmak, ne anladıklarını anlamaya çalışmak, eğer yanlış anladıkları bir şey varsa bunu düzeltmek gerekiyor.”

Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise özellikle yedi yaşına kadar olan dönemde çocukta gerçeklik duygusunun gelişmediğine, henüz soyut düşünme becerisi olmadığı için izlediği şeylerin gerçek olup olmadığını idrak edemediğine dikkat çekiyor. “Kan ve şiddet içeren, adam öldürülen filmleri izleyen çocuk onun yanlış olduğunu idrak edemez. Pokemon yüzünden evlerinin balkonlarından atlayan çocuklara dahi şahit oluyoruz. Çocuklar buradaki tehlikeyi algılayamaz. ‘Demek ki böyle bir durum olduğu zaman, bu şekilde davranmalıyım’ diye düşünür. Eğer çocuğun bir biçimde bu türden yapımları izlemesi gerekiyorsa anne ya da baba onunla birlikte olmalı ve gördüklerinin hayal olduğunu, bu tür durumlarda neler yapmak gerektiğini ona anlatmalı.”

Henüz Türkiye’de televizyonun çocuklar üzerindeki etkileri üzerine kapsamlı araştırmalar yapılmadığından olsa gerek, anne babalar hâlâ “Ya evet, çok televizyon seyrediyor. Gözleri bozulacak” diyor. Türkiye’de böyle söylenedursun, Batı’da yapılan araştırmalar gösteriyor ki televizyon çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine, gözlerine verdiğinden çok daha fazla zarar veriyor.

Okuldaki başarıyı azaltıyor

Fransız Psychologies Magazine Dergisi’nin ocak sayısında yer alan bir habere göre, Fransa’da Çocuk Hakları Savunucusu Claire Brisset’nin çocukların televizyon izleme alışkanlıklarıyla ilgili 2002’de hazırladığı rapor durumu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Buna göre televizyon, çocukların beynindeki gelişimi sağlayan nöronları negatif etkiliyor; hem davranışlarını hem de sağlıklarını bozuyor. Televizyonla çocukların yeni davranış bozuklukları arasındaki bağ böylece kurulmuş oluyor. Eğer çocuklar televizyona bu kadar yapışık kalıyorlarsa, bunun sebebi bir anlamda televizyonun onları hipnotize etmesi… Evet, doğru anlıyorsunuz... Televizyon çocukları “uyuşturarak” öğrenme kapasitesini sınırlıyor.

Amerika’daki Washington Üniversitesi’nde Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nden Dr. Dimitri Christakis konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Biz çocuklarımızı, kontrol edemediğimiz ve sonuçlarını öğrenmek için beklediğimiz bir deneye bırakmış durumdayız. Oysa bu bilimsel araştırmaların sonuçlarından endişe duymamız ve gerekli önlemleri almamız gerekiyor.” 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan da televizyonun çocukların zihinsel gelişimini sekteye uğrattığını şu örneklerle açıklıyor: “Konuşması gerekirken konuşamayan, hece kurması gerekirken kuramayan, 2.5 yaşında olmasına rağmen beş kelime bile konuşamayan çok sayıda çocukla karşılaşıyoruz. Konuyu biraz araştırınca ortaya çıkıyor ki bakıcısı veya annesi onu bütün gün televizyon karşısında bırakıyor, onunla konuşmuyor. Bunun sonucunda da çocukta etkileşimle ilgili beyin alanları gelişemiyor. Yani çocuğun dokunarak, oynayarak, kırarak ve buna benzer şeyler yaparak öğreneceği becerileri gelişmiyor. Çocuğun sosyal gelişiminin gerçekleşebilmesi için diğer çocuklarla oynaması, konuşması, onlara dokunması, yani başka çocuklarla iletişim içinde olması gerekir. Sürekli televizyon izleyen çocuklarda bu etkileşim olamıyor. Çocuk sadece mesaj alıyor, hiç mesaj veremiyor. Bu çocuklarda mutsuzluk, doyumsuzluk ve yalnızlık gözleniyor.” 

