Ergenekon neleri unutturdu?

14 Ocak 2009 10:21 tsi
'Onuncu dalga ocakta da olabilirdi, şubata da kalabilirdi. Bir hafta önce, iki hafta sonra yapılabilirdi. Ergenekon şu siyasi sonuçları ortaya çıkardı' diyen İsmail Küçükkaya bakın hangi noktalara dikkat çekti?

İsmail Küçükkaya / Akşam

Ergenekon'un ürettiği siyasal sonuçlar

Bir buçuk yılda 10 operasyon dalgası oldu, galiba bir veya iki halka daha eklenecek. Bu arada 'yerel seçimler' geride bırakılacak. En az bir yıllık ilave mahkeme safahatı da göz önüne alınınca, Türkiye 2.5-3 yıllık bir süreyi 'Ergenekon gündemi'yle geçirmiş olacak.
Aniden, 'Bedrettin Dalan nerede?' sorularıyla birlikte, 'Dalan gözaltına alınacak' söylentileri son bir haftada yoğunlaşmış, 'onuncu dalganın kokusu' kendisinden önce İstanbul semalarında yayılmaya başlamıştı. YARSAV Başkanı'nın 'zamanlama, içerik ve üslup olarak hiç de uygun olmayan' o sert konuşmasıyla aynı gün 'bir vahim hatayı da bazı meslektaşlarımız' yaptılar. Beş ayrı gazetede, üstelik 'Ergenekon'la ilgili tahminleri hep isabetli çıkan!' yayın organlarında 'on birinci dalga fiskosu' yankılandı. Oysa Genelkurmay'daki olağanüstü toplantıdan sonra 'İlker Başbuğ hiçbir açıklama yaptırmamış', Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun zirvesinden bir 'bildiri çıkmamıştı.' Tam tersine 'Erdoğan-Başbuğ görüşmesinin olumlu ve faydalı' geçtiği, normalleşmeye hizmet edeceği, Ergenekon'un evrensel hukuk kurallarına uygun ilerlemesi için gerekli zemini oluşturacağı belli olmuştu. YARSAV Başkanı gibi, bazı gazeteci arkadaşlar da bir ölçüde tahrikkar, daha çok da yönlendirme amaçlı olabileceği hissedilen yayınlarla Ergenekon soruşturmasına bence zarar verebilecek tutum içine girdiler. Haber mi vermek istediler, sindirme ve korkutma mı yapmaya çalıştılar hiç anlamadım.
Her neyse, ben yine de Yarbay Dönmez'in evinde ele geçirilen krokiler aracılığıyla bulunan cephaneliği çok önemsiyorum. Ergenekon soruşturması o kazılarla birlikte ilk kez çok kritik bir dönemece girmiş bulunuyor. Genelkurmay'ın da mühimmatla ilgili soruşturma açtığını duyurması kurumsal hassasiyeti gösteriyor. Bütün milletimiz 1996'dan itibaren Susurluk olayının açıklığa kavuşturulması konusuna tam destek veriyordu. Çetelerden kurtulmayı herkes istiyor. Kuşkulu olan Ergenekon soruşturmasıydı. Bunun da kimi haklı sebepleri vardı. İşte şimdi titiz, hızlı ve adil bir yargılama için çok uygun bir ortam oluşabilir.
Bakınız, Ergenekon'a en başından beri şüpheyle bakan basın mensuplarının bile tamamı Susurluk söz konusu olunca destek verir hale geldiler. Demek ki kimse çeteleri, kirli tezgahları, pis ilişkileri desteklemiyor. İş, kurumsal ve toplumsal ikna mekanizmasında yatıyor. Ergenekon için de aynı mutabakat pekala sağlanabilir. Eğer hata yapılmaz ise Susurluk'taki gibi basın, toplumsal duyarlılığı tetikleyebilir. O halde her türlü ideolojik angajmanın ötesinde hepimiz sürece katkı sağlamalıyız. Bunun için Ergenekon soruşturmasının belli amaçlarla yönlendirildiği ve genişletildiği kuşkularının ortadan kalkması şart.

BAKIN ERGENEKON NELERİ UNUTTURDU?

Bu kadar bilinmezin olduğu yerde sonuç üretmek çok mantıklı değil. Her gün yeni sürprizlere uyanıyoruz. Sağlıklı sonuçlar çıkarabilmek için bilmemiz gereken bazı şeyler var. Basına aktarılanlar yönlendirme ve dezenformasyon amaçlı olabilir. Toplum ve kurumlar ikiye bölünmüş halde. Böyle durumlarda, ilerleyen süreçten çıkan sonuçları analiz etmek daha doğru. Olayın sonuçlarını en son noktada anlayabiliriz. Yargılamanın bitmesi o anlamda beklenmesi gereken bir takvim.
'Planlandı' demiyorum, 'zamanlaması ayarlandı' imasında bulunmuyorum. Belli bir hazırlık aşamasının geride bırakıldığı ortada. Onuncu dalga ocakta da olabilirdi, şubata da kalabilirdi. Bir hafta önce, iki hafta sonra yapılabilirdi. Ergenekon şu siyasi sonuçları ortaya çıkardı:
AKP ile liberal kesim arasındaki mesafe açılmıştı. Son dalga bir anda liberal kesimlerin tüm dikkatini Ergenekon soruşturmasına yöneltti. Liberaller şimdi bir kez daha AKP'ye bakıyorlar, onun bu iddialı çıkışını destekliyorlar.
AKP ile Kürt nüfus arasındaki ilişkiler mesafeliydi. Başbakan Erdoğan'ın son dönem söylemleri Güneydoğu'da AKP'ye olan teveccühü azaltıyordu. Kürtçe TV ile eşzamanlı Ergenekon soruşturması bölgede vatandaş temayüllerini tersine çevirebilir. Veli Küçük ve İbrahim Şahin isimlerinin bölgede sembolik değeri çok yüksektir.
İsrail'in Gazze operasyonlarına tüm dünyada belki en sert tepkiyi Başbakan Erdoğan veriyordu. Bütün Türkiye'de üst düzey bir hassasiyet oluşmuştu. AK Parti'nin çekirdek tabanı ise öteden beri bu konuda en büyük duyarlılığı gösterir. Saadet Partisi'nin Çağlayan mitingine yüz binler katılmıştı. Son Ergenekon dalgası 28 Şubat damarına basmasıyla birlikte Saadet tabanının adeta ciğerine dokunmuştur. Hem AKP içindeki çekirdek kitle hem Saadet'e olan ilgi buradaki hareketlenmeden çok etkilenmişe benziyor.
Son olarak ekonomik kriz boyutu var...
Yerel seçimlere 2.5 ay kala, ekonomik krizin en az konuşulduğu ülke Türkiye. Bütün gazete manşetleri ve televizyon haberleri Ergenekon'la ilgili.
Ergenekon kuşkusuz hukuki bir konu. Ama bakar mısınız ne kadar çok siyasi sonuç üretiyor?

Bu haber 661 defa okundu.