En Sıcak Konular

Murat Yetkin


Murat Yetkin
0 0 0000

Cumhurbaşkanlığı yetkileri, Sezer, Erdoğan ve senaryolar



CHPlideri Deniz Baykal dün İstanbul'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olmasına karşıtlığını dozunu yükselterek tekrar etti. Baykal'a göre, Erdoğan cumhurbaşkanlığını Anayasa'yı korumak için değil, onu 'kemirmek' için istiyor. Baykal'ın daha önceki açıklamalarından Erdoğan, ya da Erdoğan'ın çizgisindeki herhangi bir ismin Anayasa Mahkemesi'nin ve YÖK'ün kompozisyonunu değiştirerek devlet yönetimine dini esasları enjekte edeceğine inandığını biliyoruz. Baykal böylelikle, meclis'tak AK Parti çoğunluğu ile geçecek yasaların Anayasa'ya aykırılığını iddia edecek iki makamın, yani Cumhurbaşkanlığı ve Anayasa Mahkemesi'nin işlevsiz hale getirileceğini öne sürüyor. Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan konuşmasında YÖK ve Anayasa Mahkemesi'ni Meclis'in millet adına egemenliğini sergilemesi önünde engel gösteren konuşması, Baykal'a 'Ben söylemiştim' deme fırsatı verdi.

Baykal, bugün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün son üç gündür bir nevi taban çalışması yaptığı İzmir'e gidecek. Orada, Balkan göçmenleri dernekleriyle görüşmesi ilgi çekici. AK Parti'nin belediyesini, çoğunluğunu alamadığı büyükşehir olan İzmir, gelecek seçimlerin ana muharebe alanı olabilir. Ortada seçim yok ama, seçim kampanyası gayrıresmi olarak İzmir'den başlamış görünüyor.

Bu tartışmalara hiç girmek istemeyen Dışişleri Bakanı Gül, hükümetin icraatına devam etmek istediğini, cumhurbaşkanlığı tartışmalarının ise hükümetin dikkatini dağıtmayı amaçladığını söylüyor. Bu tartışmanın hükümetin ve AK Parti'nin dikkatini dağıtan unsurlardan biri olduğu gerçekten söylenebilir. Ancak bu tartışmaların, Erdoğan ve Gül ile birlikte AK Parti'nin üç önde kurucusundan biri olan Arınç'ın aktif katkısıyla geliştiği görmezden gelinemez. Gül rahatsız olmakta haklıdır, ancak artık ok yaydan çıkmış, cumhurbaşkanlığı tartışması başladı. Tartışmanın çerçevesini ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 12 Nisan'da Harp Akademileri'nde yaptığı konuşma ile, Arınç'ın 23 Nisan'da TBMM'de yaptığı konuşma belirliyor. Baykal'ın çıkışlarından, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in gerçekçi saptamalarına dek bütün diğer beyanlar bu çerçeve içinde kalıyor.

Sezer'in çıkışının Ak Parti'de oluşturduğu rahatsızlık her alanda görülüyor. Son örneği, geçen 11-12 Mayıs'ta borsa rakamlarında görülen düşüşü, Sezer'in 10 Mayıs'ta Sosyal Güvenlik Reformu'nun 15 maddesini reddetmesine bağlama çabalarında görüldü. Oysa uzmanlar bu düşüşte ağırlıkla ABD Merkez Bankası faizleri gibi dış unsurlara dayalı hareketliliğin rol oynadığı görüşünde. Öte yandan 8 Mayıs'ta açıklanan Merkez Bankası beklenti anketinde enflasyonun uzun süreden sonra az da olsa artacağı tahmininin yapılmış olması, dış piyasalarda cumhurbaşkanlığı seçimi etrafında yaşanan laiklik tartışmalarına ve AB reformlarının yavaşlamış olmasına bağlanıyor; asıl endişe edilmesi gereken nokta o. Sezer'in selefi Süleyman Demirel'e göre cumhurbaşkanlığı yetkilerini ve ağırlığını daha az kullanan bir cumhurbaşkanı olduğu sık sık söylenir. Sezer'in özellikle dış politikada sergilediği profilin Demirel kadar yüksek olmadığı bir gerçek. Öte yandan Anayasa'nın 104'üncü maddesinde sayılan yetkilerini kullanmadığı söylenemez. Anayasa, cumhurbaşkanına bazı alamlarda fazla, bazı alanlarda ise az yetki veriyor, gerçek bu. Söylenebilecek olan, Sezer'in var olan yetkilerini görevinin son yılına girerken daha açıkça sergileyerek kullanmaya başladığı.

Sezer'in görevinin bitmesine kısa süre kala kendisine fikren bağlı Anayasa Mahkemesi ve YÖK üyelerinin istifası sonucu, yaş hadleri 7 yıl sürecek bir AK Partili cumhurbaşkanı ile dolması zor genç isimleri göreve atayacağından tutun, CHP'nin Meclis'i boşaltması ardından istifa ederek AK Parti'yi erken seçime zorlayacağına dek binbir senaryonun kulisleri sarması da belki biraz bu yüzden. Oysa, örneğin CHP'de meclis'i boşaltarak erken seçimi zorlama gibi bir niyet asla görülmüyor. CHP, daha çok AK Parti ile laiklik kutuplaşması sonucu, yine iki partiden oluşacak bir Melis'te ana muhalefet rolüne razı izlenim veriyor.

Ama mantıklı açıklamalarla bu senaryoların önünü almak pek mümkün görünmüyor. Sezer'in görevi 16 Mayıs 2007'de dolacak. Türkiye, önümüzdeki bir yılı siyaseten harareti yüksek bir yıl olarak yaşayacak.

Bu yazı 906 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Mart 2012 İki önemli mesele
    • 15 Mart 2012 Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
    • 23 Aralık 2010 Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
    • 11 Aralık 2010 Üniversitelerde ikinci 68 mi?
    • 5 Aralık 2010 Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
    • 21 Kasım 2010 'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
    • 19 Kasım 2010 'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
    • 15 Kasım 2010 2010 model Ecevit çıkışı
    • 7 Kasım 2010 Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
    • 23 Ekim 2010 Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
    • 18 Ekim 2010 Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
    • 3 Ekim 2010 Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
    • 30 Eylül 2010 ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
    • 26 Eylül 2010 Bilim dünyasına biraz daha ilgi
    • 16 Eylül 2010 CHP'nin hatası ve faturası
    • 11 Eylül 2010 Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
    • 30 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
    • 25 Temmuz 2010 Orduda değişim
    • 22 Temmuz 2010 Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
    • 20 Temmuz 2010 AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,956 µs