En Sıcak Konular

Fast Food'a karşı Slow Food

0 0 0000 00:00 tsi
Fast Food'a karşı Slow Food Uluslararası Slow Food hareketinin kurucusu Carlo Petrini ülkemizi ziyaret ediyor. Yavaş, temkinli ancak kararlı ilerleyen ‘Salyangoz’u kendine sembol olarak seçen hareket Fast Food istilâsına karşı kurulmuş. İşte Slow Food teknikleri...

Slow Food hareketi adından ötürü kimi zaman yanlış anlaşılıyor.

Sanıldığı gibi ağır ağır pişirilmiş bir yemeği, tadına vara vara, ağır ağır yemek ile ilgili ‘zevk’ odaklı bir keyif akımı değil. Yalnızca uluslar ötesi endüstriyel Fast Food zincirlerine karşı olmaktan ibaret bir aktivist bir hareket de değil.

Elbette Slow Food’un amaçları arasında giderek hızlanan hayatı normal ritmine döndürerek yavaşlatmak da var.

Toprağın sunduğu, insanoğlunun asırlar boyunca damıttığı lezzetlerin zevkine varmak doğal olarak bu hareketin tam da kalbinde yatıyor. Tat zevkini aynılaştıran, yerel lezzetlerin giderek yok olmasına yol açan çokuluslu şirketlerin ‘Hızlı Yemek’ zincirlerleriyle mücadele etmek, çocukları tat ve gıda konusunda bilinçlendirmek de hareketin başlıca hedefleri arasında.

Ancak bu uluslararası Sivil Toplum Hareketi giderek bunların da çok ötesinde bir misyon yükleniyor.

Slow Food her şeyden önce ciddi anlamda bir insan hakları hareketi.

Sadece doymak değil lezzet almanın da bir insan hakkı olduğunu savunan Petrini son kitabında yiyeceklerin iyi, lezzetli ve kaliteli olması kadar temiz ve adil olması gerektiğini de vurguluyor. “Buono, Pulito e Giusto”
yani “İyi, Temiz ve Adil” adlı kitapta örneklerle bu kavramların önemi vurgulanıyor.

Temiz ve adil kavramları gastronomi dünyasında yeni yeni yer ediniyor.
Petrini tabağımızda yer verdiğimiz her yiyeceğin sadece iyi yani lezzetli ve kaliteli olmasına önem vermenin sorumsuzluğuna işaret ediyor. Diğer iki temel değeri dışlayan, bu üçayak üzerine oturmayan yiyecek üretimlerinin etik sayılamayacağını söylüyor. Temizlik sadece hijyenik bir kavram olarak algılanmıyor, kimyasalların, GDO’ların olmadığı yiyecekler kastediliyor.
Temizlik aynı zamanda ‘Temiz Eller’ kampanyasını akla getiriyor, arkasında kanunsuzluk ve haksız kazanç yatan gıda tröstlerine de gönderme yapıyor.

Bu noktada adil olma kavramı kendiliğinden devreye giriyor. İşçi-köylü ve küçük üretici haklarına da vurgu yapan hareket üreticiyi kollamanın önemini vurguluyor. Tohumun çiftçiye ait olması gerektiğini savunuyor.

Petrini üreticiyi dışlayan hiçbir gastronomik faaliyet olamayacağını söylerken üretici-tüketici ilişkisine farklı bir bakış açısı getiriyor.
Tüketici yerine yardımcı-üretici tanımını yeğliyor. Böylece üretici/yardımcı-üretici arasında hayat akışını sağlayan bir göbek bağı kurulmuş oluyor ve mücadele cephesi genişliyor. Çevreye saygılı olan ve bio-çeşitliliği gözeten yardımcı-üreticiler zevk düşkünü ‘gurme’ler olmaktan ziyade, insan ve çevre haklarını gözeten ‘eko-gastronom’lar haline geliyor.

