En Sıcak Konular

Ankara-ABD-K.Irak: Tetiğin boşluğu alınıyor!

0 0 0000 00:00 tsi
Ankara-ABD-K.Irak: Tetiğin boşluğu alınıyor! Türkiye ile ABD arasında “manevra alanı” kalmadı. PKK ve Kuzey Irak meselesinde iki tarafta sınıra dayandı. Washington, Barzani-Talabani menşeli bazı istekleri tekrarlamaya devam ediyor. Koordinatörlerden biri “yatıyor” diğeri de i

Türkiye özellikle son altı aydır, her türlü vesile ile bir araya geldiği Amerikalı muhataplarına tekrar tekrar aynı şeyi maddeler halinde sıralıyor. ABD ile sık görüşen Dışişleri Bakanlığı, askeri çevreler, PKK ile mücadele koordinatörlüğü ve güvenlik/istihbarat birimleri kimi zaman açık kimi zaman kapalı oturumlarda ABD yetkililerine, “mealen!!”; “Türk kamuoyu terör konusunda sinirlerine hakim olabileceği son noktaya geldi. Esasen devlet de bu noktadır. Keza sizin Türkiye’de yerlerde sürünen imajınızı düzeltmek için de bu noktanın üzerine gitmeniz lazımdır.  Terörist PKK sorununu artık çözün. Kuzey Irak’taki mevcudiyetini bitirin. N-direkt desteklerinizi durdurun. Size isimlerini önceden verdiğimiz PKK’lıları verin.”
 
Eski yeni tüm görüşmelerde bu noktalar Amerikan yetkililerine bildirildi. Söylenenler açısından bugün de yeni bir şey bulunmuyor. Fakat yapılanlar konusunda da durum aynı. Hiçbir şey!  

Terörist PKK’nın sözde ateşkesinin bitiş tarihinin yaklaştığı günlerde, bu mesaj daha sert tonda yine tekrarlandı.. “Kuzey Irak’ta bir şey yapmanın zamanı geldi hatta geçiyor. Ne yapacaksanız bekliyoruz. Ve bu yapacağınız somut bir adım olmalıdır. Elle tutulur ve kamuoyuna anlatılabilir olmalıdır. Bize PKK sorumlularını verin.”

Türkiye’nin ses tonunun değişmesiyle birlikte ABD’den gelen cevabın tınısı da değişti.  Bu değişiklik ne yazık ki bir şey yapılacağı yolunda değil, önceki yanıtların aynısı olmakla birlikte sadece biraz daha “tafsilatlıydı”.

“Terörle mücadelede birlikte hareket etmemiz gereği hakkında doğruyu söylüyorsunuz. Ancak biraz ‘empati’ yapmanız gerekiyor. Şu an Irak’ta götürdüğümüz mücadele bir savaşı kazanmak veya asayişi sağlamaktan öteye geçerek gurur meselesine dönüştü. Başarısızlığın tüm dünya tarafından nasıl okunacağını tahmin edebilirsiniz. Bu yüzden Irak’ta tüm yardımlara ihtiyacımız var. Şu ana kadar da bu yardım en çok Kuzey Irak’tan geldi! Şimdi bu tek huzurlu ve nispeten güvenli bölgenin istikrarını bozacak bir adım atamayız. Kürt liderler sorunun barışçıl yollardan hallinden yana. Belki sizin de bu yolda yapacağınız bir şeyler olabilir!”

Bu yanıt diplomatik açıdan fazla bir yenilik içermiyor. Bu ve benzer sözler daha öncede ABD tarafından iletildi. Farklılık “barışçıl yolların” de-kodifikasyonundan geliyor.

Türkiye’ye göre bu cümlelerin açılımı, “Pandora’nın kutusu açıldığında ortaya çıkacaklardan” farklı değil. Bir kere ilk mesaj çok açık. Barzani ve Talabani ahbap çavuşlar istemediği sürece PKK’ya yönelik olarak Washington’dan bir adım atılmasını beklemek hayal.

Peki ama Barzani ve Talabani ne istiyor? Silahsız çözümden kastedilen PKK’nın Türkiye formatına uygun bir siyasallaşma yolunun açılması. Yani PKK politik varlığını sürdürsün ve Türkiye de bunun zeminini sağlasın.

