Sahi, kimdi Mustafa Özbek?

11. dalgada gözaltına alınması hiç kimse için sürpriz olmayan, hatta ailesi tarafından dahi “bekliyorduk zaten” denilen Mustafa Özbek, sadece bir sendika başkanı değil, “çok yönlülüğüyle” dikkat çekiyor.

Ülkücü-milliyetçi görüşleriyle tanınıyor. Türk-İş bünyesindeki en güçlü sendikalardan biri olan Türk Metal Sendikası’nın başkanlığına seçildiğinde sene 1975 idi.

Ergenekon soruşturması kapsamında baskına uğrayan Avrasya Radyo ve Televizyonu (ART) “onursal başkanı”. Bu televizyonda Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay ile program yapıyor. Programda Balbay ile “memleket meselelerini” değerlendiriyorlar.
 
Özbek’in 33 yıldır başkanlığını yürüttüğü sendikanın mal varlığı hayli kabarık: Ankara'da 5 yıldızlı Büyük Anadolu Otel, KKTC’de Grand Avrasya Otel, Antalya'da Antalya Oteli, Çerkezköy ve Kırıkkale'deki sosyal tesisler, Didim'de Tatil Köyü, İşçi evleri, Öğrenci Yurtları, Huzurevi, Pendik, Ereğli, İstanbul, İzmir, Manisa, Eskişehir Şubeleri Sosyal Tesisleri… Hemen belirtelim işçilerin alın terinin, sendikaya ödedikleri aidatların karşılığı olan imkan ve kurumlar, işçilere analarının ak sütü kadar helaldir. Ama bu imkanlar üzerinde adeta “dükalık” kurmak… Bu imkanları işçilerin değil de, bir takım güç odaklarının hizmetine adamak… İşte orada biraz durmak gerek…

33 yıl…
Özbek’in sendika başkanlığı koltuğunda oturduğu bu 33 yıl boyunca Türkiye’de çok şey yaşandı. Çok şey değişti. Hükümetler geldi gitti. 12 Eylül darbesi oldu. 12 Eylül Anayasası kabul edildi. 12 Eylül’ün ardından yeniden genel seçimler yapıldı. Türkiye ANAP iktidarları dönemini yaşadı, eskitti. Demirel, Ecevit, Erbakan yeniden siyaset sahnesine döndüler. 28 Şubat “süreci” yaşandı. Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel’in ardından Cumhurbaşkanı oldu. 3 Kasım 2002 seçimleriyle Türkiye’de bazı siyasi partiler ve liderleri sahne dışına düştü, AKP hükümetleri dönemi başladı. Sezer’in cumhurbaşkanlığı bitti. Krizli süreçlerden geçilerek 22 Temmuz seçimleri yapıldı. Abdullah Gül, yeni cumhurbaşkanı seçildi… Hatırlamaya çalışmak bile hayli yorucu. Velhasıl demek istediğimiz, 33 yıl, çok uzun bir süre…

Özbek’in “sendikal” faaliyetleri hakkında iddialar
Geçtiğimiz yılın en önemli olayı, tartışmasız Ergenekon olayı idi. Ergenekon soruşturmasının geldiği noktayı ülke olarak izliyor, anlamaya çalışıyoruz; daha nerelere kadar gideceğini de merak ediyoruz. Geçen yıl, Mustafa Özbek’in adı, “Ergenekon’a finans sağladığı” iddialarıyla gündeme geldi.

Bu, öyle ciddiye alınmayacak kaynağı belirsiz bir spekülasyon veya meçhul ve müphem bir iddia da değildi üstelik.

Türk Metal Sendikası Manisa Şube Başkanı Mehmet Ali Özaltın, geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde ortaya attığı görüş ve iddialarla medyada hayli yankı yarattı. Çünkü Özbek’in mesai arkadaşı Özaltın, Mustafa Özbek’i yolsuzluk yapmakla, Ergenekon’un finansörlerinden biri olmakla itham ediyor ve 10 Ekim 2008’de Özbek için suç duyurusunda bulunuyordu.  Neydi Özaltın’ın iddiaları, hatırlayalım:

Mehmet Ali Özaltın, avukatıyla beraber Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, Genel Başkan Yardımcısı ve Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Pevrül Kavlak, Genel Başkan Yardımcısı Mecit Hazır, Genel Sekreter Muharrem Aslıyüce, Genel Mali Sekreter Mehmet Soyupek ile “araştırma sonucu ortaya çıkacak diğer kişilerin yaptıkları eylem ve işlemlerle sendikayı zarara uğrattıkları, muvazaalı işlemler yaptıkları ve haksız kazanç elde ettikleri”ni öne sürmüştü.  Özaltın’ın suç duyurusuna göre, sendika parasıyla kurulan ART ve Baha Haber Ajansı “muvazaalı” idi ve Özbek ile yakın çevresindekilere çıkar sağlamak amacıyla kurulmuştu.

