Bilal Kemikli
0 0 0000
Tokata Gitmek Gerek
Tokata gitmek gerek diyor Mevlana, sonra ekliyor: Çünkü Tokatta iklim ve insanlar mutedildir. Asırlar önce söylenen bu söz, her halde şimdi de manasını koruyor olmalı; iklim de insanı da mutedil. Ne aşırı sıcak, ne aşırı soğuk: Orta yol
İnsanlarını pek tanıdığım söylenemez; ama görüştüğüm eşraftan insanlar mütevazı, dengeli ve kanaatkâr: Vasat ümmet
Bereketli, ılıman bir şehir! Sokakta dolaşırken, esnafa uğrarken, ilim ve sanat erbabı zevatla konuşurken hep o ılımanlığı müşahede ediyorsunuz. Bu iklimde nice zevat yetişmiş, ilim ve irfan hayatımızın yıldızları olarak tarihe geçmiştir.
Molla Hüsrevin şehri
Molla Lütfînin, İbn-i Kemâlin, Bolu Dağının eteklerinde sırlanmış Şeyh Mehmed Emin Tokadînin ve Plevne müdafi Gazi Osman Paşanın şehri. Hacı Bektaş-ı Velînin ifadesiyle, âlimler konağı, fazıllar yurdu ve şairler yatağı bir şehir.
Yolunuz bu şehre düşsün efendim! Bilhassa yaz aylarında, önce Sivasa uğrayın tarihi koklayın, sonra çıkıp gelin bu şehre, bir öğle vakti iki şehir arasında paylaşılamayan sebzeli kebabı afiyetle ikram edin kendinize ve Mevlananın izinde şehre dokunun.
Mevlananın izinde şehre dokunmak demek, Mevlevihaneden başlayarak tarihte yolculuk etmek demektir. Eğer uğradığınızda Mevlevihane Müzesi müdürü Ekrem Anaç oralardaysa, onun mihmandarlığında Tokat Mevleviliğinin altın sayfalarını kemal-i dikkatle çevirmeniz mümkündür. Uğradığım diğer Mevlevihanelerden, özellikle ahşap işlemeleri ve ferah bahçesiyle ayrılan bu huzur adasında aklen temaşa ederken ruhen de semaya duracaksınız. Muhteşem bir medeniyet! Ahşaba yansıyan nakışlar, bahçede seyrana çıkan laleler arasında, yıllardır sükût orucu tutan semahanede canların Hû! seslerini duyar gibi olacak
Kudum-ı şerifin verdiği ritmin peşinde adeta feryad edercesine aşk sırlarını fâşeden neyin sedasıyla dirileceksiniz. Heyhat; bütün bunlar birer seyirlik olarak kaldı deyip mahzunlaşacaksınız.
Tokata gelmek lazım
Burada, Mavlevihanenin avlusunda tarihle an arasında gidip gelmeleri yaşamak için kalkıp gelmeli. Sonra dokuz yüz adımda dokuz yüz yıllık tarihin izinde şehrin dar sokaklarında seyrana çıkmalı. Danişmentli, Selçuklu, Osmanlı
Şehrin sokaklarında bir medeniyet tarihi talebesi olduğunuzun ayrımına varıp, zamana meydan okuyan konakları, medreseleri, hanları, hamamları ve bilhassa camileri teker teker tavaf etmeli. Velhasıl, şehre gelmeli!
Bendeniz, hangi şehrin kapısından girersem gireyim, o şehri bir kitap gibi düşünür, okumaya çalışırım. Şehir kitabını okumak, evet oradaki tarihi kültürel mirası tanımaktır. Bu ise, şehrin tarihini anlatan eserleri okumanın yanında şehrin bir delisini bulup, onunla gezmekle olur. Şehrin delisi, yaşadığı şehre sevdalanmıştır; bütün sokaklarını ve tarihi mirasını bilir, bu mirası korumak için çaba sarfeder. Bu bazen bir yöneticidir, bazen bir öğretmen yahut bir memur veya orta halli bir esnaf. Şehri ondan dinlersin
Dinledikçe okursun. Fakir, Tokatı iki delinin, biri Müze Müdürü Ekrem Bey, ötekisi kadim dost ve ağabeyim Kemal Akının rehberliğinde dolaştım. Uğradığımız her mekan, geçtiğimiz her sokak kendi lisanıyla türküsünü söyledi; kah göz yaşı döküldü kaldırımlara, kah sevinç çığlığı yankılandı semada
Ve yolumuz şehrin sahibine çıkıverdi.
Her şehrin bir sahibi vardır, derler; doğrudur. Tokatın sâhib-i manevisi, öyle sanıyorum ki, Abdulmecid-i Şirvânî Hazretleridir
Kara Şems diye maruf Sivasiyenin Piri Şemseddin Sivâsînin mürşidi. Seyranımız onun huzurunda demlendi; ruhu şâdolsun!
Evet, aziz dost, yolun bir gün Tokata çıksın. Bir Ağustos gününde, sebzeli Tokat / Sivas Kebabını tadıp Abdulmecid-i Şirvânî Hazretlerine doğru giden yolda, dokuz yüz adımda dokuz yüz yıllık tarihi tavaf et! Haydi, iyi yolculuklar.
Bu yazı 7,791 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2016
Öğrencime Mektup
-
5 Şubat 2016
Sahici Büyük Kimdir?
-
24 Ocak 2016
Aşkın Yolcuğu'na Dair
-
1 Ocak 2016
Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
-
21 Aralık 2015
Eksik Gören Eksiktir
-
10 Ağustos 2015
Çeşm-i Cihân'a Ağıt
-
9 Temmuz 2015
Tevazu: İnsan toprağını işlemek
-
28 Haziran 2015
Ses vermek?
-
24 Haziran 2015
Bu kitap neden yazıldı?
-
4 Haziran 2015
Muhalefeti mi seçeceğiz?
-
10 Mayıs 2015
Ruhuma Sükünet Veren Şehir
-
20 Nisan 2015
Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
-
5 Nisan 2015
Bedhah tuzaklara karşı
-
9 Mart 2015
Bu iyi bir zamandır
-
12 Şubat 2015
Oğluma birkaç not
-
27 Ocak 2015
Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
-
19 Ocak 2015
Son hadiselere ve tartışmalara dair
-
29 Ekim 2014
Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
-
14 Ekim 2014
Camide buluşalım
-
9 Eylül 2014
Bir Gönül Köprüsü
Yorumlar
+ Yorum Ekle