Süleyman Yaşar
0 0 0000
Babamın bavulu Kıbrıs'ta
Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü'nü alırken yaptığı konuşmada, babasının kendisine bıraktığı bavulu anlatmıştı. Bu bavulun hikâyesi kadar ilginç başka bir bavul hikâyesi yaşandı geçenlerde.
Orhan Pamuk'un babasının bavulu Nişantaşı'ndaydı ve içi el yazması defterlerle doluydu. Bu bavul ise Kıbrıs'ta ve içi kâğıt paralarla dolu. İstanbul'da içine paralar konup Kıbrıs'a uçurulmuş bu bavul.
Hikâyeyi anlatalım.
Türkiye'nin en büyük özel bankalarından birinin Lefkoşa şube müdürü, içine 3 milyon lira ve 1.5 milyon euro (yaklaşık 6.5 milyon lira) doldurulup Kıbrıs'a götürmesi için kendine verilen bavulu alıp kaçtı. Aramalar sonucunda bankanın şube müdürü İstanbul'da yakalandı. Gazetelerde çıkan haberlere göre, şube müdürü "para beni aptal etti, bu kadar parayı bir arada görünce aptallaştım.
Kafam çok bulanık böyle yapmamalıydım" diyor.
Olayın gazetelere yansıyan yönü bu. Ama bu olayın başka bir önemli yönü var. Büyük bir özel bankanın bu elektronik çağda bavulla yurtdışına para taşıması ciddi bir olaya işaret ediyor. Bugünün dünyasında bavulla yurtdışına para niye taşınır?
Bankanın parasını bavulla taşımak ne anlama gelir?
Türkiye'nin kambiyo mevzuatına göre, yurtdışına yolcu beraberinde ancak 5 bin ABD doları veya karşılığı Türk parası çıkarmak mümkün. (Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar madde 3/ii ve madde 4/f) Eğer yolcu beraberinde daha fazla nakit çıkarmak istiyorsanız, bildirimde bulunmanız şart.
Niye yolcu beraberinde nakit para çıkartmaya sınır konuyor peki? Kayıt dışı ekonomiyi engellemek ve kara para işlemlerine engel olmak için yolcu beraberinde nakit taşımaya sınır getiriliyor.
Eğer yurtdışına para gönderecekseniz bu mümkün zaten.
Kambiyo mevzuatına göre, bankalar üzerinden para transfer etmeye hiçbir sınırlama yok.
Paranızı istediğiniz gibi transfer edebilirsiniz. Çünkü Türk parası, döviz, altın ithal ve ihracı serbestçe yapılabiliyor.
İşte bu olay hakkında konuşan KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar gazetecilere şunları söylüyor: "Şube müdürünün taşıdığı paranın bildirimi yapılmadı.
Bu devirde bavulla para mı taşınır? Yazıklar olsun. Sonuçta 6.5 milyonla kaybolan adam bir memur. İstanbul'daki patronların onayı olmadan bu iş olmaz.
KKTC'yi adam yerine koysunlar."
Tabii bu değerlendirme KKTC ile ilgili olarak yapılıyor.
İşin bir de Türkiye kısmı var.
Peki bankalar başka bir yere değil de, niye KKTC'ye bavulla para taşıyor? Bizim bankalar, Türkiye'den bavulla Kıbrıs'a para transferi yapıyor.
Çünkü "KKTC'deki Türk bankaları kanalıyla Malta gibi vergi cennetlerinde hesap açıyorlar ve kayıt dışına çıkıyorlar." Bunu söyleyen KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar. Böylece elde edilen gelirden hem KKTC'de hem de Türkiye'de gelir vergisi ödenmiyor. Gelelim işin vergi cennetleri yönüne... Geçen hafta vergi cenneti uzmanı James Henry tarafından hazırlanan rapor, Türkiye'den vergi cennetlerine giden parayı açıklamıştı. Rapora göre, vergi cennetlerinde bugüne dek Türkiye'den toplam 158 milyar dolar birikmiş.
