asla vazgeçmeyiz | " /> asla vazgeçmeyiz | "/>

En Sıcak Konular

AB için Kıbrıs'tan asla vazgeçmeyiz

20 Aralık 2008 14:04 tsi
AB için Kıbrıs'tan asla vazgeçmeyiz Kıbrıs meselesi Türkiye'nin AB gemisini torpilleyecek mi?

Eyüp Can / Referans

Son günlerde hem içeride hem de dışarıda Türkiye'nin Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakere sürecini destekleyenlerden aynı şeyi duyuyoruz: "Maalesef AK Parti hükümetinin reform yapma hızı yavaşladı hatta durma noktasına geldi!"
Peki gerçekten öyle mi?
İşte bu çok önemli soruyu perşembe akşamı Brüksel yolunda uçakta Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a sordum.
Babacan o her zamanki "temkinli" gülümsemesiyle önce neden bu algının oluştuğunu izah etti, ardından da benim son yıllarda duyduğum en çarpıcı "Türkiye neden AB üyelik müzakerelerinden vazgeçemez" sorusunun cevabını verdi.
Önce Babacan'ın tabiriyle "kısmen haklı kısmen haksız" algıdan başlayalım.
Babacan'a göre "Reform süreci yavaşladı" algısının iki temel sebebi var.
Birincisi Türkiye'nin iç siyaset iklimi:
"Ulusal program gecikti eleştirileri yapılıyor ama bizim Meclis'ten bazen bir madde geçirmemizin bir gün aldığı unutuluyor. Muhalefetin desteğini aldığımız dönemlerde günde 13-14 madde geçirdiğimiz oldu."
Anlayacağınız Babacan, AB reform sürecinin yavaşlamasından büyük ölçüde iç siyasi konjonktürü ve muhalefeti sorumlu tutuyor.
"Ulusal Program"ın hâlâ çıkmamış olmasını o da üzüntüyle karşılıyor. Bu noktada yine muhalefet partisi liderlerinin kendisiyle görüşmeyi bile reddeden uzlaşmaz tavırlarını hatırlattı. Fakat ısrarlarımız sonucu müjdeyi de verdi: "Yılbaşına kalmaz 'Ulusal Program' bakanlar kurulundan geçer."
Gelelim ikinci sebebe yani Almanya ve Fransa gibi ülkelerin Türkiye'nin müzakere sürecini yavaşlatan hatta torpillemeye çalışan tavırlarına.
Babacan direkt ülke ve siyasetçi ismi zikretmese de AB'den gelen bu tür olumsuz tavırların hem Türkiye kamuoyunda hem de AB kamuoyunda çok olumsuz sonuçlara yol açtığını sık sık "maalesef" vurgusu yaparak aktardı.
"Hırvatistan ile aynı anda yola çıkan Türkiye ancak 10 fasılda müzakereleri başlatabilirken Hırvatistan 21 fasıl açtı. Türkiye adeta otomatik pilota alınmış gibi her dönem başkanlığında 2 fasıl açabiliyor. Bu bile tek başına AB ile müzakerelerin yavaşladığını göstermez mi" soruma Babacan beni de şaşırtacak samimiyette şu cevabı verdi: "İnanın sizin bu sorunuzu aynen biz de Avrupalı meslektaşlarımıza soruyoruz."
Peki onlar ne cevap veriyor?
"Her dönem iki faslın açılmasını hafife almayın. Biz bunu kasıtlı yapmıyoruz ama öyle bile olsa yeni açılan 2 fasılla 10 fasıl oldunuz. Bu hesapla 33 faslı 2013'te en geç 2014'te tamamlamış olursunuz. Bu da hiç fena bir tarih değil" diyorlarmış.
"İyi de fasılları açmakla iş bitmiyor, asıl bunların kapatılması önemli" diyecek oluyoruz Sabah'tan Ergün Babahan ve Akşam'dan İsmail Küçükkaya ile. O noktada Babacan, hükümetinin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini anlatmak için "Biz, tüm fasıllar zamanı geldiğinde kapatılacakmış gibi hazırlığımızı yapıyoruz" cevabını veriyor.
Tam bu noktada müzakerelerin kilitleyicisi olarak karşımıza Kıbrıs sorunu çıkıyor. Çünkü AB ilk açılıp kapatılan fasıl dışında kalan 32 faslın kapatılmasını Kıbrıs şartına bağladı. Avrupa Birliği, Türkiye'nin diğer tüm AB ülkelerine yaptığı gibi Kıbrıs Rum Kesimi'ne de hava ve deniz limanlarını açmasını istiyor.
Türkiye ise kapsamlı bir Kıbrıs çözümü gerçekleşmeden tek taraflı böyle bir adım atmayacağını söylüyor.
Zaten birçok AB yorumcusu 2009'da bu konunun Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerini torpilleyeceğine inanıyor.
Fakat Dışişleri Bakanı Babacan aynı fikirde değil:
"Birileri bu senaryoya oynayabilir. Biz 2009'un bu sorunun çözümü için son tarih olduğunu düşünmüyoruz. Zaten AB'li meslektaşlarımız da 'Bu bir tavsiye, olmazsa olmaz bir tarih değil' diyorlar."
Peki Rum Kesimi Fransa ve Almanya'yı da yanına alarak 2009 sonunda Türkiye'ye baskı kurarsa?
Babacan gayet net: "Bu tür siyasi oyunların Türkiye'nin tavrını değiştirmediği geçmişte çok görüldü. Eğer bizi AB mi Kıbrıs mı tercihine zorlarlarsa -ki zannetmiyorum- cevabımız çok net. Türkiye hiçbir baskıya boyun eğmez Kıbrıs'tan vazgeçmez."
Şimdi gelelim Kıbrıs'tan hiçbir koşulda vazgeçmeyecek Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerinden neden vazgeçmeyeceğine..
Babacan'nın iki temel argümanı var.
"Birincisi bu, kazanılmış bir hak ve biz bu hakkımızdan feragat etmeyiz. İkincisi AB ile üyelik müzakereleri ve reform süreci her açıdan Türk halkının menfaatine."

Nasıl mı?

Babacan, "Birçok faydasını sayabilirim ama bakın size çok çarpıcı bir tablo sunmak istiyorum" dedi ve 2002 yılından 2008'e kadar Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırımların tablosunu sundu. 2002'de yani AK Parti'nin iktidara geldiği yıl Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırım 1 milyar dolarmış. 2003'te 2, 2004'te 3 milyar dolar olmuş. Fakat 2005'te AB ile müzakerelerin başladığı yıl bu rakam 3 katından bile fazla artarak 10 milyar dolara çıkmış. Babacan "Bu artışı ne dünyadaki para bolluğu ile ne de iç dinamiklerle izah edebilirsiniz" diyor. Nitekim bu rakam 2006'da katlanarak 20 milyar dolara çıkmış.

Amerika'da başlayan konut krizine rağmen 2007'de 22 milyar dolar olmuş. Global finans krizine rağmen 2008 için Babacan'ın tahmini en az 15 milyar dolar.

"Bu tablo bile tek başına AB ile üyelik müzakerelerinin neden Türkiye'nin menfaatine olduğunu göstermeye yeter" diyor Babacan ve ekliyor:

"Her anlamda Türk halkının menfaatine olduğu bu kadar açık olan AB projesinden vazgeçmemiz ya da süreci yavaşlatmamız nasıl mümkün olabilir?"
Hayli ironik ama ben de tam olarak bu sorunun cevabını alma umuduyla Babacan'ın Brüksel davetini kabul etmiştim.

Referans



Bu haber 374 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,147 µs