En Sıcak Konular

Bardakçı hızlı başladı!

0 0 0000 00:00 tsi
Bardakçı hızlı başladı! Kendisini tarihçi değil, gazeteci olarak tanımlayan "ayaklı kütüphane" Murat Bardakçı gazete değiştirdi. "Türk müziğini Bülent Ersoy savunuyorsa El Fatiha" diyen Bardakçı "aydın cahil demektir" diyor. İşte Bardakçı'dan çarpıcı açıklamalar...

Murat Bardakçı yeni gazetesinde hafta içi iki gün de köşe yazısı yazacak. Kendisini gazeteci olarak tanımlayan ve her şeyi bir gazeteci gözüyle okuduğunu söyleyen Bardakçı, iddialı konuştu.

*Okuturken eğlendirmek gerekir. Tarihçi gibi yazsam kimse okumaz. 'Türkiye'de tarih niye moda oldu?' diyorlar. Benim sayemde oldu. Bu konuda artık tevazu göstermiyorum.

*Şimdi 'Vahdettin hain değildi,' demek devlete zarar vermez. Ama ben 25 yıl önce bunları yazamazdım.

'Tarih Türkiye'de moda olduysa sayemdedir'

Osmanlı tarihi üzerine yazdığı renkli yazılarıyla, tarihi bize sevdiren Murat Bardakçı, yarından itibaren SABAH'ta yazmaya başlıyor. Kendisini tarihçi değil, gazeteci olarak tanımlayan Bardakçı'yla bu yeni başlangıcı konuştuk.

- Kaç yıl sonra yeni bir gazetedesiniz?
- Tam 585 hafta oldu, yani 12 yıl.

- Ayrılmak zor oldu mu?
- Açıkcası zor oldu çünkü alışkanlıklar var. Çok güzel şeyler yaptım Hürriyet'te, arkadaşlarımın bana olan davranışları da çok güzeldi. Bu yüzden bir zorluk oldu ama ben profesyonel olarak bakarım, işle duygusallığı hep ayırırım. Ben oradan ayrılmaktan ziyade, yeni yerimden intibak edip edemeyeceğimi düşündüm. Ama o da zor olmayacak çünkü burada Hürriyet'ten çok arkadaşım var. Ancak kesinlikle kavgalı falan olmadı Hürriyet'ten ayrılmam.

- Buraya gelişiniz ve mehter takımıyla karşılanmanızla ilgili çok şey konuşuldu.. Halbuki o bir karşılama töreni değildi, aslını sizden öğrenelim mi?
- Yahu ben görgüsüz müyüm? Kendimi mehteranla karşılatıp, öyle şeyler yaptırır mıyım? O reklam filmi için yapılan bir şeydi. Mehter marşının çok etkileyici bir tarafı vardır. Hani Attilâ İlhan'ın sözü var ya, "Mehter çalarken 10 komünistten 9'u faşist olur," diye... Reklam filmini etkili kılmak için seçilmiş bir şeydi mehteran. Çünkü mehteran baktırır. Çok güzel bir buluş ama bazıları çıkıp "Mehter marşıyla karşılandı," demiş, e çüş! Kendileri gibi görgüsüz sanıyorlar beni.

'HATALARI DA YAZACAĞIM'
- SABAH'ta nasıl bir okur bekliyor sizi, okuyucu kitleniz arasında bir fark olacak mı sizce?

- Ben ona bakmam çünkü kendi okurumun olduğuna inanıyorum. Beni okuyan belli kesim var. Onlar nerede olursam olayım, okurlar beni. Tabii burada da yeni okurlar eklenecektir o kesime.

- Neler yazacaksınız SABAH'ta, farklı ve yeni şeyler olacak mı sayfanızda? Sanırım, haftada iki gün de köşe yazısı yazacaksınız ayrıca...
- O köşe yazıları pazar günkü tarih yazılarından bağımsız olacak. Siyasi değil, çoğu kişinin bilmediği enteresan konulara değineceğim. Kültür- sanat da yazacağım arada ama bugün yapıldığı gibi eş, dost çevresini yüceltmek için değil, olmasına inandığım şekilde yazacağım. Hiç mi hata yapmıyor bu insanlar, biraz da bunlar yazılsın, öyle değil mi? Eskiden benim çocukluğumda bir Ref'i Cevad Ulunay, bir Reşad Ekrem Koçu vardı mesela, her gün yazarlardı ama öyle şeyler yazarlardı ki okuttururdu. O nesil öldü ve onların yazı tarzı unutuldu. Ben o nesille yetiştiğim, büyüdüğüm için şimdi o geleneği devam ettireceğim.

