En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Hangi laiklik?



YARGITAY Başkanı Osman Arslan, adli yılı açış konuşmasında bir laiklik tanımı yaptı. Arslan'ın bu tanımı ile Anayasa Mahkemesi'nin laiklik tanımı arasında bazı farklar var.
Arslan'ın tanımı şöyle:
"Laiklik dinin devlet işlerine, devletin ise din işlerine karışmaması, her ikisinin birbirinden ayrılması anlamına gelir..."
Arslan, bu tanımdan hareketle, laikliğin iki unsurunu vurguluyor. Biri, "siyasal" niteliklidir: Din, devleti yönetemez; devlet, dini yönetemez. Devlet bütün dinlere eşit mesafededir. Esasen din, gerçek kişilerle ilgilidir, tüzel kişiliklerin ve devletin dini olamaz...
Laikliğin ikinci unsuru, "kişilerin iç dünyası" ile ilgilidir, din ve vicdan özgürlüğünü içerir.
Arslan'ın bu tanımı doğrudur, Anayasa'nın 24. maddesine de uygundur. Bu madde de laikliği "devlet" odaklı olarak tanımlıyor: "Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzeni kısmen de olsa dine dayandırılamaz, siyasi amaçla kullanılamaz..."
Çünkü siyaset de devlet odaklı bir faaliyettir.

Otoriter laiklik

Anayasa Mahkemesi ise, "din ve devlet işlerinin ayrılması" şeklindeki laiklik tanımını "dar" buluyor, toplum odaklı bir tanım yapmaya çalışıyor. Bununla yetinmeyip, laikliğin "her dinin özelliğine göre" tanımlanacağını söylüyor:
"Klasik anlamda, dinle devlet işlerinin birbirinden ayrılması biçimindeki tanıma karşılık, İslam ve Hıristiyan dinlerinin özelliklerindeki ayrılıklar gereği, ülkemizde ve Batı ülkelerinde oluşan durumlar ve ortaya çıkan sonuçlar da ayrı olmuştur." (Karar no: 1998/1)
Batı'daki laiklikler tarihini göz ardı eden bu yaklaşımı benimsersek, Türkiye çoğunluğu Hıristiyan olmadıkça Batılı (liberal) bir laikliğe hiç kavuşamayacaktır!
Yüce Mahkeme özgürlüklerin laikliği yok edebileceğinden korkuyor, "laikliği özgürlüğe kıydırmamak" gibi 'veciz' bir gerekçeyle otoriter bir laiklik anlayışını benimsiyor. (Karar No: 1989/12)
Yekta Güngör Özden gibi, Cumhurbaşkanı Sayın Sezer de konuşmalarında bu otoriter laiklik savunusunu sürdürüyorlar.

Liberal laiklik

Anayasa Mahkemesi kararlarında "uygarlık, özgürlük, bilim, akıl, akılcılık, çağdaşlık, çağdaş yaşam felsefesi" gibi kavramlarla laik arasındaki ilişki anlatılarak laikliğin bu "felsefi" muhtevası, bağlayıcı ve zorlayıcı bir "hukuki norm" gibi algılanmaktadır.
Halbuki liberal demokrasilerde "doğru felsefe" de zorlayıcı bir norm haline getirilemez.
Laiklik konusunda bağlayıcı ve zorlayıcı norm, Anayasa'nın 24. maddesindeki devlet odaklı tanımdır.
Laiklik hukuken "devlet" odaklı bir kavramdır, toplumsal alan ise özgürlükler ve çoğulculuk alanıdır.
Mesela: AİHM'ye göre toplumda dini cemaatlerin bulunması ve bunların din kurallarına göre yaşaması, propaganda yapması, laikliğin din ve vicdan özgürlüğü tanımına uygundur. (Bkz. Emre Öktem, Uluslararası Hukukta İnanç Özgürlüğü, sf. 376 vd. Liberte Yayınları)
Böyle bir özgürlük, bizim Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre imkânsızdır! Bizde özgürlüğün 'sekülerleştirici' işlevi yeterince fark edilmediği için, "laikliğe kıyacağı" sanılmaktadır.
Türkiye geliştikçe, elbette demokrasimiz gibi laikliğimiz de liberalleşecektir.



Bu yazı 844 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,959 µs