Murat Yetkin
0 0 0000
Gül: Wilson'la konu Irak-PKK
Koç Grubu'nun 80'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara Sheraton Oteli'nde verilen davete Başbakan Tayyip Erdoğan geç katıldı. Eşi Emine hanımla gelidiğinde ana yemekler yenmiş, Erol Evgin ve Nükhet Duru sahneyi devralmıştı. Koç Grubu'nun öyküsünü şarkılarla anlatan Erol Evgin tam Atatürk'ün Samsun'a çıkışını anlatırken, Erdoğanlar salona girdi ve koruma ordularının eşliğinde şeref masasına yöneldiler. Artık gelmelerinden umut kesildiğinden midir, yoksa özellikle öyle istediklerinden mi, masada boş kalan iki koltuğa sırtları sahneye dönük oturdular. Bir ara masanın sahneye bakan kısmında eşi Hayrünisa hanım ile oturan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Erdoğan ile göz göze gelerek 'Yer değişebiliriz' anlamında bir jest yaptığı, Erdoğan'ın ise 'Böyle iyi' anlamında karşılık verdiği görüldü.
Masanın diğer katılımcıları, davet sahibi Mustafa Koç ve eşi, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve eşi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ve eşi idi.
Erdoğanların oturmasından az sonra, Başbakan'ın solunda oturan Bağış'ın kalkarak Başbakan'ın sağında oturan Emine hanım ile onun sağındaki Wilson arasında masaya eğildiği görüldü. Bu konum uzayınca, Bağış'ın Wilson ile Erdoğan arasında çevirmenlik görevini mecburen üstlendiği anlaşıldı. Acaba ne konuşuluyordu?
Daha birkaç saat önce, Bakanlar Kurulu devam ederken, Wilson, Başbakanlığa sürpriz bir ziyarette bulunmuş ve Gül ile görüşmüştü. Devamında hiçbir açıklama yapılmayan görüşmeden kısa süre sonra Gül, bu defa İran'ın nükleer müzakerecisi de olan Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Laricani ile bir görüşme yapmıştı. Laricani geçen hafta Ankara'daydı. Gül geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile İran konusunu görüşmüştü. Bu arada Erdoğan, İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad ile bir hafta içindeki ikinci görüşmesini D-8 zirvesi sırasında Bali'de yapmıştı. Erdoğan'ın Bali yolundayken uçağına davet ettiği gazetecilere, ABD'ye gidip Başkan George Bush ile görüşmek istediğini söylediği biliniyordu. Bütün bu temaslar bağlantılı olamaz mıydı? Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey'in Türkiye'nin İran krizinde özel rol üstlenebileceğini söylemesinden bu yana Ankara'nın, Tahran'ın bu işten onurlu çıkış arayışlarına katkıda bulunmak istediği biliniyordu. Erdoğan'ın istediği ABD gezisi İran'la mı alakalıydı?
Akşam saatlerinde, Koç davetinin hemen öncesinde ABD Büyükelçiliği'nde verilen bir davette gazeteciler bu sorulara yanıt aramışlar, bulabildikleri tek haber kırıntısı, Wilson-Gül görüşmesinin İran üzerine yapılmadığı olmuştu. Bir 'PKK' fısıltısı dolaşıyor, ama kimse açıkça doğrulamıyordu.
Görüşme üzerine ne Dışişleri, ne de ABD Büyükelçiliği bir açıklama yapıyordu.
Gül, sabah saatlerinde AK Parti grubuna katılmak üzere TBMM'ye gitmişti. Erdoğan'ın grup konuşması ardından kendisiyle fotoğraf çektirmek için dış kuliste toplanan kimi yazmalı, kimi türbanlı hanım gruplarıyla fotoğraf çektirmek için salondan çıkmasıyla Gül, gruba uzunca bir 'Dokuzuncu AB uyum paketi' açıklaması yaptı. Toplantının bitiminde, Gül aracına doğru ilerlerken yaptığımız kısa konuşmada, görüşmeyi sormamın Gül'ü rahatsız ettiği belliydi. "Bu konuya girmek istemiyoruz" dedi, "ama İran'la ilgisi yok. Irak ve daha çok terörizm, PKK olaylarını konuştuk." Wilson'un gelişi ani olmuştu. Acaba Washington'dan PKK ile ilgili bir mesaj mı gelmişti. Gül, "Bu konuya da girmek istemiyorum" dedi. Peki, Wilson'un sürpriz bir şekilde Başbakanlığa gelişi olumlu mu, olumsuz mu gelişmeye işaret ediyordu? Gül memnun muydu? "Bu tür gelişme tabii ki memnun ediyor" dedi aracına binerken. "Ama hemen yanlış anlaşılıyor, beklentiler yükseliyor, bunu istemiyoruz"
Bir şeyler oluyor. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanması öncesi, mesaj siyasi kanaldan değil CIA'in Ankara temsilcisinin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile görüşmesi yoluyla iletilmişti. Bu defa olay Irak'ı da ilgilendiriyor ve siyasi. Büyükelçiliğin ve Dışişleri'nin kapanışından da önemli bir şey olduğu sonucu çıkıyor.
Koç yemeğindeki konuşma mı? Muhtemelen Erdoğan'ın ABD seyahati üzerine yapıldı. Tarih belli değil. Erdoğan, haziran-temmuz istiyor ama, önce Gül gidebilir, Erdoğan'ın ziyareti eylüle de kalabilir.
Bu yazı 1,162 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Mart 2012
İki önemli mesele
-
15 Mart 2012
Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
-
23 Aralık 2010
Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
-
11 Aralık 2010
Üniversitelerde ikinci 68 mi?
-
5 Aralık 2010
Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
-
21 Kasım 2010
'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
-
19 Kasım 2010
'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
-
15 Kasım 2010
2010 model Ecevit çıkışı
-
7 Kasım 2010
Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
-
23 Ekim 2010
Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
-
18 Ekim 2010
Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
-
3 Ekim 2010
Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
-
30 Eylül 2010
ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
-
26 Eylül 2010
Bilim dünyasına biraz daha ilgi
-
16 Eylül 2010
CHP'nin hatası ve faturası
-
11 Eylül 2010
Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
-
30 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
-
25 Temmuz 2010
Orduda değişim
-
22 Temmuz 2010
Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
-
20 Temmuz 2010
AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz
Yorumlar
+ Yorum Ekle