'MUSİKİ BÜLENT ERSOY'A KALDIYSA...'
- Siz aynı zamanda bir müzisyensiniz, bu konuda ciddi bir birikiminiz var. Müzik üzerine bir şeyler yazmayı düşünmez misiniz, örneğin Türk Müziği? - Artık Türk Müziği kalmadı ki... - Bülent Ersoy'un o kadar 'Türk musikisi'ni savunma çabaları boşa mı?
- Bülent Ersoy Türk müziğini savunmuyor, kendisinin reklamını yapıyor sadece. Asıl Bülent Ersoy'un müziğin savunucusu olmasının saçmalığını yazmak gerekir. Adam kalkacak şarkıyı bir oktav pesten okuyacak (aşağıdaki sesten) ve bunun adı 'müzik' olacak... Bu müzik değil, adam bağırıyor... Onun kullanmaya heveslendiği Osmanlıca da tamamen yanlış. Bugün Türk müziğini Bülent Ersoy savunuyorsa El Fatiha, zaten Türk müziği bitmiş demektir.

- Çok iyi tanbur çalıyorsunuz, değerli hocalardan dersler aldınız. Müziği olan bu ilginizin kaynağı ne?
- Ailemde çok iyi müzik dinleyicileri vardı elbette. Ama bizim çevrede her çocuk belli bir yaşa geldiği vakit müzik öğrenmek zorundadır, mutlaka bir enstrüman çalar. Ben Türk müziğini ve tanburu seçtim.

- Neler dinliyorsunuz peki, hiç 'neler yapılmış' diye merak edip popüler müzik dinlediğiniz oluyor mu?
- Bol bol CD geliyor ama çok nadiren, Türk müziğinden özel icraları dinliyorum. Ama bence yeni çıkanların yüzde 99'u müzik değil. Ciddi müzik günlük olmaz, kalıcı olması gerekir. Ben Türkiye'deki en zengin ses sanatçılarının arşivine sahibim. Ama klasik Türk müziği diyorsanız, Münir Nurettin ve Kani Karaca'dan sonra Türk müziği bitmiştir. Ben arkadaşlarla oturur beraber çaldığımız saatler dışında, sadece klasik batı müziği dinlerim. Zaten bugünkü müziği çalışırken oturup dinlersem, hiçbir şey yazamam. Düşünsenize Bülent Ersoy'u ya da Muazzez Abacı'yı dinlediğimi... Kadın avaz avaz bağırıyor! Müzik falan değil, çığlık atıyor bunlar.

Siz kendinize 'aydın' denmesine karşı çıkıyorsunuz, neden?
- Aydın demek, cahil ve hain demektir bu ülkede. Türkiye'de entelektüelliğin şartı Osmanlıca bilmektir. Bugün İran bir molla rejimidir diye, laf atabilirsiniz ama ciddi bir entelektüel hayat vardır İran'da. O 'molla' dediğiniz sarıklı insanların hepsi Doğu'yu ve Batı'yı çok iyi bilen insanlardır. Bizde kendi kültürünü bilmez, İngilizce'den okumaya çalışır. Batı'yı bilmez sadece kafa çekip ahkâm keser. Ben şunu söylüyorum: Türkiye'de Osmanlıca bilmeyen entelektüeller cahildir. 1928 öncesi yazılmış şeyleri okuyamıyorsanız eğer, hiç 'okur-yazarım' diye geçinmeyin. Bugün bir İngiliz entelektüeli Shakespeare'i, Shelly'yi okur, bilir. Bizimkiler Nedim'i, Fuzuli'yi anlamaz, Şeyh Galip'i utanmadan İngilizcesinden okurlar. Birçok tarih kitabı hâlâ Osmanlıca'dır bizde. Kendi kültürünü bilmeyen entelektüel olamaz.

SABAH



Bu haber 387 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,679 µs