Baykal da darbe karşıtı oldu...mu?

24 Haziran 2009 09:42 tsi
CHP lideri Baykal çok sert konuştu: Belgeyi içimize sindirmemizi isteyenler var, sindirmeyeceğiz. Belge eğer tertip ise, Başbuğ'un sözünün gereğini görmek istiyoruz. Hükümeti 12 Eylül'le ilgili hesaplaşmayı doğru buluyorsa elini tutan mı var?

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, aradan 12 gün geçmesine karşın 'İrtica ile mücadele belgesinin' gerçek olup olmadığının ortaya çıkarılamadığını belirterek,"'Belge doğru da olsa doğru olmasa da önemli değil' diyerek hazmetmemizi, içimize sindirmemizi isteyenler var. Hazmetmeyeceğiz, içimize sindirmeyeceğiz. Gerçek biran önce ortaya çıksın. İlkir Başbuğ 'Doğru değilse ne olacağını görürsünüz' demişti. Tertip ise, Genelkurmay Başkanının sözünün gereğini biran önce görmek istiyoruz" dedi

Baykal'ın dün partisinin grup toplantısında verdiği mesajlar şöyle:

TÜRKİYE 12 GÜNDÜR KARANLIKTA: 12 gündür belge ve imza konusunda bir gelişme olmadı. 12 gündür Türkiye karanlıktadır, gerçekler ortaya çıkarılamadı, iddialar boşlukta bırakıldı. Bu konu TSK’nın işlevi, güvenilirliği ile ilgidir. TSK'nın Anayasal sınırlar, demokratik kurallar içinde işleyip işlemediği ile ilgilidir.

BAŞBAKANI BU NOKTAYA GETİREN SÜREÇ NE: başbakan iddia ilk ortaya atıldığında "İktidara karşı bir komplo" dedi. AB elçilerine ise "Demokrasi anlayışı konusunda Türkiye’de bütün kurumlar tam bir uyum içinde" dedi. Başbakanı 12 günde bu noktaya getiren hangi süreçtir? Genelkurmay Başkanın 'bu belgenin emir komuta zinciri içinde hazırlanıp hazırlanmadığı' ile ilgili sorulan soruya "Hakaret sayarım" sözü ile biz rahatlamış duruyoruz.

ALBAY GÖREVİNDE OTURUYOR: Bu belgenin altında imzası olan sayın Kurmay Kıdemlı Piyade Albay Dursun Çiçek görevinde durmaya devam ediyor bildiğimiz kadarıyla. Belge ile ilgili tartışma yaşanıyor. Belge fotokopi mi orijinal mi daha netleşmemiş durumda. Fotokopi olarak bulundu, orjinali emniyette varsa, emniyetin başka bilgisi de vardır.

İMZA BENZEMİYORSA ŞAŞMAK LAZIM: Şimdi imza benziyor tartışması yapılıyor. İmza benzemiyorsa buna şaşmak lazım. Çünkü bu iddialar, belgeler belli kişiyle ilişkilendirmek için ortaya atılmıştır.

GENELKURMAY'IN BİLGİSİ DIŞINDAYSA TABLO VAHİM: Eğer TSK’nın içinden birileri, Genelkurmay’ın anlayışının dışında bir çalışma içindeyseler bu çok vahim bir tablodur. Bunu 'olabilir' diyerek geçiştiremeyiz. Böyle bir durum varsa derhal ortaya çıkarılmalıdır. Bu silahlı kuvvetlerin örgütsel bütünlüğünü, bir kurum olarak işlev anlayışını yer yer kaybetmiş olduğunu bize gösterir.

BU İTHAMI NE CÜRETLE YAPIYORLAR: Eğer böyle bir durum söz konusu değilde silahlı kuvvetler disiplin içinde, anayasaya hukuka saygılı bir anlayış konusunda, etkin çalışma yapan kurum kimliğindeyse bu ithamı kim yapıyor? Ne cüretle yapıyor? Ne amaçla yapıyor? Nasıl yapabiliyor? Nerelerden güç alabiliyor? Nasıl böyle etkin olabilmiştir? Bunun belgeleri nasıl Emniyet'in, yargının zirvelerinde dolaşma fırsatını elde edebilmiştir?

SÖZÜN GEREĞİNİ GÖRMEK İSTİYORUZ: "Bu belge doğru da olsa, doğru olmasa da önemli değil" dememizi, bunu hazmetmezi, içimize sindirmemizi isteyenler var. teslimiyet noktasına gelmemiz isteniyor. Hazmetmek istemiyoruz, içimize sindirmek istemiyoruz. Gerçeğin biran önce, derhal ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Eğer bu konu bir tertip ise, Genelkurmay Başkanının “Doğru değilse ne olacağını görürsünüz” sözünün gereğini biran önce görmek istiyoruz.

TSK'DA CUNTALAR CİRİT ATIYORSA DA: TSK içinde birileri Genelkurmayın bilgisi dışında bir örgütlenme, çalışma içindeyseler, TSK içinde Cuntalar cirit atar hale gelmişse bu çok vahim. 'Olabilir' diyemeyiz. Bu durum TSK’nın kurumsal bütünlüğünü koruyamadığını gösterir. Devlet, imkanlarını, gücünü TSK’ya karşı kullanılıyorsa bu çok daha vahim. Türkiye’nin artık cesarete ihtiyacı var.

DARBELERLE HESAPLAŞALIM: Bu olaylar hiç kuşku yok Türkiye’nin bir süreden beri içine girdiği olağandışı sürecin bir parçaları olarak ortaya çıkmaktadır. Yürümekte olan bir Ergenekon davası var. Sıkıntı büyük ihtimal buradan kaynaklanıyor. Hükümeti 12 Eylül’le ilgili hesaplaşmayı doğru buluyorsa elini tutan mı var? Anayasa’nın 15. maddesi var, değiştirme isteğin varsa getirir değiştiririz? Askeri darbeyle ilgili bir hesaplaşma, askeri darbe sürecine sürükleyenleri tasfiye amacında isen onu da getir yapalım.

MAHKEME Mİ, KURUM MU YARGILIYOR: Ergenekon davasına bakan bir yargıç tarihsel bir tespit yaptı. "kurumsal baskı yapılıyor" diyerek çekildi. Kurumsal baskıyı kim yapıyor, baskı yapan kurum nedir? Şimdi bu durumda mahkeme mi yargılıyor, kurumlar mı yargılıyor? Artık kurumsal baskı olmadan karar alınacak mı, bir daha böyle bir baskı olmayacak mı? Bunları sormayacak mıyız? Eğer bir ülkede hukuk ve adelet tehlikeye girerse herşey tehlikeye girer.

MUHALEFETİMİZ POPÜLİZM DEĞİL: Mayın yasasını Anayasa mahkemesine götürüyoruz. Ancak bu konudaki muhalefeti sadece CHP olarak değil, bütün muhalefet olarak yapma düşüncesi daha doğrudur. MHP'nin DSP’nin bağımsız milletvekillerinin de katılmasının yararlı olacağını düşündük. Bizim bu konudaki muhalefetimiz popülizm değildir. Türkiye’nin menfaatleri Anayasanın gereği bu yasanın en azında 3. maddesinin işlememesine bağlıdır. Bütün toplumu ilgilendiriyor bu konu çünkü. Başbakan, İsrail'e verilecek sözlerine yanıt verirken Paranını dini imanı olmaz dedi. Doğrudur paranın dini imanı olmaz ama dini imanı para olanlar var.

Radikal

Bu haber 440 defa okundu.