0 0 0000

''Düğme''li olsun!

Elbette "İllüzyonunuzu nasıl alırsınız?" diye sormuyorlar. Şayet, sormuş olsalardı; "Mümkünse düğmeli olsun" diyebilirdik...

 Nereden mi icap etti?

 Gözlerimiz "fal taşı gibi" kapalı konumunda iken, bir kere daha "ABD düğmeye basıyor..." da ondan!

 Şu düğmeli başlık, birkaç gün önce Milliyet'in manşetine kurulmuştu.

 Hillary Clinton'ın İstanbul ziyaretinde "Esad sonrası Suriye için önemli adımlar atıldığı" haber verilirken...

 "Suriye sorununda Türkiye'yi...

 Amerika koşturuyor, yönlendiriyor, sahneye sürüyor" algısı/yanılsaması bir defa daha...

 Bu kez damardan, yerleştiriliyordu.

 *

 Daha evvel, "Türkiye, ABD adına Suriye'yi işgal edecek" diyen başkaları da vardı.

 "Suriye, Washington'dan verilen bir ihaledir. Türkiye, ABD'nin taşeronudur" gözbağcılığını icra edenler de tanıdık simalardı.

 ... ... ...

 Washington politikalarını tutup kaldırmaya ve dahi yedirmeye yönelik "halkla ilişkiler" hesabına yazılır...

 Bütün bu yerleştirilmiş "narkoz"lamalar...

 *

 Sahi...

 Arap Baharı'nın Kuzey Afrika ayağındaki üç ülkede de "ABD birbiri ardına düğmeye basmıştı!" değil mi?

 O düğmelerden eser yok, şimdi...

 Tunus, Libya ve Mısır...

 Türkiye'nin nüfuz alanına girdi.

 MOSSAD'ın eski başkanı geçenlerde böyle bir sonuçtan dolayı feveran ediyordu.

 Graham Fuller'ları da...

 "Arap Baharı'nda Türkiye kazandı...

 ABD, bölgedeki gelişmeleri istemeyerek ve gecikerek kabullenmek zorunda kaldı." diyerek vaziyeti itiraf etmişti. (9 Kasım 2011, Sabah)

 *

 "Derin" Amerika ve İsrai tandemi, Beşar'ın aleyhinde görünüyor ancak bu durum fevkalade aldatıcı bir sahnedir.

 Bu ikili, Beşar rejimi sonrasında Türkiye'nin Suriye'de nüfuz sahibi olmasını da istemiyorlar.

 (Beşar'ın babası Hafız Esad, 1982'de Hama Katliamı'na imza attığında, perde arkasında kendisine koltuk çıkan ABD-İsrail tandemiydi.)

 SİHİRBAZ

 Bir de Francis Ricciardone var.

 Türkiye'de sempatik görünebilmek için yüzme maratonundan belediye iftarında yemek dağıtmaya kadar bir dizi "halkla ilişkiler" taklası atan...

 ABD'nin Ankara Büyükelçisi, son "sihirbazlık gösterisi" esnasında "Esad, İran'dan gelen silahları PKK'ya veriyor" çıkışını yaparak, PKK'nın asıl (sistematik) destekçilerinin üzerini itina ile örttü!

 Vaktiyle PKK'yı inşa eden, ABD-NATO'nun Türkiye'deki "derin konsorsiyumu" idi.

"Çekiç Güç" döneminde yaşananları...

 PKK'da çıkan sayısız Amerikan silahını...

 ABD'nin Türkiye yerine PKK ile istihbarat paylaştığı gerçeğini...

 Ne Ricciardone ne de "İçimizdeki Amerikan Muhipleri" ortadan kaldırabilir!

 *

 Her defasında sadece İran veya Suriye'nin PKK'ya desteğini öne çıkaranlar...

 Buna mukabil...

 PKK'yı "sistematik" olarak kullanan, damardan destekleyen, ayakta tutan ABD-İsrail tandemine tek laf etmeyen/toz kondurmayan...

 Medyamızdaki, farklı kesimlerden müteşekkil "iliştirilmişler" takımı...

 Ricciardone'yi pek mutlu ediyordur!

 *

 PKK'nın üç yıl önceki Reşadiye saldırısıyla son Şemdinli kalkışmasının arka planında İran'ı ısrarla işaretlemiş olanların bu yaklaşımı, hangi devletin üzerinin örtülmesine yardımcı olmuştu?

 El Cevap: İsrail'in!

 *

 İran, Şam rejimini desteklemekle ciddi bir yanlışa imza atıyor:

 "Derin ABD" ve İsrail de aslında Beşar'ın devrilmesini istemiyorlar gizlice destekliyorlar!

 ... ... ...

Suriye meselesinde zıtlaşan Türkiye ile İran'ın arası bozulursa, iki ülke köprüleri atarsa...

 En çok ABD ve İsrail sevinecek...

 Bir de, İçimizdeki İliştirilmişler!

yenişafak





Bu yazı 1,311 defa okundu.