En Sıcak Konular

Nuray Mert


Nuray Mert
0 0 0000

'Rejim krizi'



Yine, durduk yerde rejim krizi yaratılmaya çalışılıyor. Yok, 'Başörtülü kızlar Arabistan'a gitsin', yok 'Selanik'te Atatürk'ün evindeki defterden yırtılan sayfa geri yapıştırılsın'. Laiklik meselesi, bu düzeyde yine sorun haline getiriliyor.

Zavallı başörtülü kızların mağduriyetini giderecek hiçbir gelişme olmadı, neden yine ateşten top gibi ortaya atıldılar belli değil. Atatürk'ün evindeki deftere yazılanların laiklikle olmadığı gibi, aklıselimle alakası yok, neden mevzu ediliyor. O da belli değil. Dahası var, Cumhuriyet değerlerini kendi kafalarının dar sınırları içine zaptetmekte kararlı çevreler, Cumhurbaşkanı'na, 'laiklik elden gidiyor' diye çağrı yapmaya girişiyor. Ne olmuş da laiklik tehlikeye girmiş, yine belli değil.

Benim AKP hükümetine, klasik bir sağ iktidar olduğu için, bir dizi itirazım var, ama bunlardan bir tanesi bile 'laiklik' ilkesinin tehlikeye girmesine dair değil. Zira, böyle bir tehlikeden söz edilebilecek tek icraatları yok. Bizim laik çevrelerin, birilerini laiklik düşmanı olarak görmeleri için 'başörtüsü' yeterli olduğu için ve iktidar partisinin mensuplarının çoğunun eşleri başörtülü olduğu için, bir türlü huzur bulamıyorlar. Bunu anlamak kolay, ama olayın laiklikle ilgisi yok, bu kronik bir takıntı meselesi. Allah şifa versin demekten başka çare kalmadı. Diğer taraftan, asıl mesele, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri, onu da biliyoruz. Ama konu buysa, doğrudan bunu tartışalım. Nitekim, İsmet Berkan'ın salı günü, 'Demokratik meşruiyet sorunu' başlığı altında, doğrudan bu konuyu yazdı. Ben de, sürekli, 'demokratik meşruiyet'in Meclis çoğunluğundan fazla bir şey olduğuna işaret etmeye çalışıyorum, bu nedenle, AKP'nin cumhurbaşkanlığı konusunda ısrarlı olmaması gerektiğini düşündüğümü yazdım. Ancak, AKP'nin, bu meşruiyet meselesini ciddiye almak yerine, tek başına davranmaya başladığını düşünmüyorum. Başta, Arınç olmak üzere, böyle düşünüp, böyle çıkışlar yapanlar var, ancak Başbakan, henüz bu istikâmette bir işaret vermedi.

Bu arada, mevcut hükümetin 'dışarıda' da kuşkuyla karşılanmaya başlandığı iddiası, başlıbaşına ayrı bir mesele. ABD çevreleri, Türkiye'yi ne zaman Ortadoğu'da kendi politikalarının tavizsiz destekçisi olmak üzere sıkıştırmak isteseler, meşruiyetine ilişkin kuşku mesajları gönderiyorlar. Şimdi İran konusunda, ABD'nin başını çektiği koalisyon genişlemiş görünüyor. Economist dergisi, hükümetin 'İslamcı' yönünden endişelenmeye başlamış. Neden? Ne olmuş da, İslamcılıkları dışa vurmuş? Herhangi bir hükümetten farklı ne yapmışlar? Belli değil.

Durduk yerde rejim krizi yaratarak hükümeti buradan sıkıştırmak, mevcut konjonktürde, Türkiye'yi ABD'nin başını çektiği politikalarının tavizsiz destekçisi konumuna itmekten başka hiçbir işe yaramayacak. Cengiz Çandar'ın, 'İçerdeki polemik, dışardaki dinamik' dediği bu. (Bugün, 8 Mayıs 2006) Çandar, Irak işgali öncesinde dış dinamiğin iç siyaseti nasıl etkilediğini hatırlatıyor; "Türkiye'de Bülent Ecevit başbakanlığında, DSP-MHP-ANAP koalisyonunu var iken.. savaşa giden dinamik rahat ilerleyemezdi" diyor, şimdi de, iç siyasetin istikâmetini belirleyecek olanın bu 'dış dinamik' olduğuna işaret ediyor. Onun derdi, hükümete, İran konusunda, bu yönde mesaj vermek. Neymiş bu 'dış dinamik', 'nasıl iktidarların kaderini tayin ediyor' soruları üzerinde durulmaya değer. Ancak, şimdilik onu bir yana bırakalım. Önemli olan şu; tersinden bakarsak, içerideki bu polemiklerin bu dış dinamiğin işine yarayacağı kesin. İçine sindiren devam etsin, yangına körükle gitsin.

Bu yazı 1,031 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Temmuz 2009 Bir başka açıdan başörtüsü meselesi
    • 16 Ocak 2007 Bir büyük yazarın küçük hesapları
    • 3 Ekim 2006 AB ve soykırım
    • 7 Eylül 2006 Siyasete düşen ak leke
    • 5 Eylül 2006 İhanet değil, gaflet
    • 31 Ağustos 2006 Asker gönderME
    • 29 Ağustos 2006 Asker gönderme meselesi
    • 11 Mayıs 2006 'Rejim krizi'
    • 5 Mayıs 2006 Türkiye-İran hattı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,760 µs