0 0 0000

Romanı gerçek sanmışlar

Bernard Lewis'i 90 yaşında maskaraya çeviren, Mossad'a yakın bilindiği için yazdıklarına kulak kabartılan DEBKAfile sitesini madara eden öngörü hatası kayıtlara geçti. "Miraç Kandili olan 22 Ağustos 2006 tarihinde 11 Eylül'den daha dehşetengiz bir eylem sahneye konacak" dediler, öngörü doğru çıkmadı.

22 Ağustos tarihi başka bir olayla ilgiliydi, ama Miraç Kandili değildi; kandili Müslümanlar 20/21 Ağustos gecesi tes'id ettiler zaten...

Konuya Kulis'te üç gün ayırmanın sebebi Bernard Lewis'in kimliği... Çevresinde 'oryantalistlerin sultanı' olarak tanınan biridir Lewis. 11 Eylül'e gidilen yolda en önemli köşe taşı, Atlantic Monthly dergisinde yayımlanan (Eylül 1991) 'The Roots of Muslim Rage' (Müslüman öfkesinin kökeni) adlı makalesi idi. 'Teröre karşı savaş' adıyla sürdürülen Neo-Çılgın saldırıların arkasında Bernard Dede'nin fikrî katkısı büyük.

İnsan kendini 90 yaşında maskara eder mi? Wall Street Journal gazetesinde '22 Ağustos' başlıklı bir yazı ile dünyayı ayağa kaldırmak istemesinin sebebi ne olabilir? Öngörü tutmadığı ve eylem sahneye konmadığına göre, "22 Ağustos'ta Kıyamet Savaşı kopacak" teorisini kaleme alırkan Lewis, onun öngörüsüne sahip çıkarken DEBKAfile nereden esinlenmiş olabilir?

Üç gündür bu sorulara cevap arıyorum.

'Esinlenme' konusunda teorim şu: Bernard Lewis'in "22 Ağustos'ta Kıyamet Savaşı patlayacak" tezinin kaynağı bir roman... Siyasî gerilim romanlarıyla tanınan Frederick Forsyth'ın terütâze 'The Afghan' (Afgan) adlı eseri...

İngiliz Frederick Forsyth çoğu kitabı Türkçeye de çevrilmiş bir romancı. 'Fist of God' (Tanrı'nın Yumruğu) ve 'Icon' (İkon) adlı romanlarına değişik vesilelerle burada değindiğimi hatırlıyorum. En önemli özelliği kurgularının akla ve mantığa uygunluğudur; birçok eserini bir roman gibi değil de sanki meydana gelmiş veya çok kısa zamanda sahneye konulacak gerçek bir olayın raporuymuş gibi okursunuz...

Hiç unutmadığım olaylardan biri, döneminin önemli bir işadamının, 'uluslararası entrikalar' konusunda örnek vermesi istendiğinde, çantasından çıkardığı bir kitaptan istihbarat raporu olduğunu söylediği bir bölümü aktarmasıydı. Aktardığı satırların kısa süre önce okuduğum 'Tanrı'nın Yumruğu' romanından olduğunu anlamıştım. İşadamı, "Evet, kitap bir roman olabilir" demiş ve eklemişti, "Ancak, yazdığının gerçek olduğuna kalıbımı basarım..."

Öyle sanıyorum ki, el-Kaide örgütünün Miraç Kandili gecesi için büyük bir eylem planladığına Bernard Lewis de kalıbını basmaya hazırdır.

Türkçe DVD'si şimdilerde çıkan Sharon Stone'un ilk başrolü 'Şiddet Yılı' adlı filmde, Kızıl Tugaylar örgütü eylemleriyle sarsılan İtalya'dan kesitler sunulur. Bu filminde sıradanlığı aşamamıştır yönetmen John Frankenheimer, ama senaryo 'entrika içinde entrika' kurgusuna iyi bir örnektir. Roma'da terör eylemlerini izleyen bir Amerikalı gazeteci, bir yandan da bir roman yazmaktadır. Romanda örgütün etkili bir politikacıyı rehine alacağını öngörür. Politikacı Aldo Moro'dur. Hayalgücü ürünü olan eylem bir süre sonra örgüt tarafından gerçekleştirilecektir. Henüz sahneye koymadığı eylemi Amerikalı yazarın romanında kullandığı örgütün bilgisi dahiline girince kıyamet kopar...

Yazarın CIA ajanı olduğundan kuşku duyar örgüt... İngiltere'de romanlarını okuyan pekçok kişinin Frederick Forsyth'ın istihbarat örgütü irtibatı bulunduğundan kuşku duymasına bu sebeple şaşırmamak lâzım...

Forsyth'ın son romanı 'The Afghan', el-Kaide'nin 11 Eylül'e rahmet okutacak bir eylemi üzerine oturur. Örgüt, bütün dünyayı ayağa kaldıracak çapta bir eylem planlar. Plandan bir biçimde haberdar olan İngiliz istihbaratı, CIA ile işbirliği halinde, bir karşı-plan yapar: Daha önce Afganistan'da görev yapmış bir gizli ajanı el-Kaide'nin içine sokarlar... Anadili gibi Arapça ve bir miktar Peştun dili bilen İngiliz'i, Guantanamo'dan salınacak bir Afgan'ın yerine geçirir örgüt...

Okumak isteyecekler için, gazı kaçmasın diye, romanın kurgusu ve işleniş tarzıyla ilgili fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, ancak bir nokta önemli: Miraç Kandili günü ifa edileceği için, El-Kaide, Batılı hedeflere karşı girişilecek eyleme 'el-İsra' adını vermiştir...

İster inanın ister inanmayın, 22 Ağustos, ilk önce geçen ay İngiltere'de yayımlanan 'The Afghan' romanının ABD'de piyasaya sürüm tarihidir. Amerikalı okurlar, romanı, İngilizler'den (hatta, iki haftadır Remzi Kitabevi'nde de satıldığı için Türkler'den de) sonra okuyacaklar...

Bernard Lewis'in kulakları ağır işittiği için kendisine anlatılanın bir roman öyküsü olduğunu anlamamış olabilir de, DEBKAfile'ın mâzereti ne?

Bu yazı 994 defa okundu.