Neden şimdi? | " /> Neden şimdi? | "/>

En Sıcak Konular

12. dalga: Neden şimdi?

15 Nisan 2009 07:58 tsi
12. dalga: Neden şimdi?

Türkiye Ergenekon davasında gerçekleşen 12. dalgayı konuşuyor. Kimilerine göre 1 numara etrafındaki kıskaç bu dalgayla gittikçe daralıyor. Son operasyonda ‘alınmaz’ denilenler gözaltına alınırken akıllardaki soru şu: Obama bu dalgaya nasıl bak

Yerel seçimler sonrasında Türkiye’yi yeniden hızlı bir gündem çevrelemişe benziyor. Bir yanda tarihi Obama ziyareti, diğer yanda Ermenistan’la ilişkiler derken, Ergenekon operasyonunda 12. dalga patlak veriyor. Son olarak da Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un sürpriz çıkışı gündemdeki yerini alıyor. Dolayısıyla Türkiye gündem yoğunluğundan yerel seçimlerin sonuçlarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmiş değil…

Ancak konumuz bu değil… Türkiye’den Washington’a yansıyan şu anda yerel seçim sonuçları değil, Ergenekon operasyonunda gerçekleşen 12. dalga…

Ergenekon operasyonunun bundan önceki tüm dalgaları Türkiye’yi derinden etkiledi. Ancak 12. dalganın farklı bir özelliği bulunuyor. Operasyon önceki gün yeni bir aşamasına girerken, Mehmet Haberal gibi gözaltına alınması ‘zor’ görünen isimler tutuklanıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği didik didik aranırken cumhuriyet mitinglerinin mimarlarından Türkan Saylan bu kez Ergenekon operasyonu çerçevesinde gazetelere haber oluyor.

Elbette bu gelişmeler de Washington’dan yakından izleniyor. Öyle ki Ergenekon davasında gerçekleşen 12. dalganın ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ziyaretinin hemen ertesinde gerçekleşmesi akıllara bazı soruların takılmasına neden oldu. Soru şu: Obama’nın ziyareti ve verdiği mesajlar 12. dalganın gerçekleşmesini kolaylaştıran bir etken miydi?

Bu soruya yanıt vermeden önce Washington’da Ergenekon ile ilgili yapılan tartışmalara değinmek gerekiyor. Burada Ergenekon tartışmaları aslına bakılırsa Türk aydınlar tarafından yapılıyor. Örneğin son tartışmalardan birisi tam da 12. dalganın gerçekleştiği gün Washington’da yapılan bir toplantıda meydana gelmişti. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın da hazır bulunduğu toplantıda konuşmacılar Ergenekon operasyonu için “tüm olumsuzluklarına rağmen Türk demokrasisi için faydalı” tespiti yapmıştı.

Dolayısıyla Ergenekon operasyonunun ne olduğunu burada Amerikalılardan çok Türk gazeteci ve aydınlar tartışıyor. Ancak Amerikalılar da Ergenekon tartışmalarına ilgi gösteriyor. Elbette davayla ilgili fikirleri sorulduğunda bu soruları yanıtlamaktan kaçıyorlar ve sadece “ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz” diyorlar. Ancak kimi zaman konuşmalarının satır aralarından Ergenekon operasyonunu desteklediklerine yönelik anlamlar da çıkıyor.

Bu meselenin bir yönü… diğer yönünde ise Amerikalıların Türkiye’ye yönelik klasik politik yaklaşımları geliyor. ABD’de Cumhuriyetçilerin ve daha çok Demokratların daha önce olduğu gibi şimdi de realist çizgiyi izlediği, bu realist çizgide ise Türkiye’de yapılan güç mücadelesine karışmaktansa o mücadelenin sonucunu bekleme anlayışının yattığı biliniyor. Yani Amerikalıların Türkiye’de yaşanan iç mücadelelerle ilgili ne düşündüğünü kavramak için 12 Eylül günlerine değil, 27 Nisan muhtırasında ortaya konan tavra bakmak gerekiyor. O günlerde Washington demokrasiyi destekleyen güçlü mesajlar vermediği için eleştirilmiş, AK Parti hükümetinin “dik” durması sonrasında dönemin Dışişleri Bakan Condolezza Rice’tan Türk siyaseti ve demokrasisine dışarıdan müdahalelere karşı olduklarına ilişkin açıklama gelmişti.

Bu yüzden Türkiye’de demokratlar ile darbeci olmakla suçlanan ulusalcılar arasındaki mücadeleye Washington’un müdahil olması beklenmiyor. Washington’un klasik politikasını uygulayarak “kazanacak” tarafı görmeye çalıştığı söylenebilir. Ancak yapılan yorumlar 7 yıllık iktidarına ve ekonomik krize karşın AK Parti’nin yerel seçimlerde de gücünü büyük oranda koruduğu, bu yüzden Washington’un Türkiye’nin en güçlü siyasi yapısıyla birlikte çalışma düşüncesinde olduğu yönünde.

Tüm bu yorumlara rağmen, Washington’da yapılan tartışmalardan Türkiye’de demokrasinin lehine ortaya çıkan iki sonuç daha var: Bunlardan birisi Obama’nın eski yönetimlere benzemeyeceği ve Türk demokrasisini güçlü bir şekilde destekleyeceği yönünde. Zaten Türkiye’ye ziyareti ve mecliste verdiği mesajlar bunu kanıtlıyor. İkincisi ise Ergenekon’un, Türk Avrasyacılığının ulusalcı karakterinin, bir de Türkiye’deki “batılı” elitin demokrasi karşıtlığının burada daha çok konuşulmaya ve anlaşılmaya başlanmış olması.

İyibilgi.com



Bu haber 5,224 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,419 µs