En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Uğurlu muğurlu olsun



Oh ne güzel, ne güzel; medyamıza yabancı sermaye giriyor... Oh ne güzel, ne güzel; sermaye yabancı olduğu için medyamız bundan böyle bizi yönetmeye, çizgi dikte etmeye kalkışmayacak...

Bazı politikacılar böyle düşünüyor maalesef...

Dünkü Kulis'e, bir okur, "Ülkeyi yönetenler arasında böyle saflar var mı gerçekten?" tepkisini verdi. Var, hem de bir kişiden ibaret değil. Medya ne zaman bunaltırsa, "Keşke bütün gazete ve televizyonlar yabancıların olsa" düşüncesi içlerinden geçiyor...

Tabii, çok yanlış bir düşünce bu. Yabancılar Türkiye'ye kâr beklentisiyle gelmiyorlar; gelişlerinin tek bir sebebi var ve o da politikaları etkilemek... Dün örnek verdim: Avustralyalı medya baronu Rupert Murdoch Amerika'ya açılıp New York Post'u satın aldığında, ilk sorduğu soru, "Belediye başkanlığı seçiminde kimi destekleyeceğiz?" olmuştu. Kamuoyu yoklamalarında yerlerde sürünen aday Ed Koch'u ölümüne destekledi Murdoch ve kazanmasını sağladı.

Kendisini tanıyan Amerikalı bir politikacı, "Murdoch'un önem verdiği yalnızca iki şey vardır" diyor: "Para ve güç..." Seçimde destek verip New York'a belediye başkanı seçilmesini sağladığı Koch, "Gazeteleri greve gittiğinde benden kamyonlarının matbaaya serbestçe girip-çıkmasını talep etmişti; o kolaylığı sağladım" demiş New Yorker yazarına. İngiltere'de Tony Blair'i başbakanlığa getiren süreçte gazeteleri çok önemli bir rol oynamıştı; seçim sonrasında Blair'in ilk yaptığı işlerden biri medya kısıtlamalarını kaldırmak olmuş...

Kendisini ve Blair'i yakından tanıyan biri (Irwin Stelzer), "Bazıları şirketlerinin çıkarı için Blair'le görüştüğünü sanıyor, bu büyük bir yanılgı" demiş ve eklemiş: "Murdoch'un daha büyük bir derdi var: Dünya olaylarını etkilemek..." Yatırımlarını da bu amaçla yapıyor medya baronu...

TGRT'nin yakında Fox-TV haline geleceği biliniyor, ne de olsa ikisinin de sahibi Murdoch. Peki, Murdoch'un kanalın sahibi olması ne anlam taşıyor? New Yorker'dan okuyalım: "11 Eylül'den beri, Murdoch'un medya kuruluşları Bush yönetiminin propaganda kolu olarak çalıştı; Bush'un terörle savaşını sorgulamaya kalkışanları dümdüz ederek... Geçen yıl, Fox'un ana haber sunucusu Bill O'Reilly, ABD İnsan Hakları Derneği ve onunla birlikte hareket eden yargıçları 'teröre ortak olmak' ile suçladı. Ebu Gureyb haberi patladığında New York Post olayı birinci sayfasından görmedi bile..."

Kalemimi boşuna yorduğumu biliyorum, Murdoch harîm-i medyamıza çoktan girdi çünkü. Ancak, nasıl bir medya patronuyla karşı karşıya olduğumuzu bilmekte yine de yarar var; özellikle de, yaklaşan seçimde dış politika başarılarını öne sürmeye hazırlanan hükümetin bilmesinde... Zira Murdoch'un para yatırdığı medya alanında almayı hedeflediği sonuçların büyük bölümü dış politikayla ilgili...

Murdoch Avrupa Birliği (AB) konusunda Ak Parti hükümeti gibi düşünmüyor. İngiltere'de başta desteklediği John Major'a sonradan sırtını dönmesinin sebebi onun AB ile her konuda daha yakın işbirliğine girmeyi öngören politikası oldu. Blair bir ara "Biz de Euro'ya geçelim" demeye kalkmış, ilk azar Murdoch'tan gelmişti... Blair'in yakınlarından Lance Price, "Başbakanın bakanlarından önce dinlediği kişidir, görüşleri de bakanların önündedir" diyor Murdoch için...

İslâm ve Müslümanlar hakkında en aşırı yorumların çıktığı Neo-Çılgınlar dergisi Weekly Standard'ın da sahibi Murdoch; Bill Kristol tarafından yönetilen derginin 1 milyon doları bulan yıllık zararını o göğüslüyor. Walid Phares adlı birinin 'Future Jihad' kitabından çok etkilenmiş; "Siyaseten doğru tavırla İslâm'a söz söylettirmiyorlar; ama tehlike, uygarlığı tersine döndürmeyi amaçlayan militan İslâm'dan kaynaklanıyor" dermiş Murdoch...

Biliyorum, tepelerde, "Yabancılar, hiç değilse gerçekleri tersyüz etmez, doğruları yansıtır" diye düşünenler var. New Yorker makalesini esas onlar okumalı. Çünkü 2008'de yapılacak Amerikan seçimlerinde adaylarından birini seçtirmek için kolları sıvayan Murdoch'un mârifetleri göz açıcı.

New York belediye başkanı Michael Bloomberg yakın arkadaşı medya baronunun; içinden "Keşke başkan o olsa" diye geçirdiğini saklamıyor da. Post'a, kocaman harflerle, "RUN MIKE, RUN" manşetini de atmış çoktan. Habere göre, Amerikan halkı New York belediye başkanının Beyaz Saray'a gitmesini istiyormuş. Oysa, habere esas alınan kamuoyu yoklamasında, Bloomberg açık ara sonuncu gelmiş. Soruyu Bloomberg'in 'başarılı bir işadamı' olduğunu vurgulayarak bir daha sormuşlar; yine de fazla artmamış oyu... Olsun, Murdoch, "Aday ol Mike" manşetini attırmış gazetesine...

Uğurlu olsun, başka ne diyeyim...



Bu yazı 931 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,488 µs