Bu kadarlık haliyle bile rahatsız edici bu önerinin açılımlarının ne olacağı da ilginç. İlk nokta Türkiye’de kısa süre önce bir başka vesile ile gündeme gelen “dağdakilerin inmesi” meselesi. Teröristlerin dağdan inmesinin formülasyonu da sıra gelen ilginçliklerin en parlak(!) olanı.

Barzani, Talabani, İmralı mukimi ve ABD’nin zımni isteklerinin ortak bileşeni, teröristlerin dağdan inmesi haline Türkiye’nin “sessizlik” göstermesi. Bu isteğin tam ne olduğu anlaşılmamakla birlikte, teröristlere hukuki hiçbir uygulamanın yapılmaması anlamının okunması “en asgari” meal olarak kabul edilebilir.

Ancak bu uygulamanın velev ki Türk siyasiler tarafından pratiğe geçirildiği varsayılsa bile Türk kamuoyuna nasıl izah edileceği ayrı bir konu olarak ortada durmakta.

İkinci konu ise Kuzey Irak’taki terörist kadro içinde lider konumunda bulunanların akıbeti. Bu probleme çözüm yolunu ise Barzani ve Talabani getirecek! Bu teröristler ikna edilerek (!) silah bırakmaları sağlanacak. Fakat başından beri iadelerini isteyen Türkiye’ye verilmeyecekler. Başka ülkeye/ülkelere gitmeleri sağlanacak!

Zımni talepler arasında DTP’nin TBMM’de temsilinin yolları da açılıyor. Bunun için öngörülen, seçim barajının yüzde 5’e çekilmesi. Ve nihayet bitmeyen bir istek olarak kendi dilinde eğitim alabilme hakkının tanınması. Aslında bu maddeler Türkiye’ye apaçık söylenemiyor. Ama arif olanlar açısından mesele yok. Zira söylenmek istenenler tam olarak bunlar.

Ya bu öneriler duyulmamış gibi yapılırsa-zira oldukça sessiz söylendikleri anlaşılıyor-, başka deyişle talepler tersinden okunursa ortaya çıkan durum ne? Bu sorunun yanıtı basit. Terör devam eder. Kuzey Irak’ta da bir şey yapılamaz.

Peki, bu durumda Türkiye ne yapacak? Aslında tüm derin analizlere ve yorumlara rağmen ortada sadece iki seçenek bulunuyor. Ya-nasıl olur bilinmez ama-bu öneriler hayata geçirilecek ya da reddedilip sorunun çözümü için „yerli kaynaklar“ kullanılacak.

Seçeneklerden hangisinin kullanılacağı konusunda tenakuzda kalmayan kurumlar mevcut. Bunların başında TSK geliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Genelkurmay Başkanı eliyle  “ilgili” toplantılarda “mücadele devam eder“ dediği güvenilir duyumlar arasında. Öyle ki PKK’nın sözde ateşkesinden sonra birliklere „eskisinden daha yoğun operasyonlar yapılsın" talimatı gittiği de kulis notları içinde bulunuyor.

Büyük umutlar bağlanan „PKK ve terörle mücadele koordinatörleri“ne gelince. ABD tarafının temsilcisi Ralston’un durumundan Türkiye pek memnun değil Yeterli performansı sergilemediği söylenmekle kalınmıyor, „biraz tembel“ olduğu ekleniyor. Edip Başer paşa açısından ise durum daha farklı. Başer, sistem içindeki tüm kapıları zorluyor ama partnerinin yavaşlığı onu geri çekiyor.

Ankara kulislerine göre Edip Başer her gün biraz daha istifaya yaklaşıyor. Bu görevi alırken ve devamında gösterdiği hassasiyetin paşa üzerinde ciddi baskı yaptığı, “Ralston paşa“ya Türkiye’nin arzularının hayat bulması konusunda gösterilen zaman toleransını kaybetmeye başladığı anlaşılıyor. Esasen Ankara da bu düşüncede ve bunun için “neyi ne zaman yapacaksınız“ yollu bir ajandanın hazırlanması konusunda koordinötürlüğe baskı yapıyor. Özetle mesele, ciddi bir çıkmaza doğru hızla ilerliyor.



Bu haber 384 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,020 µs