En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Anketler ne diyor?



Kamuoyu araştırma şirketleri, üzerlerindeki olumsuz algı ve yargıları düzeltme aşamasına geldi. Neredeyse yasaklanma ve kapılarına kilit vurulması noktasından dönüldü.

Söz konusu kötü akıbeti kendi elleriyle hazırlamışlardı. Yakın tarihe kadar seçimin mağlupları arasında ilk sıralara yazılırlardı. Son birkaç seçimdir tahminleri doğru çıkan firmaların bulunması durumu kurtardı. Hem sektöre güven geldi, hem de işini kötü yapanlar mahcubiyet yaşamaya başladı. İşin ilginç yanı tamir sürecine en büyük katkıyı, 94 yılında anketlere rağmen seçim kazanan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yapması. Yerel seçimlerde üçüncü sırada gösterilen Erdoğan, İstanbul Belediyesi'ni kazandığında en büyük mağlup anketçilerdi. Erdoğan kamuoyu araştırmalarına itibarlarını iade etti diyebiliriz. Partiyi kurmadan anket şirketi oluşturması, kritik aşamalarda birden fazla ankete bakarak yolunu çizmesi sektöre can suyu oldu.

Her şeye rağmen tehlikenin tamamen geçtiğini söylemek zor. Önümüzdeki üç yılda taşlar yerinden oynayacak, roller yeniden dağıtılacak. Yerel ve genel seçimlerin yanında ilk defa halkın seçeceği cumhurbaşkanı oylaması hayati önemde. Yüzde 50 barajı, Köşk seçiminde küçük oy oranlarını bile önemli kılıyor. 1987 yılındaki referandumda siyasi yasakların 75 bin oy farkla kalktığını hatırladığımızda ne demek istediğim anlaşılır. Kamuoyu araştırmaları için riskle birlikte önemli bir fırsattan söz ediyoruz. İyi sınav verebilirlerse seçen ve seçilenlere yol göstermenin yanında sektör geleceğini inşa edebilir.

Bu vesile ile bütün taraflara birkaç hatırlatma yapmak istiyorum. Ankette neyi sorduğumuz çok önemli. Mesela yıllarca 'ordu en güvenilir kurum' psikolojik harp bombardımanına maruz kaldık. İnsanlar, ordunun bırakın siyasete müdahale etmesini, yönlendirme yapmasını bile doğru bulmuyor. En güvenilir kurum ordunun işaret ettiği bütün partiler seçimleri kaybediyor. O halde bir güvenlik kurumu olarak orduya inanmak başka bir şey. Cevapları salt rakam olarak okumak da yanıltıcı sonuçlara ulaştırır. Cevabı verenin kimliği ve zamanlama bazen daha önemli hale gelebilir. 'Erdoğan cumhurbaşkanı olsun mu?' sorusuna en çok hayır cevabını AK Parti tabanından alabilirsiniz. Evet cevabını ise CHP Genel Merkez yöneticilerinden duyabilirsiniz. İki grup aslında aynı gerekçe ile farklı tercihler seslendirebilir. AK Parti tabanı Erdoğan giderse partide kriz yaşanabilir endişesiyle 'hayır' derken; CHP yönetimi aynı beklenti ile 'evet' kutusunu işaretleyebilir. Bu gerçek, aday olduğunda partilileri ona oy vermez veya CHP Genel Merkezi'nden silme çıkarır sonucuna götürmez bizi. Somut bir örnek üzerinden gidelim: Sabah gazetesinde dün bir haber vardı. Başbakan Erdoğan ve MYK üyelerine bir araştırmanın sunumu yapılmış. Gazetenin başlığı 'Vatandaş ÖYM'lerin kaldırılmasını istedi.' şeklindeydi. Haberde şunlar yazılıydı: "ÖYM'lerin kaldırılmasını destekleyenlerin oranı karşı çıkanlardan fazla oldu. Mahkemelerin kaldırılmasını olumlu bulanların oranı yüzde 34,4, olumsuz bulanların oranı ise yüzde 30,1 oldu. Konuyla ilgili fikir belirtmeyenlerin oranı ise yüzde 35,5 olarak şekillendi. Araştırmada "Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasının darbe teşebbüsü ve çetelerle mücadeleyi zaafa uğratacağı iddia"sı da vatandaşlara soruldu. "Zaafa uğratır" diyenlerin oranı yüzde 21,6'da kalırken, zaafa uğratmayacağını düşünenlerin oranı yüzde 40'ı buldu." Birinci soruya yüzde 35,5 ikinci soruya yüzde 38,4 oranında fikir belirtmeyenlere odaklanmak gerekir. Ayrıca partilere göre dağılıma bakmak lazım. 'Zaafa uğratır' diyenler ve kafası karışık olanlar içindeki AK Partili oranı çok önemli. Alt açılımları göstermeden belli rakamları ön plana çıkarmak yanıltıcı olabilir. Fikir yürüten ve strateji üretenler, anketleri çapraz okumaya tabi tutmalı ve açılımlarını muhakkak görmeli. Anketçiler de düzelmeye başlayan karizmayı tekrar çizdirmemek için bu hassasiyeti göstermeli. 94 seçim anketleri tez konusu yapılıp hem sektörün hem de onlardan bilgi alıp karar oluşturanların dikkatine sunulmalı. '2014' anketçilerin de olmak ya da olmamak yılı haline geliyor.

zaman

Bu yazı 1,338 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,255 µs