En Sıcak Konular

Murat Yetkin


Murat Yetkin
0 0 0000

Büyükanıt ağır konuştu



Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt bir haftadır beklenen konuşmasını yaptı. Konuşma beklendiği gibi hükümete dolaylı ama ağır mesajlarla doluydu ve yine beklendiği gibi üç konuya yoğunlaşmıştı: Laiklik, PKK ve Kürt ayrılıkçılığı ile mücadele ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik eleştirilere yanıt.
En köşeli mesaj, bu üç konudan konuşma metninde en az yer verilen laiklik konusunda geldi. Hatırlanacağı gibi kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlarının geçtiğimiz hafta boyunca birbiri ardına 'irtica tehlikesinden' söz edip, hükümeti göreve çağırması ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, Büyükanıt ile görüşmüştü. Bu görüşmenin hemen ardından
çıktığı ABD yolculuğu sırasında Erdoğan gazetecilere bir irtica tehdidinin bulunmadığını, ayrıca Büyükanıt'a 'Gerilimi yükselten konuşmalar ekonomiyi olumsuz etkiler' dediğini söylemişti.
Ancak ertesi gün, 1 Ekim'de TBMM'de konuşan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "İrtica tehdidi vardır ve artmaktadır" diye üsteledi. Sezer'e göre çare, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan konuşmasında gündeme getirdiği üzere, laikliğe anayasal tanım aramak yerine, laikliğe sahip çıkmaktı.
Sezer'in sözleri, Washington'da dün ABD Başkanı George Bush ile görüşmesi öncesinde topluma açık konuşmalar yapan Erdoğan'a soru olarak yöneltildi. Yanıtı, bugünkü Türkiye'de irtica diye bir sorun olmadığı idi.
Büyükanıt'ın dünkü konuşmasında vurguladığı şu cümle, devletin zirvesindeki görüş ayrılığını gizlenemez şekilde ortaya koyuyordu: "Türkiye'de irtica tehdidi vardır ve bu tehdide karşı her türlü önlem alınmalıdır."
Genelkurmay Başkanı, Başbakan'ın söylediğinin tam tersini söylemekle kalmıyor, kanıtını artık Meclis Başkanı'nın üzerinde kalmış 'laikliği yeniden tanımlayalım' sözüyle sunuyor, Başbakan'a önlem almanın kendi işi olduğunu hatırlatıyordu. Bu çerçevede, Büyükanıt'ın "asker siyasete karışıyor" eleştirilerine yanıtı, üzerine alınanlar için tam bir rest niteliğinde oldu: "Güvenlik ve rejim ile ilgili temel mülahazalarımızdan rahatsızlık duyanlar varsa, bu onların kendi rahatsızlıklarıdır" oldu.
Büyükanıt, konuşmasının büyük kısmını ayırdığı ve TESEV tarafından 22 Eylül'de açıklanan sivil-asker ilişkileri çalışmasının 22 bölümünden 9 bölümünün Polis Akademisi tarafından üretildiğini özellikle vurguladı; bu da hükümete dolaylı bir eleştiriydi. Yerden yere vurduğu bu raporun tanıtım konuşmasında TSK'ya ağır eleştiriler yönelten AB Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer, konuşma boyunca zikrettiği tek isimdi. "Açıklamamı Türkiye'nin AB üyeliği ile ilişkilendirmek yanlış" dese de, "AB paravanası ardına gizlenerek yapılan bu ithamlara karşı" kendilerini savunma hakkını kullanacaklarını ilan etti. Üstelik bunu, askerin rapora yanıtının İlerleme Raporu'na gireceği hesabıyla yapıldığını bildiğini söyledikten sonra yaptı. Büyükanıt'ın konuşmasının bu nedenle Brüksel'de geniş yankı bulacağı ve İlerleme Raporu'na gireceği kestirilebilir.
Konuşma metni üzerinde daha fazla durmadan çıkarabileceğimiz sonuçlara gelebiliriz:
1- TSK, son dört yıldır titizlikle izlediği ekonominin ve AB ile ilişkilerin kötüleşmesinden sorumlu tutulmak istememe anlayışını, bir süredir işaretleri göründüğü üzere değiştiriyor. Bunun nedeni, AB ile ilişkilerin kamuoyu gözünde AB'deki niyetsizlik, Kıbrıs ve PKK'ya verilen destek nedeniyle zaten kötü durumda bulunması olabilir. Bu sözlerin altında AK Parti'ye gizli bir 'AB hedefi yoksa, biz bize kalırız' mesajı bulabilir miyiz? Şimdilik yanıt vermeyelim.
2- Bu konuşmanın metninin, beş saat sonraki Erdoğan-Bush görüşmesi öncesinde ABD ilgililerine ulaştırılmış olduğunu varsayabiliriz. ABD yetkililerinin (ve AB dahil ilgilenen üçüncü tarafların) konuşmadan şu sonuçlara varması mümkün: 1- PKK'nın ateşkes çağrısını ciddiye alıp üzerine siyaset kuruyorsanız, TSK'nın o siyasetin parçası olmadığını bilin. 2- TSK'nın ülkedeki rolünün zayıflatılması sizin de çıkarınıza değildir.
3- Türkiye'nin en önemli değeri, laik rejimidir.
Ona bir zarar gelecekse, biz devreye gireriz.
Bu arada, Büyükanıt'ın konuşma boyunca, konuşmasının muhataplarından biri oldruğu yorumlanan ABD'yi eleştirmediği dikkatlerden kaçmadı.
Büyükanıt'ın konuşması bu yönleriyle, 2007'deki cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri öncesinde yalnızca iç siyaset değil, dış siyaset dengelerini de sarsmaya aday bir eşik sayılabilir.



Bu yazı 950 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Mart 2012 İki önemli mesele
    • 15 Mart 2012 Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
    • 23 Aralık 2010 Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
    • 11 Aralık 2010 Üniversitelerde ikinci 68 mi?
    • 5 Aralık 2010 Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
    • 21 Kasım 2010 'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
    • 19 Kasım 2010 'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
    • 15 Kasım 2010 2010 model Ecevit çıkışı
    • 7 Kasım 2010 Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
    • 23 Ekim 2010 Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
    • 18 Ekim 2010 Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
    • 3 Ekim 2010 Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
    • 30 Eylül 2010 ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
    • 26 Eylül 2010 Bilim dünyasına biraz daha ilgi
    • 16 Eylül 2010 CHP'nin hatası ve faturası
    • 11 Eylül 2010 Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
    • 30 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
    • 25 Temmuz 2010 Orduda değişim
    • 22 Temmuz 2010 Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
    • 20 Temmuz 2010 AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,300 µs