Erdoğan'ın askerle imtihanı

4 Aralık 2008 15:45 tsi
“Kendi kafalarındaki çözüm planlarını Erdoğan’ın hayata geçirmesini bekleyenler” kimler?

Erdoğan askerle kavga mı etsin?

Murat Yetkin / Radikal

İngilizce yayımlanan Today’s Zaman gazetesinin 2 Aralık günkü manşetinde ‘Aydınların’ Erdoğan’dan reformist çizgisine geri dönmesini istediği yolunda toparlama bir haber vardı. Amerika’nın The New York Times gazetesi ve İngiltere’nin The Economist dergisinin ardından Today’s Zaman gazetesi de Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ona daha fazla reform için oy veren seçmenleri hayal kırıklığına uğratmakla eleştiriyordu.
İşin ilginç yanı, Zaman gazetesi, yayınlarında Erdoğan’a eleştiriler yöneltmekten özenle kaçınırken, aynı grubun yurtdışına açılan penceresi sayılan Today’s Zaman hiç de haber sıkıntısı çekilmeyen bir sırada, manşetten Erdoğan’a adeta ayar veriyordu.
Bu derleme aslında Erdoğan’ın 29 Kasım’da Kızılcahamam’da AK Parti’nin altı aylık değerlendirme toplantılarının açılışında yaptığı konuşmada kullandığı kritik bir cümlenin adresine ulaştığını ve amaçlanan etkiyi doğurduğunu gösterir gibiydi. Erdoğan o konuşmada, özellikle de The Economist dergisindeki ‘reformlardan uzaklaştı’, ‘Kürt meselesinde 2005 Diyarbakır söylemini unuttu’ meyanındaki eleştirilerine önce “Hiç kimse zihnindeki o dar kalıplarla AK Parti’ye kendine göre sınırlar çizmeye yeltenmesin” tepkisini vermişti. Ardından kritik cümle gelmişti: “Ama birileri kendi kafalarındaki çözüm planlarını bizim hayata geçirmemizi bekliyorlarsa kusura bakmasınlar bu bir beyhude bekleyiştir.”
Kimdi kendi kafasındaki çözüm planlarını AK Parti’nin hayata geçirmesini bekleyenler?
Erdoğan bu sözlerle yalnızca DTP’yi ve Kürt meselesini mi kast ediyordu? Yoksa Tanzimattan bu yana düşe kalka ilerleyen modernleşme çizgisinin AB rayında kesintisiz ilerletilmesi için son çareyi AK Parti’de gören, ama muhtemelen 2007 seçimlerine dek AK Parti’ye veya hiçbir sağ partiye oy vermemiş (belki 2007’de de vermemiş ve hiç vermeyecek) iş adamı ve okur-yazar takımı da bu eyvallahı olmayan ifadeden payını alıyor muydu? Erdoğan’ın bir hesaplaşmayı andıran 29 Kasım konuşması (AK Parti internet sitesinde var) bütünüyle okunursa, ifadesinin Kürt meselesi ve Kürtçü eksendeki çözüm önerileriyle sınırlı olmadığı anlaşılabilir.
Ertuğrul Kükçü’nün geçtiğimiz pazar günkü Radikal 2’de Ahmet Altan ve Murat Belge’ye hitaben yazdığı ve dört ayda ne değişti diye istihzayla soran yazısı Erdoğan’ın işaret
ettiği durumu, başka kamera açısıyla (soldan) saptıyordu aslında.
68 kuşağının kimi mensupları, kendi hayallerini gerçekleştirmesini Erdoğan’dan beklemekte, olmayınca tepki göstermekte ve bu durum yine 68 kuşağının gerçek gazileri tarafından mı görülmüş olmaktadır?
Değişen ise şudur: Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Anayasa Mahkemesi süreçleri ardından Erdoğan siyaset iktidarını koruyarak sürdürmek için siyasi manevra alanını değiştirmek durumunda kalmıştır. Bu tamamen hayatın gerçekleri tarafından
belirlenen bir durumdur. Orgeneral İlker Başbuğ’un da tam o süreçte, eylül başında Genelkurmay Başkanlığı’nı devralması ile birlikte hükümet ve asker arasında Kürt meselesi üzerine daha önce eşi görülmemiş bir ortak mesaisi başlamıştır. Bu mesainin Kürt meselesi ve PKK ile mücadeleyle sınırlı kalmayacağı, Kafkaslar’dan Karadeniz’e, Kıbrıs’tan Irak’a başka pek çok konuda da yakınlaşmaya ve ortak siyaset üretimine yol açabileceği anlaşılmıştır. Bu durum da içeride ve dışarıda, “kendi kafalarındaki çözüm planlarını Erdoğan’ın hayata geçirmesini bekleyenleri” ciddi şekilde rahatsız etmiştir.
Erdoğan’ın reformlara devam etmesini Türkiye’deki insan haklarını, siyasi ve ekonomik standartların yükselmesi, AB seviyesine yakınlaşması için samimiyetle isteyenler tabii ki vardır. Ama bunlar dışında kalan çoğunun asıl rahatsızlığı acaba Erdoğan’ın askerle artık kavga etmemesi midir? Sadece Kürt meselesinde değil, Kafkaslardan Karadeniz’e, Kıbrıs’tan Irak’a ve petrol-gaz işlerine dek pek çok konuda Erdoğan’ın artık daha sağlamcı gitme işaretleri vermeye başlaması mıdır içeride ve dışarıda kimilerini rahatsız eden? Hem de tam uluslararası mali krizin ortasındayken...
Bütün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün akşam itibarıyla hâlâ kararını kesinleştirmemiş olduğu Diyarbakır’a Bayram ziyareti bu resim içinde nereye oturuyor? Onu da yarına bırakalım.

Bu haber 830 defa okundu.