En Sıcak Konular

Bizim evin kimyasalları...

0 0 0000 00:00 tsi
Bizim evin kimyasalları... Çoğumuz evlerimizin "tertemiz, mikropsuz" olması için çeşitli kimyasal maddeler kullanıyoruz. Günlük yaşamda kullandığımız ürünler 50 binin üzerinde kimyasal madde içeriyor ve her yıl bunlara yüzlerce yenisi ekleniyor. İşte hayatımızdaki kimyasallar...

Çoğumuz evlerimizin "tertemiz", "mikropsuz" olması için çeşitli kimyasal maddeler kullanıyoruz. Tuvalet ve fırını temizlemek için asit, banyoyu dezenfekte etmek için fenol, mobilyaları cilalamak için damıtılmış petrol ürünleri, çamaşırlarımızı beyazlatmak için klor ve evlerimizi temiz tutmak için çeşit çeşit diğer zehirli kimyasal maddeler… bu sıralama böyle uzayıp gidiyor…

Günlük yaşamda kullandığımız ürünler 50 bin’in üzerinde kimyasal madde çeşidini içeriyor ve her yıl bunlara yüzlerce yenisi ekleniyor. Birçoğu ise yeterince test edilmeden ve belirli bir mevzuata tabi olmadan piyasaya sürülüyor.

Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda da su sistemlerimize karışıyor. Sözünü ettiğimiz kimyasallar, sonunda "fazla yüklenme" olasılığı oluşturarak vücudumuzda depolanıyor ve zehirli olma düzeyine ulaştığında çeşitli hastalıklara yol açıyor. (Kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi.)

Evsel temizlik malzemeleri sadece toprağı ve su kaynaklarını değil, teneffüs ettiğimiz havayı da tehdit ediyor. Sprey boyalar, fırın temizleyiciler, dezenfektanlar, mobilya parlatıcıları ve diğer tüm sprey ürünler, birkaç gün sonra soluyacağımız havanın bir parçası oluyor.

Sadece kentlerde yaşayanların değil, kırsal kesimde yaşayanların da atık su sistemlerine neler gönderdiklerine dikkat etmeleri gerekiyor. Foseptik sistemler atık su sorununu çözmüyor; boyalar, çözücü, inceltici, ağartıcı kimyasallar, aseton, tuvalet temizleyiciler ve lavabo açıcılar ile diğerlerinde bulunan belirli kimyasal maddeler organik maddeleri parçalayan organizmaları zehirleyebiliyor. Oysa organik maddelerin parçalanması doğal döngünün işlemesi açısından zincirin olmazsa olmaz halkalarından birini oluşturuyor.

Kimyasallar ana rahmindeki çocukları bile vuruyor

Günlük yaşamımızda kullandığımız ürünlerin üretiminde kullanılan zararlı kimyasallar, henüz doğmamış bebeklerin yaşamına göbek kordonundan girebiliyor. Bebekleri henüz gelişme aşamasında etkileyen kimyasalların arasında hayvanların fiziki ve beyinsel gelişimini etkileyen maddeler de bulunuyor.

Göbek kordonuyla beslenen bebekler vinil kaplama, temizlik malzemeleri, elektronik ve parfümlerden gelen kimyasal maddelere maruz kalıyor. Bu kimyasalların yaşamın her anında, hatta anne rahmindeyken yaşamına henüz başlamadan en savunmasız zamanlarında insan bedenine ulaştığını görmek şok edici.

Göbek kordonlarından alınan örnekleri inceleyerek yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar, endişe verici. Kimyasallar; konserve tenekelerinden elektrikli ev aletlerine, böcek zehirinden deodorantlara ve diş macunlarına kadar geniş yelpazede, günlük kullanımımızın bir parçası olan tüm ürünlerde bulunuyor ve bu yolla kanımıza işliyor. Araştırmada incelenen örneklerde, parfümlerde kullanılan suni kokular, su geçirmeyen kaplamalar, teflon gibi yapışmayan yüzeylerde kullanılan bileşimlerde kullanılan maddelere de rastlandı. Ayrıca yanmayı önleyici maddelerin hayvanlarda davranış ve öğrenme bozukluklarına yol açtığı ortaya koyuldu. İncelenen göbek kordonlarının %50’sinde Avrupa Birliği yasalarına göre su bazlı organizmalar için aşırı derecede zehirli olarak sınıflandırılmış” triklosan”a (antibakteriyel ajanlar) rastlandı. Gelişmekte olan bir bebeğin kimyasal maddelere maruz kalmasının neler getireceği henüz bu konuda yeterli bilimsel araştırma yapılamadığından halen bilinmiyor.

Doğaya ve doğala dönmeliyiz 

İnsanlık, medeniyet namına giriştiği bu teknoloji macerasında, kendi elleri ile oluşturduğu frankeştaynının tehditi altında gittikçe hayatını tehdit eden bir noktaya doğru gidiyor.

Bu maceradan vazgeçip biran evvel doğaya ve doğala dönüş yapmalıyız. Yeni milenyumda ilerlerken doğanın zenginlikleri ile daha geniş bir yelpazede buluşup bizlere sunduklarını yeniden keşfetmeliyiz. İnsanlığın sessiz çığlıklarını kulaklarımız duymalıdır. Artık kimyasal alanda dünyamız için zararlı olanı, faydalı olandan ayırmalı ve faydalı olanın tarafında yer almalıyız.



Bu haber 2,109 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,206 µs