Alman Pediatrist Peter Winterstein’ın 5-6 yaşlarındaki 1900 çocuk üzerinde yaptığı araştırma ise, televizyonun çocukların kendilerini ifade etme kapasitelerini olumsuz yönde etkilediğini yeterince açıklıyor. Bunu anlamak için, aynı yaş grubunda bulunan çocukların yaptığı resimlere bakmak yetiyor. Günde üç saatten fazla televizyon izleyenlerin yaptığı resimler, günde bir saatten az televizyon izleyenlere göre çok daha az detay içeriyor. Bununla bağlantılı olarak televizyonun bir diğer etkisi de çocuğun öğrenme kapasitesini düşürmesi ve konsantrasyon yetisini azaltması. Nitekim Yeni Zelanda’da 1972-73 yıllarında doğan ve otuz yıl boyunca izlenen 30 bin kişi üzerinde yapılan araştırma şunu gösteriyor: Bebeklik çağından itibaren ne kadar çok televizyon izlerse, çocuğun okulda başarılı olma şansı o kadar azalıyor. Aşırı derecede işitsel ve görsel uyarılma dikkat eksikliğine neden oluyor.

Uykusuzluğa ve obeziteye neden oluyor

Bu arada hangi sosyo-ekonomik sınıfa dahil olurlarsa olsunlar, 13 yaşındayken günde üç saat televizyon izleyen kişiler, hayatlarının geri kalan kısmında uyumakta zorlanma, gece yarıları uyanma gibi uyku sorunları yaşıyor. 1998’de Amerikan Hükümeti’nin 8-16 yaş aralığındaki çocuklar üzerinde yaptığı “Sağlık ve Beslenme” başlıklı araştırma sonuçları ise ilginç. Günde dört saat televizyon izleyen çocuklar, günde iki saatten az izleyenlerden daha şişman. Çünkü saatlerce televizyon başında oturanlar hiç hareket etmedikleri gibi, bir yandan da sürekli abur cubur atıştırıyor. Bir diğer etken de şu: Ekrandaki reklamlarda gördükleri yüksek kalorili yiyecekleri yemek istemeleri. Dolaylı bir başka etkisiyse, biraz önce bahsettiğimiz, uzun süre televizyon izlemekten kaynaklanan uyku bozukluğunun yeme isteğini arttırması. Uyku bozukluğu sindirim sisteminin çalışmasını olumsuz yönde etkiliyor ve vücudun daha hızlı yağlanmasına neden oluyor.

Televizyon ve şiddet

Gelelim televizyonla şiddet arasındaki ilişkiye… İngiltere’de 20 yıl boyunca yapılan bir araştırma televizyonla şiddet duygusu arasındaki ilişkiyi çok net gösteriyor. Şiddet içeren görüntüleri beyin gerçek olarak algılıyor ve alarm durumuna geçiyor. Böylece kişi hem duygusal hem de bir refleks olarak kaçmaya ya da şiddet içeren davranışlar sergilemeye hazır duruma geliyor. Sürekli aynı görüntülerle uyarılan bireyler sonunda bu durumlara karşı hissizleşmeye başlıyor. Fransız Psikiyatr ve Psikanalist Serge Tisseron şiddet içeren görüntülerin izlenmesiyle oluşan bunalımın, insanların düşünce yapısını etkilediğini, bireyleri tek başlarına düşünmek yerine grup halinde düşünmeye ve hareket etmeye yönlendirdiğini söylüyor. Sonuç olarak televizyon sürü halinde yaşama, bir grup liderine itaat etme ihtiyacı duyma ve giderek ortaya kişiliksizleşme riskinin çıkmasına neden oluyor. Birey kendisini umursamadıklarını düşündüğü için başkalarına karşı agresif davranışlar sergiliyor. Özellikle çocukluk çağında izlenen şiddet görüntüleri, özgür karar verebilme yeteneğini ve bireysel gelişimi engelliyor.

