Yazıdır ya! Yazılmamalıdır bazen… Saklanmalıdır, gizlenmelidir ‘kalem’in içine… Kalem ne zaman yazarsa o zaman… Yaz o zaman kalem! Yaz! Belki de zaman o zamandır!
Yeni bir dil gerekiyor artık! Susuyor gibi ama gücü sessizliğinde olan ‘bir’ dil! Kalbin içinden duyulan… O sessizlikte… Kendi sesiyle ‘bir’ sır! Eğer duyarsan, duyabilirsen!
İşte bu yazılar öyle yazılıyor… Ama hiç kimse duymuyor sanki! Öylesine bir tepkisizlik var ki! Şeytanın karşısında hazırolda herkes!
Biliriz elbette! Geçicidir bu dünya hayatı! Bizim yazdıklarımız da geçicidir… Kendi içinde ‘bir’ sırdır! Ve yok olacaklardır! Var olmaları da pek mümkün değildir zaten… Kalbin içinden hiç çıkmayacaklardır!
Kalbin hakikati belki de bu ‘hiç’ okunamayan sırların içinde gizlidir! Durur orada öylece! Kendimizden bile gizli! ‘Bir’ sır olarak sonsuza kadar… Bekler! Biz de bekleyenlerdeniz işte! O sırrın içinde kalbimizde! Hayati bir sır olarak! ‘Kalem’ yazar da belki biliriz kendimizi! ‘Kalem’ yazsa da kalbinin aynası kirlenmişse ‘oku’yamazsın ey okuyucu! Rabbinden başka hiçbir şeyi alma kalbinin içine! Sadece kendiyle sır olan! ‘Hiç’ bilinmeyecek olan belki de!
İnsanın bu dünyada bildiği, bilebileceği hiçbir şey yoktur artık! Kandırılır hep! Şeytan kendi bilgileriyle donatır insanı! Ve insan bir ‘şey’ bildiğini sanır! Oysa şeytandır! İnsan, diyoruz ki artık şeytandır! Çünkü onun bilgilerini kuşanmış, kendisinin bildiklerini unutmuş, unutturulmuştur!
İnsanın melekelerini kapatmıştır şeytan! Cennet’te insana secde etmiş meleklerden ayırmıştır insanı! Ve kendine secde ettirmiştir! İşte insanın teknoloji bağımlılığı budur! İnsan artık hiçbir işe yaramaz hale gelmiştir! ‘Ateşten ekran’lara bağımlı olmuştur! Şeytan onun yerine her an bir iş ve oluş içindedir! İnsan, Cehennem’e düşmüş ama kendisini mutlu zannetmektedir! Oysa ‘ateş’ içindedir… Yanıyor ama hissetmiyordur! Tüm melekeleri kapanmıştır! ‘Hakikat’ yerine sanal bir dünyanın içine fırlatılmıştır ve istese de artık bu elektromanyetik alanın dışına çıkamıyordur! Hapistir! Hastalanmıştır! Trilyonlarca hücresinin zikri bozulmuştur! DNA’sı parçalanıyor, vücudu dönüşüme uğruyordur!
Ey insanlar! Şeytan sizleri ‘haz kobayları’ yapmıştır! Haz içinde yanıyorsunuz… Ve ne yazık ki fark etmiyorsunuz! Yedikleriniz, içtiklerinizin hepsinin yapıtaşları değiştirilmiştir… Bağışıklık sisteminiz çökmüştür… Elektromanyetik saldırılarla manevi kalkanınız da tahrip edilmiştir! Ve şimdi de savaş kapımıza kadar gelmiştir!
Söyleyin o zaman elimizde dualarımızdan başka ‘bir’ silahımız kalmış mıdır?
Ey müslümanlar! Sözümüz sözdür! Bezm-i Elest’te verdiğimiz ‘söz’ bugünler içindir! Kıyam vaktidir! Ama o gün gelinceye kadar ‘dua’! Dua ey müminler! Yoksa ayağa kalkacak bir gücümüz kalmadı! Melekler bizi terk etti! Sessizliğimiz ondandır!
Rabbim yardım et!
Kalbimizde sana ait olan o ‘bir’ sır için…
İnşaAllah…
Şeytanın eline düşürme bizi!
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle