En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Öldürmeyen ama süründüren hastalık



KOAH, tüm dünyada 600 milyon insanda rastlanan ve görülme sıklığı giderek de artan bir hastalıktır. Türkiye’ de de 3-4 milyon KOAH’ lı olduğu tahmin edilmektedir. Avrupa ve Amerika’ da en çok ölüme neden olan hastalıklar içinde 4. sırada yer almaktadır.

KOAH ‘Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’ kelimelerinden türetilmiş bir terimdir. Bronşlarda kronik iltihapla beraber geriye dönüşü olmayan daralma ve akciğer dokusunda harabiyet, yani amfizem de vardır. Bir başka deyişle, KOAH nefes darlığına yol açan kronik bronşit ve amfizemin birlikte bulunduğu bir hastalıktır.

KOAH aslında önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber, tıpkı diyabet veya ateroskleroz, yani damar sertliği gibi tamamen iyileşmesi mümkün değildir.

En önemli nedeni sigara

KOAH’ ın başta gelen nedeni sigara tiryakiliğidir. Buna, daha doğrusu tütün içilmesi demek gerekir, çünkü tütünün sadece sigara olarak içilmesi değil, puro, pipo veya nargile… şeklinde kullanılması da KOAH için risk yaratır. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalanlar, yani kendileri sigara içmedikleri halde dumanaltı olanlar da KOAH tehdidi altındadırlar.

Yakın yıllara kadar KOAH bir erkek hastalığı olarak bilinirdi, Çünkü geçmişte kadınlar erkekler kadar çok sigara içmiyorlardı. Sigara tiryakiliğinin kadınlar arasında bir salgın gibi yayılmasıyla KOAH’ lı hanımların sayısı da her geçen gün katlanarak artmaktadır.

Mesela, İngiltere’ de 1990-97 yılları arasında KOAH erkeklerde %25 oranında artarken, bu artış kadınlarda %69 olarak bulunmuştur. Ülkemizde de benzer bir durumun söz konusu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

KOAH’ın önlenmesinde en önemli unsur sigara ile savaşılmasıdır. Son yıllarda dünyanın birçok ülkesinde kapalı alanlarda, hatta bazı ülkelerde açık alanlarda bile sigara içilmesi yasaklanmıştır. Bu, hem içmeyenlerin sigara dumanından rahatsız olmamaları ve hem de özellikle de gençlerin sigara içmeye özenmemesi bakımından çok yerinde bir uygulamadır.

Sigara içen KOAH’ lıların sigarayı mutlaka bırakması gerekir. Bu sayede, hastalığın ilerleme hızı yavaşlatılmış olur, ama bronşlarda meydana gelen bozuklukların ve akciğer fonksiyonlarındaki kayıpların tamamen düzelmesi mümkün değildir. KOAH’ a yakalanamamanın çaresi hiç sigara içmemek ve sigara içilen yerlerde de bulunmamaktır.

Öldürmez, ama süründürür

KOAH yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. Sürekli öksürük, balgam ve her geçen yıl şiddeti daha da artan nefes darlığı hastaları adeta canlarından bezdirir. Özellikle hastalığın ileri evrelerinde, değil merdiven çıkmak, yol yürümek, ev içinde odadan odaya geçmek, giyinmek, soyunmak, tıraş olmak, banyo yapmak… gibi hareketler bile hastayı nefes nefese bırakır. Birçok hasta eve hatta yatağa bağımlı hale gelir.

Halkımız, bu hastalık için ‘öldürmez, ama süründürür’ şeklinde son derecede doğru bir tanımlama yapar. Gerçekten de, KOAH ani ölümlere neden olan bir hastalık değildir.  ‘Ölsem de şu dertten kurtulsam’ sözlerini pek çok hastamdan duyduğumu söylemek isterim.

KOAH, pahalı bir hastalıktır da aynı zamanda. Birçok hastanın sürekli ilaç ve oksijen kullanması, bazılarının yılda birkaç kere hastanede yatarak tedavi görmeleri gerekir. Tıbbi tedaviye olumlu cevap vermeyen hastalarda ‘yardımcı solunum aletleri’nden de yararlanılır.

Avrupa’ da doğrudan veya dolaylı olarak KOAH’ a bağlı harcamaların 50 milyar paund civarında olduğu hesaplanmaktadır. Bu, tüm akciğer hastaları için yapılan masrafın %50’ sini oluşturmaktadır.

Son yıllarda KOAH’ ın sadece akciğerleri ilgilendiren bir hastalık olmadığı,  kas zayıflığı, kilo kaybı, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, depresyon, beyin faaliyetlerinde azalma, uyku bozuklukları, seksüel fonksiyonlarda azalma, diyabet... gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı da ileri sürülmektedir.



Bu yazı 3,645 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,885 µs