Bilgisayar televizyona karşı

Peki bilgisayar başından kalkmayan bir çocukla, saatlerce televizyonun karşısında duran çocuk arasında ne fark var? Fransız Psikolog Michael Stora’ya göre televizyon izlemenin aksine bilgisayar oyunları yararlı. Çünkü program ya da oyun, görüntüleri izlemenin yanı sıra bazen oradaki kahramanı yönetmeyi ve olayı yönlendirmeyi sağlıyor. Çocuklar sadece bakarak görüntülerin büyüsüne kapılmıyor, ellerini kullanarak oyuna dahil oluyor. Oyunda interaktif olma yani oyuna katılma sağlıklı bir davranış şekli. Ayrıca gözle öğrenme, sözlü öğrenmeden çok daha etkili. Örneğin 10 yaşında Photoshop programı kullanmayı bilen bir çocuk, görüntüleri kafasında daha rahat çözümleyebilir. Bir çoğunun doğru olmadığını, peş peşe resimler sıralanarak yapılmış bir kurgunun söz konusu olduğunu anlayabilir. Ailelerin ise çocukların her yaptığını anlaması gerekmiyor, ama onların neyle oynadığını, nelerle ilgilendiğini takip etmelerinde büyük fayda var.

Televizyon diyeti!
Elbette çocukların televizyon izlemeye hakkı var. Ama program seçimi ve izleme süresi önemli. Uzmanların önerdiği televizyon rejimi gösteriyor ki, anne babaya çok iş düşüyor.

* Amerikan Pediatri Akademisi çocuklara bir yaşından önce asla televizyon izletilmemesini, ergenlik çağının bitimine kadar da günde bir saati geçmemek koşulu ile televizyon izletilmesini öneriyor.
* Televizyon izleme konusunda çocuklarla pazarlık yapılabilir. Ama ne kadar küçükse televizyon izlemeye getirilen sınırlama o kadar fazla olmalı.
* Anne babalar okul öncesi dönemde çocuk programlarını izlerken onların yanında oturmalı ve tepkilerini izleyerek anlamadıkları şeyleri anlatmalı.
* Çocuğunun televizyon izlemesine sınır getirmek isteyen anne babaların ekran bağımlısı olmaması gerekiyor!

Çocukların izlediği saatlerdeki şiddet
Radyo ve Televizyon İzleme Üst Kurulu’nun (RTÜK) 2004 yılında 5.360 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de günlük televizyon izleme süresi ortalama dört saat. Türk toplumunun yüzde 20’lik bir bölümü ise günde beş saat  televizyon izliyor.
RTÜK yine 2004 yılında özel kanallarda yayımlanan filmlerin şiddet düzeyini ortaya koymak üzere bir araştırma daha yaptı. Beş televizyon kanalında hafta içi 16.00-21.30 ve hafta sonu 09.00-21.30 saatleri arasında, yani çocukların en çok televizyon seyrettikleri saatlerde gösterilen 80 filmin toplam 5 bin 600 saniyesi izlendi. Ve toplam süredeki şiddet oranının yüzde 33.1 olduğu saptandı. Toplam sürenin yüzde 13.8’ini fiziksel şiddet (vurma, yaralama, öldürme), yüzde 10.9’unu sözel şiddet, yüzde 8.4’ünü ise psikolojik şiddet oluşturuyordu.

Reklamsız ekran pek boş
Fransa’da 4-14 yaş arası çocuklara yapılan anketler, bu ülkede de televizyon izleme alışkanlıklarıyla ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu ortaya koyuyor:
* 4-14 yaş arası çocuklar her gün ortalama 2 saat 18 dakika televizyon izliyor. (Mediametrie-Mediamat Araştırması-2005)
* 5 yaş altı çocukların yüzde 77’si televizyon izliyor. (Parents-Sofres Araştırması-2004)
* Yine 5 yaş altı çocukların yüzde 64’ü televizyonu sabah izliyor. (Parents-Sofres Araştırması-2004)
* Yüzde 21’i ailenin diğer üyeleri ne izlerse televizyonda onu izliyor. (Parents-Sofres Araştırması-2004) 
* Yüzde 61’yse en azından aileden bir kişiyle izliyor. (Parents-Sofres Araştırması-2004)
* 8-10 yaş arası çocuklardaysa yüzde 53’ü reklam olmadan televizyonun boş olduğunu düşünüyor. (Altavia Junium-Çocuk Enstitüsü Araştırması-2001)

Yeni Aktüel



Bu haber 461 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,510 µs