İşte bu 158 milyar doların bir kısmı Türkiye'den ilginç yollarla çıkarılıyor. Sonuçta Türkiye, bu ülkede kazanılan paralardan oluşan hem tasarruflarını hem de vergi gelirlerini kaybediyor.
Anlayacağınız Türkiye'de cari açığın bir kısmı bu süreç sonunda ortaya çıkıyor.
Ayrıca vergi cennetlerinde tutulan bu paralar, Türkiye'ye tekrar yüksek faizle kredi olarak veriliyor. İş sadece gelir vergisini kaybetmekle kalmıyor, kurumlar vergisi hasılatını da etkiliyor.
Çünkü şirket paraları şirketten çekilerek vergi cennetine gönderilip şirkete tekrar borç olarak verildiği için ve bu süreçte şirket borçlu göründüğünden, şirket, ödemesi gereken vergiyi ödemiyor. Ya da bilançosunda zarar gösteriyor. Anlayacağınız bir cepten diğer cebe kredi (back to back) sistemi böyle işliyor. Hemen hatırlatalım, yeni TTK şirketten para çekme yasağı ve şirket bilançolarının web sitesinde yayınlanması zorunluluğunu getirmişti.
Bu maddeler son anda TOBB ve TÜSİAD'ın gayretleriyle ve medyada çıkartılan gürültüyle değiştirildi. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, sermaye şirketinden para çekme uygulaması tekrar yürürlüğe kondu ve şirket soygunları dönemine geri döndü. Ama tabii çağı değiştiremedi.
Çağ şeffaflık çağı ve bir gün her şey mutlaka ortaya çıkıyor.
Gelelim tekrar bavula...
Yurtdışına bavulla para taşıma işinin ortaya çıkması iyi oldu.
En büyük özel bankaların bile bu yola başvuruyor olması cari açığın nasıl oluştuğunu, vergilerin nasıl ödenmediğinin ve bir cepten bir cebe kredilerin nasıl verildiğinin kanıtını teşkil ediyor. "Faiz lobisi var mı, yok mu bilemem" diyenlere duyurulur. Bu bavulla para taşıma işi, faizlerin manipüle edilmesine de neden oluyor.
sabah
Bu yazı 1,337 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
25 Eylül 2012
Kriz mi var?
-
24 Eylül 2012
Yüksek faiz yüksek vergi
-
21 Eylül 2012
Eksen kayması derler sakın kanmayın
-
19 Eylül 2012
2001 krizinde ABD, IMF'nin Türkiye için yardım talebini geri çevirmiş
-
14 Eylül 2012
Madem her şey çok kötü, niye AK Parti önde?
-
12 Eylül 2012
Riskler azaldı, hâlâ notu niye artırmıyorsunuz?
-
10 Eylül 2012
Altında yeni fiyat ne olacak?
-
7 Eylül 2012
Draghi'nin planı Türkiye'nin notunu artırır mı?
-
6 Eylül 2012
Sosyalist Enternasyonal'in Kürt sorununa çözüm önerisi ne?
-
3 Eylül 2012
The Economist'in iki tuhaf isteği
-
24 Ağustos 2012
Anadolu sermayesi mi, İslami burjuvazi mi?
-
22 Ağustos 2012
Niye Gaziantep hedef seçildi?
-
16 Ağustos 2012
Faiz lobisi şimdi ne diyecek?
-
13 Ağustos 2012
İran niye Türkiye'ye kızıyor?
-
9 Ağustos 2012
Faiz lobisine kötü haber: Londra zorda!
-
7 Ağustos 2012
Türkiye'nin dış ekonomik riskleri ne?
-
1 Ağustos 2012
Para niye Türkiye'ye gelecek?
-
30 Temmuz 2012
Babamın bavulu Kıbrıs'ta
-
25 Temmuz 2012
Obama küresel yolsuzluk dosyalarını niye açıyor?
-
20 Temmuz 2012
Erdoğan'a niye kızıyorlar?
Yorumlar
+ Yorum Ekle