En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Avanak tuzağı



Bundan yüz yirmi yıl kadar önce bir budala çıkmış, 'artık keşfedecek ya da icat edecek hiçbir şeyin kalmadığını' öne sürmüştü. Daha ortada ne otomobil vardı, ne uçak, ne de sinema; bırakın televizyonu, atom bombasını, bilgisayarı falan...

Aynı duruma düşmemek için bu tür 'fütüroloji' ahkamı kesmeyi sevenler şimdilerde iyice uçmayı tercih ediyorlar: Sen alabildiğine salla da, tutmazsa bilim adamlarını suçlarsın!

Gazeteler de bu tür saçmalıkları yayınlamayı severler, hele kız resmi falan da varsa çok güzel sayfa doldurur.

Geçen gün gene böyle bir gelecek tahmini yayınlandı: 2056 yılında insan ömrü yüz yirmi yaşına çıkacak, kopmuş ya da kesilmiş uzuvlar ilaçla yeniden uzatılacak, hayvan eti yenmeyecek çünkü hayvanlarla iletişim kurup onların duygu ve düşüncelerini öğrenmek mümkün olacak, cinsel sapıklık sona erecek, estek köstek.

Benim ilgimi şu çekti: Mars'ta hayat başlayacakmış... Koloniler kurulacakmış...

Bu çok eski bir teranedir. Çocukluğumun 'feza' filmlerinden beri, bu gezegenden kurtulup başka gezegenlere yerleşmek, insan soyunun sürmesi için tek çıkar yol olarak da gösterilegelmiştir.

Fakat o tür filmlerde uzay gemisinin kaptanı gemiyi 'levyeli kumandayla' uçurup mürettebata emirlerini de siyah-beyaz televizyon ekranından verirdi! Sinemacının hayal gücü bu kadarcığına yetiyordu.

Hani şu, yeniyetme düşlerini gıdıklamak amacıyla üretilen tasarımlar canım, uçan arabalar, hepsi birörnek giyinmiş dazlak kafalı adamlar, ciyuvv ciyuvv ses sıkaran ışın tabancaları, yeni yeni uyanan cinselliklerini dürtmek için de yarı çıplak kızlar... Bunlar çizme ve 'büstiyerle' dolaşırlar... Ya Angelina Jolie oynuyor, ya Milla Jovovich!

Öyle ya, adam tıraş bıçağı üretiyor, sivilcelerin arasından yeni yeni fışkıran ayva tüylerini kesmek için, adını 'Mach 3' koyuyor, yani sesten üç kat hızlı giden tıraş bıçağı!

Bu tür palavraları sıkanlar, sözde bilim ya da hiç olmazsa 'bilimkurgu' yaparlar ama bilimin ne dediğine hiç kulak asmazlar. Dolayısıyla, uzayda koloni kurma saçmalığının, 'zaman içinde yolculuk' saçmalığından hiçbir farkı kalmaz. Hele 'kara delikten geçip öbür tarafından çıkmak ve yoluna devam etmek' gibi enayiliklere fizikçi Erdal İnönü bile güler.

Bu koloninin elbette özel bir kavanoz içinde kurulması tasarlanmaktadır; atmosfer olmadığına göre, bütün bir üs ya da şehir bir çeşit muhafaza altına alınacaktır. Bu genellikle saydam ve kocaman bir kubbe şeklinde hayal edilir.

Ancak yerçekimi hiç hesaba katılmaz. Buranın yerçekimini yapay olarak yaratmak için üssün tümünü sürekli döndürmeniz gerekmektedir.

Böyle bir koloniyi herhalde elli sene içinde kuracak değilsiniz, bunu söylerseniz, 2001 yılında Jüpiter'e giden Stanley Kubrick gibi madara olursunuz.

Diyelim 2906 yılında falan kurdunuz, orada doğup büyüyecek insanlar bir daha dünyaya, yani bu eski gezegene dönemeyeceklerdir. Dönerlerse burada da özel kavanoz içine girmeleri gerekecektir.

Bugüne kadar çok türlü çeşitli 'uzaylı' gördünüz sinemada, altı kuyruklusundan sekiz duyargalısına kadar...

Bugüne kadar size gösterilen hiçbir, ama hiçbir uzaylı, bırakın uçan daireyi, bisiklet bile kullanamaz. Hiçbiri, ne insan ölçülerine göre, ne tasarım abukluklarına, ne de bilebildiğimiz herhangi bir sistemin faraza gezegenine göre, 'ergonomik' değildir.

Eskiden 'özel bilgisayar efektleri' yoktu ve bunlar, mekanik tasarımın ya da dakikada geçen fotoğraf karesi sayısının limitleri içinde 'abullabut' hareket ediyorlardı: Elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen birtakım sarsak canavarlar!

Sonra Amerikalılar bu özel efekt işinin de suyunu çıkardılar, bu kez de uzaylılar fişek gibi bir uçtan bir uca vınlamaya, düz duvara tırmanmaya, amuda kalkıp havada ters yürümeye başladılar...

Hadi çoluk çocuk bayılıyor da, kart avanaklara ne demeli?



Bu yazı 795 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,525 µs