En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Bir kongreden izlenimler



Kurulmasının üzerinden sadece bir yıl geçmişken iktidarı elde eden ve artık iktidarının dördüncü yılını doldurmuş bir partinin olağan kongresinde neden heyecan yaşansın ki? İcraatlar başarılıysa övünmek, başarısızsa kılıfına uydurmaya çalışmak kitleler için fazla bir anlam taşımaz.

Ak Parti'nin 2. Olağan Büyük Kongresi'ne giderken, itiraf etmeliyim, heyecansız geçeceği beklentimi de yanımda götürdüm. Yanıldığımı söyleyebilirim: Tribünleri dolduran Ak Partililer her vesileyle umut ve heyecanı birlikte sergilediler; özellikle de heyecanlarına hitap eden hatipler kürsüye çıktığında...

Türkiye'nin dört bir tarafından partililer gece yarısı gelerek kongre merkezi ve çevresine konuşlanmışlardı. İçerisi çok kalabalıktı; tribünler kadar, salonun etrafı da partililerle çevriliydi. Aklı başında herkesin yolundan sapmamasını, olumsuzluk getirmemesini nefesini tutarak gözlediği Bülent Ecevit'in cenaze töreni ile meşguldü resmî Ankara; Ak Partililer de, bir yandan dikkatlerini kongrede yoğunlaştırırken bir yandan da cenaze törenini göz ucuyla izlediler...

“Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday mı?” Özellikle medyanın nicedir cevabını aradığı en önemli soru bu. Kongrede bu soruya cevap teşkil edecek açık bir ifade kimseden gelmedi; ancak işaretle yetinmeye hazır olanlar için pek çok ipucu temin etti kongre. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın her bakımdan iyi hazırlanmış uzun konuşması, partisinin kendinden sonra da izlemesini istediği çizgileri koyulaştırmayı amaçlıyor gibiydi: Ak Parti nasıl bir parti? Partililer hangi konular üzerinde yoğunlaşmalı? İç ve dış politikada izlenmesini istediği yol nedir? Bu soruların ayrıntılı cevapları vardı konuşmada; ancak bir icracıdan çok potansiyel bir gözlemci edasıyla konuştu Tayyip Erdoğan...

İlk soruya müphem ve dolaylı da olsa cevap alındığı düşünülürse onu ikinci bir sorunun izlemesi kaçınılmaz oluyor: “Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıktığı taktirde yerine kim geçecek?” Ak Parti kongresi bu soruya cevap teşkil edebilecek enstantanelere de sahne oldu. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, partinin diğer liderlerinden farklı olarak, Başbakan Erdoğan'dan hemen önce girdi salona ve 'eski başbakan' sıfatı vurgulanarak takdim edildi. Tribünlerin ona ilgisi de yeterince açıklayıcıydı zaten...

İlginç bir görüntü kongrenin yabancı konuklarıydı. Irak'tan, Suriye'den gelen konuklar yanında, Türk Dünyası'nın değişik devletlerinin yönetimleri ve partileri de üst düzey temsil edildi kongrede. Kıbrıs'tan yalnız Başbakan ve Dışişleri Bakanı değil, diğer partilerin yöneticileri de gelmişlerdi. Tony Blair ile Angela Merkel, hem kişisel hem de ülkelerinin takdirlerini ifade eden birer mesaj göndermişlerdi.

Aynı gün biri Ecevit'in cenazesi diğeri Ak Parti kongresi olmak üzere iki önemli olayla dikkati bölünmüş Ankara'da, kongreye katılanların gözünden kaçmayan bir nokta da şu oldu: Medya cenaze törenini iktidar partisinin kongresinden daha önemli bulmuştu...

Bir yıl sonra yapılacak seçime nasıl bir görüntüyle gidileceği yolunda da işaretlerle doluydu Başbakan Erdoğan'ın konuşması... Rejimin hassas olduğu bilinen konularda, o hassasiyetlerin sahiplerini rahatlatacak, olumsuz beklentileri boşa çıkartacak kesin kabulleri konuşma metnine serpiştirmişti Başbakan. Ak Parti'yi 'aşırılıklardan uzak, orta yolcu' bir parti kulvarına konuşlandırmayı da unutmayarak... Çerçevesini keskin ifadelerle çizdiği orta yolcu parti kimliğini benimsemeyenlere kapıyı gösterecek kadar hem de...

Ak Parti ve hükümet açısından kongre başarılıydı; ama hükümetin daha büyük başarısı, kolayca farklı sonuçlara da yol açabilecek bir cenaze töreninin, nezaketine yakışır bir dikkatle olaysız sona ermesini sağlayabilmekti.



Bu yazı 676 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,655 µs