“Yeni Sivas olayları yaşanmasın!”

0 0 0000 00:00 tsi
ABD ve İran’ın “gözü kara” çekişmesi Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Zira ABD, İran’a karşı “Sünni kartını” açıyor. Bu stratejinin Türkiye’ye dönük sosyal etkileri ne olabilir? Alevi Bektaşi Kültürünü

Ortadoğu'da ve özellikle Irak'ta oluşan Şii bloğa karşı, ABD’nin Sünni bir hilal yaratma arayışında olduğu artık bilinen bir gerçek. Bu siyasi oyunlar, Ortadoğu'daki ülkeleri iç savaşa sürükleyebilir ve bölge yeni çatışma alanlarına sahne olabilir. Bu çatışmanın en yürek yakıcısı ise Irak'ta gözlemleniyor.
Bu arada kulislerde konuşulanlar arasında önemli bir ayrıntı dikkatleri çekiyor: ABD, İran çevresindeki Sünni ülkelere, nükleer faaliyet için yeşil ışık yakarken, Türkiye'ye Sünniliğin hamiliği rolünü biçiyor. Türkiye, coğrafyasında yaşayan halkların inanış ve ırk çeşitliliği ile iç politikasındaki zaaflar yüzünden dünya üzerinde yaşanan bu oyunlardan her zaman önemli ölçüde etkilendi. Daha önce Rus- ABD soğuk savaşında sol- sağ çatışmasına ülkemizin sahne olması bu durumun en ciddi örneği.

Alevi yazar Cemal Şener “Aleviler ve MHP” adlı yazısında 12 Eylül öncesindeki sağ-sol çatışmalarının aslında Alevi-Sünni çatışması şeklinde cereyan ettiğini ileri sürüyor. Bu iddianın doğruluğu tartışılabilir fakat son aylarda Ortadoğu'daki gelişmelere paralel olarak, ülkemizde bir Alevi- Sünni çatışmasının tezgâhlandığı iddia ediliyor. Abdüllatif Şener'in " Hepimiz Aleviyiz" açıklamasına da bu hassasiyetle, bütünlüğü korumak amacıyla yaptığı söyleniyor. Bu iddiaları "iyibilgi"ye doğrulayan Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun  "Çok korkunç tuzaklar var. Sinsice çalışıyorlar. Aleviliği İslam dışı olarak lanse etmek için araştırmacıları finanse ediyorlar. Toplumu Alevilik konusunda gerçek bilgi kaynaklarından uzaklaştırıyorlar. Aynı zamanda Sünniler üzerinde de Alevileri düşman olarak göstermeye çalışıyorlar" diyor ve ekliyor "Sivas Olayı gibi bir olay patlak verebilir, çok dikkatli olalım, mezhep taassubu günahtır."
Abdüllatif Şener'in "Hepimiz Aleviyiz" açıklaması barışı koruma amaçlı  fakat Sünni bir söylem. Bunu da kabul etmek gerekiyor. Yani biraz “üstten” bir bakış açısı… Aleviler sık sık bu türlü Sünni “birleştirici” söylemler ile karşılaşıyor, ancak bu açıklamalar onları tatmin etmiş değil. Şener’in bu açıklama ile farklılıkları göz ardı ettiği açık. Fakat bu açıklama karşısında bazı Alevi grupların "Alevi olmak için anne babasını da Alevi olması gerekir" açıklaması Yahudi milliyetçiliğini bile aşan tehlikeli bir demeç. Bu demecin ayrılıkları körükleyen, faşist göndermeleri olan bir tarafı var. Ayrılıkları, çatışmaları körüklememek adına iki kesinim de demeçlerinde ve hareketlerinde özenli olması gerekiyor. Şener yaptığı son açıklamada, sert açıklamalar yapan Alevi derneklerinin kendisinin yanlış anladığını söyleyerek, ılımlı tavrını koruyor ve şunları belirtiyor: "Ben soğuk savaş döneminin üslubunu ortadan kaldırmak istedim. Artık yeni bir üslup ve anlayışla insanların birbirlerini kabul etmeleri gerekir. Herkes birbirini tehdit, tehlike ve hatta zaman zaman da düşman olarak algılıyor. "

Bu gelişmeleri yorumlayan Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği yöneticisi Metin Aslan'da bugün iyibilgi'ye verdiği demeçte "Dış odaklar tarih içinde iki tarafı da kullanarak kıyım yaptılar. Bu durumu en son Sivas olayında gördük" diyor. Türkiye'deki Sünni ve Alevi kesimleri, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin de hassasiyeti ile laik bir yaklaşımla birbirlerinin demokratik hak ve özgürlükleri konusunda çok dikkatli olmaya çağırıyor. Alevi kesimin küresel oyunlara alet olmamak adına çok uyanık ve kullanılmamaya kararlı olduğunu dile getiren Metin Arslan "Biz Sünni kardeşlerimizle barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Alevi ve Sünni kardeşlerimiz dış odaklardan gelecek bölücü tehlikelere karşı teyakkuz halinde olsunlar, yeni Sivas olayları yaşanmasın" uyarısında bulunuyor.

iyibilgi.com

Bu haber 301 defa okundu.