En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Sosyal demokrasi uyduramadık, faşizm verelim!



Düşman değilim. Üstelik Deniz Baykal’ı da severim. Hayır, Yaşar Nuri Öztürk’e demiş bulunduklarıyla ilgili bir şey söylemeyeceğim; ‘İyi ki iktidar olmadık, bırak bu acemiler yansın’ sözünün, genel bir tavrı yansıttığını bildiğim için bir şey söylemeyeceğim.

Maksadım, durduk yerde sataşıp düşmanlıklarını kazanmak değil, daha iyisinin mümkün olduğunu göstermek.

Daha iyisi her zaman mümkündür. AK Parti’den de iyisi, CHP’den de iyisi, Baykal’dan da iyisi...

***

Eski-yeni, bütün kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, AK Parti’nin alternatifi olabilecek, Türkiye’yi yönetmeye aday bir parti yok. Henüz yok.

Keşke olsaydı, ama yok.

Hemen belirteyim: Şu ya da bu partinin sözcülüğünü yapmıyorum, durumu resmetmeye çalışıyorum.

Kaldı ki, alternatifsizlik o kadar da iyi bir şey değildir...

Demokrasinin sağlıklı işlemesi biraz da, ‘alternatif üretebilecek ucu açık siyasetler’in varlığına bağlıdır.

Görünen şu: Bir yol kazası olmazsa (ki, olması için çalışıldığı vakıa) bu hükümet bir dönem daha iş başında kalacaktır. Siyaset üzerine kafa yoran aklı başında adamların vardığı sonuç da bu.

Sonrası meçhul...

***

Eğer ‘alternatif’ sağdan gelecekse, bu büyük bir ihtimalle ‘faşizm’ olacaktır. Çünkü, geçmişte mevcut yapının neresinde durduklarını unutanlar, yapının değişmesi (demokratikleşmesi) tehlikesine (!) karşı aynı cephede yer almaya başladılar. Bunu ‘Kızılelma koalisyonlarına’, kerinçli-kerinçsiz eylemlere, 301. maddeyi muhafaza etmek için elinden geleni ardına koymayan ‘solcu mebus demeçlerine’, birtakım militarist hareketlenmelere bakarak anlamak mümkün.

Baykal’ın kimi çıkışlarına bakarak da anlayabilirsiniz.

Tabii, gelmesi muhtemel faşizmin, faşizmle özdeşleştirilen partiyle ilgisi yok.

Bir özel durumdan, bir özel ‘geçmiş resmi’nden söz ediyorum.

Murat Belge’nin de altını çizdiği gibi, İttihatçısıyla, Cumhuriyet inkılapçısıyla, darbecisiyle, sivil bürokratıyla, altı okuyla, ‘okların gölgesinde büyümüş’ solcusuyla son derece özel bir geçmiş bu.

Bize nasıl bir gelecek hazırlanmakta olduğunu bu geçmişe bakarak anlayabilirsiniz.

***

Peki, soldan gelecek, gelmesi beklenen alternatif nedir?

Şöyle de sorulabilir aslında:

Neden kendisini ‘sol’ olarak tanımlayan çevrelerden, ısrarla kendilerine ‘solcu’ dememizi isteyen siyasetçilerden ve özellikle de CHP’den alternatif bir ses yükselmiyor?

Oysa, ülkenin alaturka, alafranga, postmodern, her neyse, faşizm tehlikesinden uzak kalması, biraz da alternatif üretebilecek, ‘ucu açık sol siyaset’in (sol siyasetlerin) varlığına bağlı görünüyor.

Beklenen solun CHP olup olmadığı, olması gereken solun ne tür bir sol olduğu başka bir tartışmanın konusu...

Biz bugünkü CHP’yi ‘solcu’ kabul edeceksek, soldan beklenen şey de, sağdan gelecek şeyden farklı olmayacaktır.

Buna da dünyanın her yerinde ‘faşizm’ diyorlar.



Bu yazı 797 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,646 µs