En Sıcak Konular

Mahmut Övür


Mahmut Övür
0 0 0000

Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular



CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün PKK tarafından kaçırılması olayı ilk bakışta içeride ve dışarıda propagandaya yönelik gibi geliyor.
Ama üstünü biraz kazıyınca farklı şeyler de görmek mümkün. Bir kere kaçırma, çok kaba bir aklın ürünü... Çünkü Hüseyin Akgün, hiçbir güvenlik önlemi alma ihtiyacı hissetmeden, halkın içinde rahat dolaşan, halka dokunan, Alevi ve sol kimliğiyle bilinen bir siyasetçi.
PKK'nın kalkıp kendi beslendiği tabana yakın, stratejik duruşuyla da ortak bir siyasetçiyi kaçırması akla yatkın değil. Bir anlamda kendisinin sahiplendiği "Alevi ve sol" ayağına saldırmış oluyor Bu işte bir gariplik yok mu?
Aynı şekilde Suriye'deki pozisyonu ve AK Parti'yi "yıkma" stratejisinde de CHP ile ister istemez bir ortaklık söz konusu... Bu durumda CHP'ye saldırmasında da bir gariplik var.
Bunlar PKK'nın şiddeti yücelttiğini gösterdiği gibi zaman zaman PKK ve çevresindeki siyasi aktörlerin "siyasetin önünü devlet tıkıyor" sözlerini de havada bırakıyor. Bırakıyor ama yine de son eylemi açıklamaya yetmiyor.
Gördüğüm kadarıyla o kaba hesabın içinde CHP'nin Şemdinli sonrası havada kalan Meclis'i toplama önerisini, silah gücüyle hayata geçirmek istemesi daha ağır basıyor. Açıkça, "CHP yaptıramadı ben yaptırdım" demek istiyor. Tam da bu nedenle CHP'nin bu tezi terk etmesi gerekiyor.
Tabii PKK'nın Aygün'le ilgili özel hesabını da unutmamak gerekiyor. PKK'ya rağmen seçimi kazanan Aygün bakın o dönem yaşananları nasıl anlatıyor:
"Biz Dersim'de resmen PKK terörü altında bir seçim kampanyası yürüttük, BDP terörü altında. Burası bizimdir, hiç kimse giremez, adaylar ajandır deyip yoğun bir şekilde propaganda yaptılar. PKK'lılar köylere indi, halkı tehdit ettiler, bu sandıklardan BDP'nin bağımsız adayına oy çıkacak diye. Diyarbakır'da da AK Partilileri tehdit ettiler."
Aygün'ün kaçırılmasının arkasında daha "farklı" bir akıl olup olmadığını göreceğiz ama şu gerçek ortada duruyor: Siyaset, artık Kürt meselesine iktidarı ve muhalefetiyle ortak çözüm bulmalı. Ve siyasetçiyi dağa kaçıran PKK'ya rağmen "Düzovada siyaset"in önünü açmalı.

Dostluk, barikatı aştı
Son iki gün iki önemli iftara katıldım. İlki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın iftarıydı. Başbakan Erdoğan ve Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov'un konuk olduğu iftar, çok renkli, kalabalık ve bir o kadar da düzenliydi.
Sanatçılar, farklı dinler ve mezheplerin kanaat önderleri, işadamları, sivil toplum temsilcileri, gazeteciler ve tabi ki siyasetin bilinen isimleri. Aynı masayı paylaştığım Anayasa hocası Prof. Dr. Burhan Kuzu'ya yeni anayasa çalışmalarını sordum.
"İşimiz hiç kolay değil. Ama bu anayasayı yapmak zorundayız. Seneye kalırsa seçimler araya girecek ve iş uzayacak" dedi.
İkinci iftar pazar akşamı Haliç Kongre Merkezi'ndeydi. Kamuoyunun pek bilmediği ama 1983'ten beri "Milli Görüş" camiasının iyi bildiği bir dernek, İstanbul Dostluk Derneği düzenlemişti. Geceyi benim açımdan ilginç kılansa Başbakan Erdoğan'la büyük kongrede AK Parti'ye katılacak olan Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un bu süreçte ilk kez bir yemekte buluşmasıydı.
İki liderin masaya oturmalarıyla birlikte ilginç bir manzara ortaya çıktı. Masanın çevresi bir anda kalabalıklaştı. Kimi tebrik ediyor, kimi eğilip kulaklarına bir şey söylüyordu. Korumalar engellemeye çalıştılarsa da pek başarılı olamadılar. Tecrübeli bir siyasetçi durumu şöyle özetledi: "Dostluk, koruma barikatını aştı."
O fırsattan yararlanıp ben de Numan Kurtulmuş'a sordum: "Her şey yolunda mı?"
Cevabı kısaydı: "Süreç kendi mecrasında akıyor. Sorun yok."

sabah

Bu yazı 1,209 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 AK Parti kongresi ve Barzani
    • 28 Eylül 2012 AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
    • 23 Eylül 2012 CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
    • 20 Eylül 2012 Otobüste 200 er
    • 18 Eylül 2012 CHP günahlarından arınıyor
    • 11 Eylül 2012 CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
    • 1 Eylül 2012 Ya silah ya siyaset
    • 30 Ağustos 2012 CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
    • 19 Ağustos 2012 Barışı kirletmemek lazım
    • 14 Ağustos 2012 Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
    • 10 Ağustos 2012 Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
    • 24 Temmuz 2012 Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
    • 19 Temmuz 2012 CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
    • 18 Temmuz 2012 CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
    • 17 Temmuz 2012 CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
    • 8 Temmuz 2012 Siyasetin yeni aktörleri
    • 6 Temmuz 2012 CHP'de kurultay pazarlamacıları
    • 3 Temmuz 2012 Zana'nın demokratik yolu
    • 24 Haziran 2012 Uçak düşürme bir tuzak mı?
    • 19 Haziran 2012 Gülen'in kararı neyin sinyali?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,349 µs