"Saddam'ın Gelini" kitabından şok bölümler

0 0 0000 00:00 tsi
Uday’dan 24 yaşında çocuğu olduğu söyleyen Sevim T.'nin yazdığı, Çilek Medya’dan yakında çıkacak “Saddam’ın Gelini” isimli kitaptan pasajlar medya ile paylaşılmaya başlandı.

Güzellik yarışmasını kazanan bir Türk kızının ibret verici öyküsünün kaleme alındığı ” Saddam’ın Gelini “ kitabında, ilk karşılaşmalarında Saddam Hüseyin’le aralarında ters bir elektrik olduğu görülüyor...

Saddam ile ilk karşılaşmalarında yaşadıkları ters elektrik daha sonra güzel gelinin Saddam tarafından pek istenmeyen gelin olması sonucunu doğuruyor...

Sevim T’nin anlattıkları içinde Uday’la evlendiği gün ve ilk gecelerinde yatak odasında kokaini görmesi de var... İşte olay yaratacak kitapta Sevim T’nin ağzından anlatılanlar:

“Önce berbere gittik. Özenle gelin başım yapıldı. Düğün öğle vakti, Bağdat’ın en büyük otelinde gerçekleşecekti. İlk önce halamların evinde, dini nikahımız kıyıldı. Allah nazarında artık onun karısı olmuştum. Düğün için otele gittiğimizde Saddam ve ailesi de oradaydı. İlk karşılaşmamamız da göz göze geldik. Bakışlarıyla çok anlam gönderiyordu bana. Elini uzatıp, önce tokalaştı benimle sonra yanaklarımdan öptü ve tebrik etti. Çok sinirli görünüyordu. Ailenin diğer fertleri de bana karşı çok soğuk davranıyorlardı. “Hoş geldin ailemize gelin hanım” dedi. Ama yüzü asıktı. Kızgınlığını, yüzündeki derin çizgilerinin içine gizlemek ister gibiydi.

Çok içki içilmişti o gece. Irak’ın en ünlü sanatçıları, sahnede en güzel şarkılarını söylüyorlardı. Paralar havalarda uçuşuyordu. Sanatçıların elbiseleri, üzerlerine takılan paralardan neredeyse görünmüyordu. Davetliler de çok eğleniyorlardı. Uday, çok değerli bir gerdanlık takmıştı boynuma. Alnımdan öperken kulağıma, “Seni çok seviyorum kadınım” demişti. Çok romantikti bu adam... O an Saddam’ın sert ve öfkeli bakışlarını fark etmiştim. Gözlerini hiç üzerimizden ayırmıyor gibiydi. Sonra, yanımıza gelip, değerli bir bilezik taktı koluma ve gerdanlık takımı verdi bana düğün hediyesi olarak. Ailesi hiç yanımıza bile gelmemişti. Soğuktular bana ve kocama karşı. Eniştemle, Saddam çok samimi görünüyorlardı, sıkı bir sohbet içindeydiler. Her enişteme baktığımda, nedense gözlerini benden kaçırıyor, suçluluk duygusu yaşıyor gibiydi.”

EVİMİN KADINI HOŞ GELDİN
“Düğün sonrası, Bağdat’da ki saraya gittik. Evimize, mutluluk yuvamıza gittik. Saraya geldiğimizde çok sayıda hizmetli karşıladı bizi. Muhteşem bir yerdi burası. Beni kucağına alarak kapıdan içeri soktu. Ve, yere indirmeden, ” Evimin kadını, hoş geldin” dedi. Çok hoşlanmıştım tabi bu sözlerden. Ruhum bir anda şımarıvermişti. Önce salona geçtik. Gözlerim kamaşıyordu ne tarafa baksam. Şaşkındım. Hayal edemeyeceğim kadar büyüktü burası. Bu kadar mı zengin olunabilir diye düşünüyordum. Benimde artık, bu zenginliğe ortak olacağım düşüncesi tüylerimi ürpertiyordu. Aşkım daha da artıyordu Uday’a. Çok çocuklar doğurmalıydım. Bir sürü erkek, kız çocuklar.

