En Sıcak Konular

Aslı Aydıntaşbaş


Aslı Aydıntaşbaş
0 0 0000

Herkesin sorusu: Neler oluyor?



Ankara'da herkesin dilinde aynı soru:

"Neler oluyor?" Her ne kadar hükümetten gelen açıklamalar "Aman gerilimi arttırmayalım. İstikrar herkesin çıkarına" şeklinde olsa da, ortada yeni bir durum var. 30 Ağustos'dan bu yana komutanlar açık platformlarda sert uyarılar yapıyor. Medya bu açıklamaları fazla büyütmese bile söylenenlerin dozu yumuşamıyor, sertleşiyor. Geçen hafta Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un çıkışından sonra sırasıyla Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları irtica tehlikesine işaret eden sert çıkışlar yaptılar. Bugün "tarihi" diye adlandırılan bir konuşma yapması beklenen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, muhtemelen aynı temayı işleyecek. Ardından Salı günü, Başbakan'ın Washington görüşmesinden birkaç saat önce Harp Okulu açılış töreninde konuşacak olan Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın da bölücülük ve irtica konularına değineceği beklentisi var. Kısacası "yeni dönem", yeni unsurlarla kamuoyunu şekillendiriyor. Peki neler oluyor?

Ankara siyasetinin kilit noktasındaki bir isim bu soruya " İşler ciddi bir confrontation'a (çatışma) doğru gidiyor" diyor. Yani? Yani hükümet ve asker arasında yeni bir anlayış zemini yakalanmazsa komutanların yüksek perdeden eleştirileri devam edecek gibi...
Mühim şahısa soruyorum: " Bu gerilim Çankaya seçimleri nedeniyle mi?" "Evet tabii bütün mesele o. " Peki Başbakan Çankaya için aday olmadığını açıklasa? "O zaman gerilimin dozu düşer. Ama yoksa o zamana kadar böyle devam eder."
Çok benzer bir sohbeti, bu kez hükümetin önemli bir ismiyle yapıyoruz. Neler oluyor? Bu mühim şahıs da gerilimin kökeninde Çankaya yarışları olduğu görüşünde. Önümüzdeki dönemde gerilimin düşeceği kanısında değil. Peki Başbakan aday değilim dese? " O zaman gerilim düşer. Ama o da bunu demez"...

Başkalarıyla da konuşuyoruz. Hükümet içinde ve dışında bir çok kişi, komutanların ve açıklamalarını yalnız Çankaya'ya yönelik değil, "TSK'ya sızma" isteğinde olan bazı cemaatlerle ilgili "hükümete bir talep" olarak yorumluyor.
Hükümet, 30 Ağustos'dan bu yana komutanların ısrarla üzerinde durduğu eğitimde kadrolaşma ve cemaat yapısı konusunda bir şeyler yapacak mı? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Ancak Cuma akşamki " Ulusa Sesleniş "de, Başbakan uzun uzadıya Milli Eğitim alanındaki başarılı çalışmaları anlattı. Bir önceki gece Samanyolu televizyonunda, Çankaya'yla gerilim sorusuna "Biz Devletin üst kademelerinde bu tür olumsuz yaklaşımların, kavgaların olmasını istemiyoruz. Gerilim istemiyoruz" diyordu. Başbakan, tesadüfen Genelkurmay Başbakanı Büyükanıt'ın da seyrettiği programda "bağrımıza taş basarız " derken neyi kast ediyordu? Bu hafta Yaşar Paşa'yla birebir konuşmasında bu konuyu açtı mı, bilemiyoruz.

Bildiğimiz tek şey BüyükanıtErdoğan buluşmasında irtica konusunun gündeme geldiği, ancak olumlu bir havada geçtiği, Başbakanın Genelkurmay Başkanı'na artan irtica duyarlılığını sorduğu, Yaşar Paşa'nın medyaya yansıyan bazı haberlerden örnekler verdiği de duyumlar arasında.
Tek bildiğimiz, Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye ayak bastığı saatlerde, Ankara'daki atmosferin bu olduğu. Pazartesi Beyaz Saray'da gerçekleşecek 50 dakikalık görüşmenin, Türk iç politikasında olumlu ya da olumsuz etkisi bizce çok olası değil. Amerikalılar, şu aşamada Çankaya ya da iç politikada bir unsur, bir meşruiyet kaynağı olmak istemiyor. Erdoğan'ın gezisini "AK Parti'ye destek" değil ' devletlerarası' ilişkilerin bir parçası olarak görüyorlar.

Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ay sonunda Washington'a yapacağı ziyaret de "devletlerarası" diyaloğun kritik bir unsuru olarak görüyorlar.

Bu durumda önümüzdeki dönem, her şeyden çok Türkiye'nin kendi iç dengeleri etrafında şekillenecek.



Bu yazı 978 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Ağustos 2012 ‘Esad sonrası’ için adımlar
    • 19 Ekim 2011 Hamas’lıları neden aldık?
    • 3 Ekim 2011 Alman vakıfları Türkiye’yi bölecek mi?
    • 1 Kasım 2010 Öcalan Kandil’den ne istiyor?
    • 28 Ekim 2010 Önder Bey, apartman yöneticiliği mi bu?
    • 16 Ağustos 2010 PKK’da neler oluyor?
    • 17 Mayıs 2010 CHP, CHP’ye karşı
    • 26 Ağustos 2007 Bilmeyenler ülkesi
    • 28 Haziran 2007 Büyükanıt ne demedi?
    • 24 Haziran 2007 Amerika'yı bile böldük
    • 30 Mayıs 2007 F16 olayı ve komplolar
    • 17 Mayıs 2007 AK Parti'ye yapılan teklif
    • 15 Mayıs 2007 Washington "AK Parti kazanır" diyor
    • 17 Aralık 2006 Baykal neden Lübnan'da?
    • 12 Aralık 2006 Bir siyasi krizin anatomisi
    • 28 Kasım 2006 Washington gerçekten darbe mi istiyor?
    • 14 Kasım 2006 Kongreden, gelecek için ipuçları
    • 1 Ekim 2006 Herkesin sorusu: Neler oluyor?
    • 19 Temmuz 2006 Washington'la PKK dansı
    • 24 Mayıs 2006 Washington'dan görünen manzara

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,457 µs