Özaltın bu iddiasını, Mustafa Özbek’in konuşmalarının, toplantılarının, katıldığı panellerin televizyonda yayınlanması karşılığında sendikanın ART’ye yüklü ödemeler yapmasına dayandırmıştı. Sendika mekanları kanala tahsis edilirken, bazı program yapımcılarına da “danışman” adı altında sendika tarafından maaş ödenmekteydi.

Özaltın’ın iddiaları arasında, “toplu iş sözleşmeleri dönemlerinde işverenlere ART’ye reklam vermeleri için baskı yapıldığı” da vardı. Sendikanın sahibi olduğu Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarındaki Büyük Anadolu Oteli aracılığıyla da “birilerinin haksız kazanç sağladığı” belirtilmişti.

Türk Metal Sendikası’nın önayak olmasıyla kurulan Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun Başkanlığında Mustafa Özbek`in bulunduğu ve Özbek’in buradan da ayrıca maaş aldığı, Özaltın’ın dilekçesinde yer alan hususlardan biriydi. Özaltın’a göre Özbek kendisine “ilave makam” yaratmıştı. Ama Özaltın’a göre bu “ilave makam” sendikaya hayli pahalıya patlıyordu: Çünkü federasyona bağlı 19 yabancı sendika aidat ödemiyordu, tüm giderler Türk Metal tarafından karşılanıyordu…

Özaltın’ın dilekçesinde gündeme getirdiği iddialardan biri de, sendika bünyesinde Mustafa Özbek’in çocukları başta olmak üzere yakınlarının, çeşitli kisveler altında maaş almalarıydı. Özaltın dilekçesinde, Özbek ve çocuklarının Türkiye ve KKTC sınırları içerisindeki mal varlıklarının araştırılmasını talep etmeyi de ihmal etmemişti tabii.

Özaltın suç duyurusunda bulunduktan sonra, gazetecilere “kellemi koltuğuma aldım, suç duyurusunda bulunduğum için büyük bir manevi rahatlık duyuyorum” demişti. Mehmet Ali Özaltın, iddiaları arasında Ergenekon’a para aktarıldığı, Ergün Poyraz’ın kitaplarının Türk Metal tarafından finanse edildiği yönünde düşünce ve gözlemleri olduğunu da dile getirmişti.

Özbek’in savunması: Bizi Araplaştıramayacaklar!
13 Ekim 2008’de, Mustafa Özbek hakkındaki iddialara “Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı” yaparak cevap vermişti. İlginç olan, Özbek iddiaları “yalanlamakla” yetinirken, uzun uzun siyasi görüşlerini yansıtan açıklamalar yapmıştı. Mesela “Kimse bizi Araplaştıramayacaktır” demişti.

Toplantının nasıl bir ortamda gerçekleştiğini ise, belirtmeden geçmemek gerek:  Özbek, toplantı salonuna, "Başkan seninle ölüme de gideriz", "Vur de vuralım öl de ölelim", "Özbek nerede biz oradayız", "Türküz güçlüyüz Atatürkçüyüz", "Özbek babamız sendika yuvamız", "Vur vur inlesin AKP dinlesin", "AKP'ye karşı omuz omuza", "Özbek'e uzanan eller kırılsın" şeklinde atılan sloganlar eşliğinde girdi… Bu tezahüratların, hakkındaki yolsuzluk, Ergenekon iddialarıyla ne alakası olduğu sorusu ise, havada asılı kalmıştı.

Özbek iddiaları yalanlamakla yetinirken, ART için, “Bir ART kaldı dikkat edin, bu hükümete karşı tavırlı muhalefet eden ART kaldı. Onu da ortadan kaldırmak istiyorlar” demişti. Sanki iddialar ART’nin yayın politikasıyla ilgili imiş gibi…

Bu arada geçerken belirtmiş olalım; Türk Metal sendikası Manisa Şube Başkanı Mehmet Ali Özaltın, bugün yaptığı açıklamada Ergenekon savcılarına Mustafa Özbek ile ilgili ifade vermek istediğini açıkladı…

Her şey açığa çıksın
Sonuçta yargıya intikal eden bir mesele var. Yargı sürecinde her şey ortaya çıkacak, aydınlanacak. Ama açık ki bu, “durup dururken” olmayacak. Adaletin tecelli etmesi için herkesin en az Mehmet Ali Özaltın kadar cesur olmasına ihtiyaç var. Vicdanlı ve sorumlu olmasına ihtiyaç var.

Mustafa Özbek söz konusu olunca, bunu, öncelikle Özbek’in 33 yıldır başkanlığını yürüttüğü sendikanın yöneticilerinden, şube yöneticilerinden, çalışanlarından ve üyelerinden beklemek, hakkımızdır…

Hakkımızdır, çünkü Türkiye artık geleceğine güvenle bakmak istiyor. Bunun sorumluluğunu hissetmek zorundayız… Çünkü hiçbir şey ne “kendi kendine” ne de “durup dururken” oluyor…

www.iyibilgi.com