Arap basınından Türkiye'ye methiyeler

31 Aralık 2008 17:13 tsi
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları Arap medyasında farklı değerlendirmelerle ele alındı. Övgü alan tek ülke çabalarıyla Türkiye oldu.

Arap yazarlar ve aydınlar genellikle, başta Mısır olmak üzere, Filistinlileri yalnız bırakan Arap devletlerine yüklendi. Türkiye’nin ve özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın saldırılara gösterdiği tepki ise bazı yazarlardan övgü aldı. Birçok yazıda, Türkiye’nin İsrail, Suriye, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan’la iyi ilişkileri sebebiyle bölgede önemli rol oynayabileceğine vurgu yapılıyor.

MISIR DA TÜRKİYE GİBİ DAVRANABİLİR Mİ?

Mısır gazetesi El Düstur’da yazan Fehmi Hüveydi, Gazze’de yaşanan katliama dair bir dizi soru yöneltirken, Erdoğan’ın saldırılar sebebiyle ülkesine saygısızlık yapıldığı yollu açıklamalarına yer vererek “Mısır’ın Türkiye gibi saygısızlığa uğradığını açıklama serbestliği var mı?’ sorusuna cevap arıyor.

TÜRKİYE İSRAİL’E BASKIDA BULUNABİLİR

Suudi Arabistan’da yayımlanan El Vatan gazetesinin “Gazze’de istenen Türk rolü” başlıklı başyazısında, Gazze’deki trajedinin ardından birbirlerini hainlik ve uşaklıkla suçlayan, Arap halklarını hükümetlerine karşı harekete geçirmeye çağıran açıklamalar ve kınamalar sonrasında, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın Gazze konusunu ele almak üzere bazı Arap ülkelerini kapsayan gezisinin umut verici olduğu belirtiliyor ve Türkiye’nin siyasi ilişkileri sebebiyle İsrail’e baskında bulunma noktasında rol oynayabileceğini kaydediliyor.

SALDIRILAR ARAP SOKAĞINA CAN VERDİ

Londra’da yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan “Gazze işbirlikçi Arapları ortaya çıkarıyor” başlıklı makalesinde, İsrail’in Gazze’ye saldırarak Arap sokaklarına can verdiğini, sokaklar ile rejimleri arasındaki açık ayırımı gösterdiğini ve Batıdaki bütün müttefiklerini sıkıntılı duruma düşürdüğünü ifade ediyor. Acziyet içinde olduklarını iddia eden rejimleri “yalancı” olarak adlandıran yazar, yüz milyarlarca dolar harcanan ordulara, Batı’daki bankalarda büyük paralara ve petrole sahip olan bu rejimleri, ümmetin ABD ve İsrail eliyle maruz kaldığı bütün hakaretlerde ve alçaltmalarda işbirliği yapmakla suçluyor.

İŞGALCİLERE ARKA ÇIKILIYOR

Mısır’ın liberal gazetesi El Bedil’in başyazarı Muhammed Seyid Said ise, “Barbarlığın dönüşü” başlıklı makalesinde, Gazze’deki korkunç sahnenin birçok etkenin sonucu olduğunu belirterek, İsrail’in barbarlığı ve Hamas’ın siyasi ilkelliği olmak üzere iki konu üzerinde duruyor. İtalyan yazar Umberto Eco’nun ‘insanlığın barbarlığa dönüşü’ yollu yaklaşımından hareketle, dünyanın İsrail’in işlediği insanlık karşıtı suçlarına arka çıkar hale geldiğini ve süper devletlerin işgal altındaki halka değil, işgalciye arka çıktıklarını belirtiyor. Hamas hareketinin kuruluşundan bu yana fikri karışıklık ve siyasi ilkellik içinde olduğuna dikkat çeken yazar savaşların sadece maddi zayıflıkla değil, siyasi kültürlerin geri kalmışlığı ve stratejik planlama acziyeti sebebiyle kaybedildiğini vurguluyor.

ABD DOST MU DÜSMAN MI?

Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan El Beyan gazetesinden Ahmed Amrabi “ABD’nin dost olup olmadığına karar vermeliyiz” başlıklı makalesinde, ABD’nin Gazze’deki İsrail katliamının ardından sorumluluğu Hamas’a yükleyip, İsrail savunuculuğuna soyunmasından hareketle, “ABD’nin Araplara bakışı açısı dostça mı, düşmanca mı?” diye doruyor. ABD’nin aynı anda hem Arapların hem İsraillilerin stratejik ortağı olamayacağını belirten yazar, ABD’nin Araplara yakın dostmuş gibi muamele eden stratejik bir düşman olduğu sonucuna varıyor.

İran’da Arapça yayımlanan El Vifak gazetesi başyazarı Musip Nuaymi ‘Kanın kılıca karşı zaferi’ başlıklı makalesinde, silahsız Gazze halkına yönelik “Siyonist soykırımın” sürdüğünü, Arapların ve dünyanın asrın suçuna sessiz kaldığını, artık kınamaların, açıklamaların bir anlamı olmadığını belirterek, dünyanın bugün yol ayırımında olduğunu ve uluslararası topluma bel bağlamanın bir işe yaramadığını yazdı.

HAMAS SANKİ SÜPER DEVLET

Katar gazetesi El Vatan’ın başyazarlarından Mazin Hammad, ‘Hamas süper devlet!’ başlıklı makalesinde İsrail yönetiminin Hamas hareketine yönelik kapsamlı savaşında, sanki bu örgüt büyük bir orduya, ürkütücü zırhlı silahlara ve radarlara yakalanmayan bombardıman uçaklarına sahip süper bir devletmiş gibi muamele edildiğini belirtiyor. Kuzey cephesine yönelik savaşla görevine başlayan Olmert’in şimdi de güney cephesine yönelik savaşla başbakanlığını sonlandıracağına dikkat çeken yazar, Olmert-Barak-Livni üçlüsünün Hamas’a karşı ses getirecek bir zaferle 10 Şubat’taki seçimlerde şanslarını iyice arttırma niyetinde olduklarını öne sürüyor.

PABUCUN İNTİKAMI MI ALINDI?

Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç yazarı Saad Muhyu ise konuya farklı bir yaklaşım getirerek “Bush Muntazar’ın pabucunun intikamını aldı’ başlığını kullandı. Yazar İsrail’in Gazze’ye yönelik 1967’den bu yana gerçekleşetirdiği en büyük savaşın Bush yönetiminden yeşil ışık almadan yapılamayacağını belirterek, Tel Aviv ile Washington arasında özellikle de Ortadoğu’daki silahlı direnişleri zayıflatma konusunda ortak stratejik hedefler bulunduğuna dikkat çekiyor ve sözü Bush’un şahsına getiriyor. Bush’un Muntazar El Zeydi adlı Iraklı Arap gazetecinin attığı pabuç sebebiyle büyük bir hakarete uğradığını belirten yazar, “Bush pabuç olayının intikamını alma eğilimi içinde. Bu yüzden İsrail’in büyük askeri operasyonunu kolaylaştırma noktasında etkin rol oynadı.” iddiasında bulunuyor.

NTV

Bu haber 807 defa okundu.