Türkiye'nin Ortadoğu'daki farklı konumu!

16 Aralık 2008 08:40 tsi
Küresel kriz önümüzdeki dönemde, "Bölgesel ekonomik güçleri" ön plana çıkartacak. Türkiye, bulunduğu coğrafyada bilgisini, gücünü iyi kullanırsa çok farklı bir konumu yakalayabilir. Bu farklılığı yaratacak yer ise hiç şüphe yok ki...

Meliha Okur / Sabah

Irak nereye gidiyor?
Küresel kriz önümüzdeki dönemde, "Bölgesel ekonomik güçleri" ön plana çıkartacak. Türkiye, bulunduğu coğrafyada bilgisini, gücünü iyi kullanırsa çok farklı bir konumu yakalayabilir. Bu farklılığı yaratacak yer ise hiç şüphe yok ki, Irak. O yüzden Irak deyip geçmeyeceğiz! Irak'ı çok iyi analiz edeceğiz.
Soru şu: "Acaba Irak nereye koşuyor?" Irak bölünüyor!.. Kürt, Şii, Sünni derken, herkese sürpriz olacak ama, "Otonom Hıristiyan Bölgesi" ile Irak, 2010'dan itibaren gündeme farklı oturacak.
Peki, bu bölünmeden Türkiye, kazançlı çıkacak mı?
Baştan belirtelim. Türkiye'nin kazanan taraf olmadığı kesin. Çünkü Türkiye, kendi açısından çok önemli saydığı ve daha önce çizmiş olduğu "kırmızı çizgileri " bir anda kırmaya kalkışıp prestij kaybediyor. Diyeceksiniz ki; Türkiye'nin olmazsa olmaz dediği "kırmızı çizgileri" ne? Bir kez daha hatırlatalım.
* Kerkük
* Bağımsız Kürt devleti
* Musul'daki petrol alanlarından Kürtlerin hak iddia etmesi konusu.
Ancak konjonktür değişti. Türkiye de değişiyor. Dünyaya ve bölgesel güçlere "Değiştim" mesajını vermeye çabalıyor. Ama bu değişimi Türk toplumuna kabul ettirmesi çok zor.
Hatırlatalım.
Türkiye istemeye istemeye Kürt bölgesi ile işbirliğine gitti. Irak Anayasası'nı ve Irak Devleti'ni tanıyan am a Kürt bölgesini tanımayan Türkiye bir ölçüde yanlıştan döndü. Kürt yönetimini tanıdı. Şimdi ise anlaşılmaz bir ta vır sergiliyor.
Kürt bölgesi ile masaya oturmak için çok istekli davranıyor. PKK'nın sınır karakollarına yaptığı baskın bir numaralı sorun haline geldiği için Türkiye, Kuzey Irak yönetimi ile sorunu çözmek adına masaya oturmak zorunda kalmıştı. Ancak bugün durum farklı.
Eğer biraz daha beklemeyi başarsaydık, Kürt yönetimi çok farklı isteklerle karşımıza dikilecekti. Sonuçta Kuzey Irak yönetiminin Türkiye'ye ihtiyacı var.
Örnek verelim.
* Irak Ulusal Hükümeti Kürt bölgesine petrol satış izni verdi. Kürt yönetimi petrolünü satmak için tek çıkış yoluna sahip olan Türkiye'den petrol satışı izni isteyecekti.
* Kürt bölgesine Türk işadamlarının yatırım yapması için bastıracaktı.
* Ve en önemlisi ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle Irak'ta Türkiye'nin hamiliği konusu farklı olacaktı.
Ama yine olmadı! Yine acele ettik! Elimizdeki kartları doğru kullanamadık!

Kerkük ve Musul sınavı!
Irak'ta zaman ve konjonktür Türkiye'nin lehine işliyor. Petrol fiyatları 146 dolardan 45 dolara indi. Irak'ın petrol gelirleri düştükçe düşüyor. Fiyatı düşen petrol Irak'ı beslemeye yetmiyor. Irak'ın parası yok. Bütçesi açık veriyor.
Kürt bölges ine ise parayı Irak Ulusal Hükümeti gönderiyor. Kürt bölgesel yönetiminin acil petrol parasına ihtiyacı var. Galiba bu yüzden vakit kaybetmiyor, kapısında en az 20 ülkenin beklediği IMF'yi davet ediyor. Bize ne, IMF heyeti ile Kürt yönetiminin lideri Mesud Barzani görüşsün! IMF heyeti yıllardır Bağdat'ta gerekeni yapıyor.
Bizim derdimiz başka!
Türkiye'nin Irak'ta yapması gereken şey belli. Türkiye, Irak'ta orta vadede ticaret ve önemli kararlar dışında uzun süreli bağlayıcı kararlara imza atmamalı!
2009 sonundan itibaren Türkiye'nin Irak konusunda taraf tutması gerekebilir. Sırada Kerkük ve Musul sınavı var.

Bu haber 413 defa okundu.