0 0 0000

Ey benim aklı karışık halkım

FAZLASIYLA aklın karışık ey halkım, fazlasıyla.

Bir taraftan...

"Öteki dünya" saadetini hedeflemiş gibi, ağır olup molla takılırsın...

Yani...

"Dindar mısın?" diye sorulduğunda...

En yüksek oranda yanıtı patlatırsın:

"Evet, hem de çok" diye.

Öbür taraftan ise...

"Bu dünyaya gönül vermiş" gibi bir tavır koyarsın.

Yani...

Tutup, pat diye atıverirsin başındaki türbanı.

Böylece...

Bizim gibi çokbilmişleri, ne diyeceğini bilemez hale getirirsin.

Düşünsene:

"AKP iktidara geldi diye dindarlaştın" şeklinde bir yorum patlatsak...

Çıkarıp attığın türban konusunda ne diyeceğiz?

"Vay be! Türbanlılar azalmış" diye bir saptama yapsak...

O zaman nerede kaldı AKP’nin dinciliği?

***

Fazlasıyla yamansın ey halkım, fazlasıyla.

Dünyanın bütün sosyal bilimcileri birleşse de...

Yeryüzünün bütün namlı siyaset sevdalıları, seni anlamaya baş koysa da...

İnan, içinden çıkamazlar senin bu girift dünyanın.

Fazlasıyla tuhafsın ey halkım, fazlasıyla...

Bir taraftan "Yargıç hanımlar bile türban takabilir. Ne var bunda" diyerek ultra özgürlükçü bir tutum takınırsın...

Öbür taraftan...

Çankaya’da oturacak olan Cumhurbaşkanı’nın eşinin başındaki örtüye karşı çıkarsın.

Bir taraftan...

Yabana atılmayacak bir çoğunluğun, laikliğin tehlikede olduğunu düşünür...

Öbür taraftan...

Sadece yüzde 9’un, şeriata dayalı din devleti özlemi içinde olur.

Bir taraftan...

En AKP’lin bile askerin rap sesini duyunca hazır ola geçer...

Öbür taraftan...

AKP iktidarının olumlu icraatından dem vurursun.

***

Fazlasıyla bencilsin ey halkım, fazlasıyla...

Kendi dindar kimliğinin üzerine titrersin de...

Başkalarının dindar kimliğine en ufak bir saygı duymazsın.

"Camime dokunma" dersin ama cemevine dokunulmasını istersin.

İmam hatip için "Canım feda" dersin ama "Ruhban okuluna geçit yok"u da patlatıverirsin.

Kendin için isterken özgürlüğü cömert mi cömert takılırken...

Başkalarının özgürlüğü söz konusu olduğunda birden cimrileşiverirsin.

Eğer "matrak" bir oyun oynuyorsan...

Eğer amacın bizim gibi çokbilmişlerle kafa bulmaksa...

Bil ki...

Bu yaptığın hiç ama hiç komik değil ey halkım.

Çünkü bizi büyük açmazların girdabına sokuyorsun.

Çünkü bizi kör kuyularda merdivensiz bırakıyorsun.

Eğer ortada şaka falan yok ve ciddiysen...

İşte o zaman eyvah halkım, eyvah!

Baykal aradı

"Tarafsız Bölge" nedeniyle geç yatılmış bir gecenin sabahında telefonum her zamanki gibi acı acı çaldı.

Arayan Baykal idi.

Manalı bir şekilde gülerek, "Biliyorum, son günlerde başın dertte. Bir dert de ben açmak istemezdim ama maalesef açacağım" dedi.

İçimden, "Yoksa, yoksa... Baykal da Nişantaşı kafelerinde Ahmet Hakan arayışına mı çıkacak?" diye geçirdim.

Neyse ki böyle bir şey söz konusu değilmiş.

Baykal, "Oralara beni de götür, birlikte takılalım" falan diye espri yaparak ortamı yumuşattı.

Neyse...

Mesele şudur efendim:

Dünkü yazımda CHP’nin yayın organı "Halk" Gazetesi’ndeki "başyazı"lardan söz etmiştim.

Medyaya yansıyan ve benim de dile getirdiğim iddia şuydu:

"Baykal imzalı başyazıları Baykal’ın özel kalem müdürü Nesrin Baytok yazıyor."

Meğer bu iddia doğru değilmiş.

Başyazılar, Baykal imzasıyla değil de imzasız çıkıyormuş.

Baykal, "Hayatımda hiçbir zaman yazmadığım bir yazının altına imzamı atmadım, atmam da" dedi.

Bu kadar net bir açıklamanın ardından bana da yaptığım hatadan dolayı özür dilemekten başka bir görev kalmıyor.

Bu yazı 966 defa okundu.