Slow Food son yıllarda Toprak Ana adı altında önemli bir proje başlattı. ‘Terra Madre’ dünyada tehdit altında olan tarım ve hayvancılık değerlerinin ve bunları sürdüren köylüler ve küçük üreticilerin saptanması amacını taşıyor ve uluslararası bir bilgi ağı oluşturmayı amaçlıyor.

Carlo Petrini ülke ülke gezerek fikirlerini yayıyor, mücadele ediyor ve aynı yakasında taşıdığı sembol salyangoz gibi geçtiği yerde iz bırakıyor.
Petrini en önemlisi geleceğe dair umut besliyor. Yüreği iyi, temiz ve adil bir adamın huzur ve gururuyla bir bayrak yarışçısı gibi bu fikirleri taşıyacak olanlara devrediyor.

Slow Food Hakkında Kısa Notlar:

a.. Slow Food kâr amacı gütmeyen uluslararası bir sivil toplum örgütü.

b.. Slow Food 1986 yılında solcu gazeteci Carlo Petrini ve arkadaşları tarafından kuruldu. 1989 yılında uluslararası hale geldi.

c.. Çıkış noktası 1984 yılında Roma’da kentin en can alıcı noktalarından biri olan İspanyol Merdivenlerinin hemen yanında bir Mc Donalds açılması oldu.

d.. Bugün dünya çapında 83.000 üyesi, 122 ülkede destekçileri olan bir örgüt.

e.. İtalya dışında, kuruluş sırasıyla Almanya, İsviçre, ABD, Fransa, Japonya ve İngiltere’de ofisleri var.

f.. Bunun dışında Slow Food ilkeleri doğrultusunda bağımsız çalışan “Convivium” adı verilen bir örgütlenme yapısı var.

g.. Bugün 65 ülkede faal olan 800’ün üzerinde “Convivium” bulunuyor.
Bunların 350’si İtalya’da faaliyet gösteriyor.

h.. Slow Food 2000 yılında Slow Food ödülünü başlattı.

i..  Dünyadan seçilen 500 jüri üyesinin gösterdiği adaylar arasından kısa liste oluşturuldu. Türkiye’den iki aday Hemşinli kara kovan balı üreticisi Veli Gülas ile Dalyan’da Balık yumurtası üreticisi Dal-ko kooperatifleri Slow Food ödülü kazandı. Gülas ayrıca 5 büyük jüri özel ödülünden birini aldı.

j.. 2001 yılında Afyon’da İsmailköy halkı haşhaş üretiminde gösterdikleri azim ile ödüle değer görüldü.

k.. 2002 yılında Iğdır’lı kayısı üreticisi Haydar Alagöz ödül aldı.

l.. Karakovan balı-Veli Gülas ile Haşhaş üretimi-İsmailköy adaylık dosyalarını Slow Food jüri üyesi, Cumhuriyet Gazetesi Pazar eki yazarı Aylin Öney Tan hazırladı.

m.. 2004 yılında ödül “Terra Madre-Toprak Ana” projesine dönüştürüldü. Terra Madre 5000 tarım ve gıda üretimi alanında emek verenleri bir araya getiriyor. Tehdit altındaki üretimleri sürdürenleri ve küreselleşmeye karşı direnmeye çalışan küçük üreticileri bir araya getiren bu platform dünya çapında bir iletişim ağı oluşturmayı hedefliyor. Terra Madre kapsamında 1000 aşçı ve 500 araştırmacı bilim adamı da bir araya geliyor.

n.. 2004 yılında Dünya Tarım Örgütü FAO, Slow Food hareketini kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütü olarak resmen tanıdı ve işbirliği anlaşması imzaladı.

o.. Aynı yıl Bra yakınlarında restore edilen Savoy Malikanesinde Gastronomi Bilimleri Üniversitesi eğitime başladı.

p.. İki yılda bir çift sayılı yıllarda Torino’da düzenlenen ‘Salone del Gusto’ adlı Lezzet Fuarı 140.000 ziyaretçiye ulaştı



Bu haber 1,020 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,899 µs