En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Küresel sorunlar



Hay Allah, hay Allah... Bu 'küreselleşme' ne canavar şeymiş böyle! Bayramları 'yerel pis hava' zehir ederdi bugüne kadar; bu bayramda aynı pis hava bütün dünyayı sardı... Dün bir gazetede, 'küresel tesettür tartışması' başlığını görünce, “Nihayet anladılar” diye derin bir iç çektim...

Tezimi biliyorsunuz: Türkiye global sistem için neredeyse 150 yıldan beri bir deneme kabı. İmparatorluğun çöküşü, Cumhuriyet, tek parti dönemi, demokrasiye geçiş denemeleri, çok partili sistem, Turgut Özal, Ak Parti... Bu dönemlerin herbirini dünya sisteminin yakın tarassutu altında yaşadık, yaşıyoruz... Bizde başarılı olan deneme başka ülkelere taşınıyor; bizde tutmayanı gündemden kaldırıyorlar.

'Başörtüsü yasağı'na yıllardan beri 'küresel boyut' aklımda olarak baktım; İmam Hatip Okulları konusuna da... Bazıları “Hele bir iktidar olalım, sorun çözülür” kolaycılığına saptığında, konuya ilişkin toplantılarda, “Umutlanmayın” uyarısında bulundum... Çözüm formülüm hep şu oldu: Bu tür konular ancak 'küresel boyutta' çözüme kavuşturulabilir...

Mustafa Özel yönetimindeki Anlayış dergisi (ağustos 2006) benimle kapsamlı bir söyleşi yapmıştı. M. Ali Kayapınar'ın soruları düşüncelerimi ayrıntılı biçimde açıklama fırsatı verdi. Oradan aktarayım.

İlk tespitim: “Önce başörtüsü ve İmam-Hatip'le ilgili bir görüş ifade etmek isterim. Ben 'irtica' etrafında yürütülen tartışmaların, 'Türkiye'ye özel' görünse de, global bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Gerektiğinde semboller üzerinden yürütülen, gerektiğinde -şu sıralar Lübnan ve Filistin'de HAMAS ile Hizbullah ölçeğinde olduğu gibi- sıcak savaşa dönüşen bir tartışma bu. 'İrtica' dediğimiz zaman Türkiye'de bizim aklımıza ne geliyorsa, aslında onun global bir anlamı var. Ben, sembollere veya o sembolleri içinde barındıran kesime karşı yürütülen mücadelenin Türkiye'de sonuçlanamayacağı, meselenin uluslararası alanda verilecek başka bir mücadelenin sonucu olarak çözülebileceği kanaatindeyim. Bu siyasî kadro ise bu sorunu kendilerinin çözebileceği kanaatiyle iktidar oldu. Çözülemeyeceğini görüyorlar; ama neden çözemediklerini hâlâ keşfedemediler.”

Anlayış soruyor: “Bunu biraz açar mısınız? Başörtüsü niçin sembol ve niçin küresel bir sorun?” Cevabım şu: “Niçin sembol olduğunu onu sembol haline getirenlere sormak lazım. İşin içinde bir indirgemecilik var; Global sistem 'siyasal İslâm'ın kadınlara yansıyan biçimini başörtüsü olarak görüyor. Batı'da da kimi zaman üniversitelerde, kimi zaman 'kamusal alan' dedikleri yerlerde yasaklıyorlar. Yasaklamayan bile, onu 'siyasal İslâm' unsuru olarak görüyor; ifade etmese de, hoş karşılamadığını hiç değilse tavırlarından anlıyoruz. Global sistem açısından başörtüsü 'siyasal İslâm'ın sembolü; 'siyasal İslâm' da yürüttükleri 'teröre karşı savaş'ın muhatabıdır.

“Şu an İsrail, Filistin ve Lübnan'a saldırıyor; dünya sessiz… Türkiye PKK terörünü öne sürüp Irak'a girmek istiyor; 'Bu sorunu çözmek için giremezsin' diyorlar. Dünya sistemi açısından veya Amerikalı, İngiliz, Fransız açısından baktığımızda, İsrail'in yaptığı, küresel bir savaşta kendi küçük savaşını yürütmek... Onlar şöyle görüyor: 'Siyasal İslâm'a karşı bir küresel savaş var; İsrail de küresel koalisyonun bir üyesi olarak HAMAS ve Hizbullah'la mücadele ediyor.' Bu, Amerika açısından anlaşılabilir bir şey. Onlara göre, İsrail, istediği kadar mücadele edebilir, istediği kadar kişiyi öldürebilir. Ama PKK bu küresel savaşın muhatabı değil; çünkü İslâmî bir özelliği yok. Onun terörist listesinde yer alsa bile, öncelik listesinde yer almıyor. Senin öncelik listende yer alması da onu fazla ilgilendirmiyor.”

İmam Hatip Liseleri konusunda da şunları söylemişim aynı söyleşide: “Din eğitimi ya da İmam-Hatip Liseleri ile ilgili sorunu da 'Türkiye'ye özel' bir olay olarak görüyoruz. Oysa o da küresel bir sorun; sadece bizde değil başka ülkelerde de dinî eğitim konusunda kuşkular var. Meselâ Afganistan'a müdahale eder etmez ilk yaptıkları şey, oradaki medrese sistemine el atmak oldu; çünkü oradan Taliban yetişti. Taliban'ı yetiştiren sistem de yanlış bir sistemdi onlara göre ve düzeltmeleri gerekiyordu.

“Türkiye'de biz İmam-Hatip Liselerini dinî eğitim kapsamında tartıştığımız müddetçe, Batı sisteminden hiçbir anlayış görmemiz mümkün değil. Dolayısıyla İmam-Hatiplere yönelik her türlü baskıcı tavır, dışarıda sempatiyle karşılanacaktır. O bakımdan hem başörtüsü, hem de İmam-Hatip sorununun çok daha farklı yaklaşımlarla ele alınıp çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Bu özelliği tam fark edilmediği için, sorun iyice çözülmez hale geliyor...



Bu yazı 1,153 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,599 µs