En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Sizi nutuk atarken değil, uçak gemilerimizi idare ederken görmek isteriz!



Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlarımız konuştular. Genelkurmay Başkanı'mız da bugün konuşacak. Genelkurmay Başkanı ne konuşacak? Kimilerine göre "patlayacak"

Kime?

Hükümet'e, Avrupa Birliği'ne, bölücülere, yıkıcılara, irticacılara...

Başbakan Tayyip Erdoğan ne diyor bu işe:

"Konuşun ama germeyin. Bu ülkeye zarar veriyor, piyasalara zarar veriyor."

Peki Süleyman Demirel'e ne oluyor da hep "konuşan askerden yana" oluyor?

Güya "arabulucu" rolüne soyunuyor. Oysa yaptığı arabulucuk değil "kara kedi"liktir.

Bazıları soruyor: Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanı konuştu. Jandarma Genel Komutanı nerede? O niye konuşmuyor?

Oysa bu işlerin "Beşibiryerde" olması gerekirmiş. Geçmişten beri bu işler hep böyle cereyan etmiştir! İlla konuşması mı lazım. Askerin görevi konuşmak mı?

Görev alanı ile ilgili konularda konuşsun. Proje geliştirsin, yeniliklere imza atsın, ama ülkenin genel siyasetini belirlemeye kalkmasın, hele hele toplum mühendisliğine soyunmak askerin görevleri arasında hiç değildir.

Ülkenin genel siyaseti demokrasilerde seçilmiş sivil otorite tarafından belirlenir. "Karşı devrim", "Ezanın Türkçe okunması" vs. konular Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın görev alanına mı giriyor?

Bu görevi ona yasalar ve anayasa mı veriyor? Eğer öyleyse bu ülkede demokrasi filan yok! Böyleyse adını koyalım. Nedir, nasıl bir rejimdir, neye dayanır, kuralları var mıdır?

Hangi çağda yaşıyoruz... Deniz Kuvvetleri Komutanımız hâlâ "karşı devrim" diyor. Ezanın Türkçe okunması karşı devrimcilere verilen bir kozmuş?

Sizin işiniz bu mu?

İrtica, türban, ezan... Türkiye bu tartışmaları geçmeli değil mi artık? Niçin 1950'ye demir atıyorsunuz ki?

Ezan konusu namaz kılanları ilgilendiren bir konudur. Namaz kılmayanın kulağı ezanda olmaz. Dolayısıyla ezan Türkçe mi okunuyor, Arapça mı okunmalı yoksa İngilizce mi okunmalı bu durumun Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile ne alakası olabilir?

Mesela Türkiye'nin niçin bir uçak gemisi yok, niçin ikinci dünya savaşından kalma gemilerle Türkiye denizlerini koruyor? Sizin bu sorularla ve sorunlarla uğraşmanız gerekir. Bu soruların cevabını halkın seçtiklerine ve halka vermeniz gerekir.

Oldu olacak, ezanı Türkçe yapalım, bir de Türk peygamber bulalım kendimize!

İrtica irtica diyerek bu milletin kahir ekseriyetini sürekli küçümseyen, aşağılayan bir tavır var bu konuşmalarda. Yok biz yobazları kastediyoruz! Yobaz kim, tanımı ne, ne yer ne içer. Yobazlık nedir?

Vatandaş soruyor: Ezanı Türkçeleştirmeyen Osman Gazi Türk değil miydi? Fatih Sultan Mehmet Han Türk değil miydi, Yavuz Sultan Selim, Alparslan, Kanuni Sultan Süleyman Türk değil miydi?

Aramızda bunlar kadar Türk milletine hizmet etmiş bir insan olduğunu pek sanmıyorum.

Bırakın da ezanın nasıl okunacağına namaz kılanlar karar versin!

Müslümanlığı, dindarlığı, İslamiyet'i Deniz Kuvvetleri Komutanı'ndan mı öğreneceğiz.

Herkes asıl işini yapmalı... Nasıl uçak gemisi sahibi oluruz, nasıl nükleer denizaltılar yaparız diye kafa yormalı.

Yıllarımızı niçin gerekli olduğu tartışılır tehdit değerlendirmeleri ile heba ediyoruz.

Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu yarımadası geçmişe değil geleceğe bakmak zorunda.

Ezanın dilini tartışmak ile üç tarafımızın denizlerle çevrili olması arasında nasıl bir bağ var acaba?

Ya da sadece yanaşık düzen eğitimiyle PKK'lı canilerin kurşunlarına hedef olan askerlerimizle ezanın Türkçe okunması arasında nasıl bir bağ var?



Bu yazı 1,001 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,030 µs