Saraydaki eşyaların bir çoğu altın kaplamaydı. Tuvaletlerin kapı kolları, aynaların kenar çerçeveleri, musluklar bile... Yerlerde paha biçilemeyecek halılar seriliydi. Elliden fazla oda vardı burada. Hepsi çok büyüktü. Çok değerli kristal avizeler süslüyordu bu odaların tavanlarını. Bazı odalardakilerse, som altındandı. Duvarlarda şık ve enteresan objeler vardı. Muhteşem ve heybetli görünüyordu.

Yatak odamıza girdiğimizde ikimizde çok heyecanlıydık. Sanki ateşimiz buharlaşıyor ve birbirine karışıyordu. Yanıyorduk. Aşk ve ihtiras kokuyordu odamız. Teybe güzel bir müzik koydu. Dans etti önce benimle. Sonra, duvarda ki resmin arkasından gizli bir yerden çıkardığı kasayı açtı. Hiç konuşmadan onu takip ediyordum gözlerimle. İçinde çok fazla dolarlar vardı. Bir tomar para alıp, masaya koydu. Sonra da masanın üzerine gene aynı yerden aldığı beyaz bir şeyler serdi. O beyaz şeyleri görünce, un zannetmiştim o zaman. Kokainmiş meğer. Dolarlardan rulo yapıp, kokaini içine dökerek burnuna çekmeğe başlamıştı. Bana da burnuma çekmem için uzatıyordu. Ben adetleri olduğunu sanmıştım. Sözünü dinleyerek bende onun gibi yaptım. Başım dönmeğe başlamıştı. Bir tuhaf olmuştum hemencecik. Sonra, birden ayağa kalkıp, cebinden çıkardığı bir bıçakla kolunu kesti. Kanlar fışkırıyordu etrafa. O kadar çok korkmuştum ki... Kolunu çarşafın üzerine götürerek kanları çarşafa bulaştırdı. Şaşkınlıkla, zor açabildiğim gözlerimle izliyordum onu. “Bak” dedi. “Bu kan, senin kızlık kanın. Sen kız olarak geldin bana. Ve ilk kez ben yatacağım birazdan seninle” dedi. Sonra gömleğini çıkarıp, kolunu sardı.

Biz saraya geldiğimizde, Saddam evde yoktu. Yada çıkmamıştı yanımıza. Öfkelimiydi acaba halen bize? Bir saat sonra falan yemeğe oturacaktık hep beraber. Ve bu bizim ilk aile yemeğimiz olacaktı.

SADDAM’IN GELİNE KIZGINLIĞI
Birden kapıda Saddam beliriverdi tüm heybetli duruşuyla. “Hoş geldiniz çocuklar.” diyerek selamladı bizi. Hepimiz ayağa kalkıp, selamladık onu. Yemeğe başladığımızda hayretler içinde kalmıştım. Saddam yemeğini, kimseye aldırmadan elleriyle yiyordu. Hala soğuktu bana karşı. Bazen göz göze geldiğimizde, öfkeli bakışları, bir şimşek gibi çakıyordu gözlerimde. Ürküyordum o zaman ondan. Çocuklarıyla da çok mesafeliydi. Ona karşı korkak, çekingen ve saygılı davranıyorlardı. Anneleri de en az bir Saddam kadar sert bakışlı, ciddi, yüzü pek gülmeyen bir kadındı. Otoriterdi. Bana biraz daha yakın davranıyordu. Uday annesiyle yalnız kalıp, diğer odada uzunca konuşmuştu çünkü. Aile ilişkileri çok disiplinliydi. Çekiniyorlardı babalarından. Saddam her şeye hakimdi sanki. Ama kocam daha cesurdu kardeşlerinden. Pervazsızca bağıra biliyordu sinirlendiğinde babasının yanında. Yüksek sesle konuşuyor, daha rahat hareketler içine girebiliyordu. O da babası gibi diktatör bir ruh taşıyordu, güçlüydü. Kendimi çok şanslı ve özel hissediyordum bu ailenin yanında. Bir büyü, bir rüya içindeydim sanki. Bir rüyanın hayal ötesi karelerini yaşıyordum. Ve bu büyünün hiç bozulmamasını, rüyamın hiç bitmemesini istiyor, hep Allah’ıma dualar ediyordum.

Yastığının altında her zaman bir bıçak dururdu. Duvarda asılı kılıcı vardı. Yatak odamız aynı zamanda cephanelik gibiydi.

Vatan

Bu haber 715 defa okundu.