En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

İyimser hava



Zirveden yayılan iyimser hava somut projeye dönüşecek mi? 'İyimser hava' diyorum çünkü AK Parti ve CHP'den gelen mesajlar hep bu yönde. Görüşmenin içeriği kısa sürede ortaya çıktı.


Bizzat Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuştu. Sözcüklere yüklenen anlamlar 'umut' dolu... İki liderin büyük buluşması siyasi iklimi bile yumuşattı.

Dün bir grup meslektaş, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'le konuşuyorduk. Nihat Ergün 'teknokrat' bir bakan değil. Siyasi yönü daha ağır basıyor. Uzun süredir politikanın içinde. Bir dönem grup başkan vekilliği yaptı. Ergün, siyaset de konuşulabilecek bir isim. Ergün zirveyi yorumlarken, "Çok müspet bir gelişme. Toplumun böylesine önemli konusunda iki liderin görüşmesi başlı başına önemli bir olay." dedi. Kürt ve terör sorununu "Türkiye'nin önündeki en büyük ayak bağı ve pranga." diye niteledi.

Bu soruna Türkiye yıllarını harcadı. Çok ağır bedeller ödendi. Ekonomik boyutu bir yana, moral değerler aşındı. Ülkenin psikolojisi de ayarları da bozuldu. İç barış ağır yara aldı. Kardeşlik hukuku zedelendi. Bu sorunla yaşamak çok güçleşti.

Her çözüm arayışına, her girişime 'bir umut' diye bakılması bu yüzden. Oslo görüşmelerini bile sokaktaki insanın anlayışla karşılamasının başka açıklaması olabilir mi? Yeter ki terör sorunu çözülsün, her türlü metot sineye çekilebilir.

Bakan Ergün, 'Türkiye'nin demokratik tahammül sınırlarının genişlediğine' dikkat çekerken çözüm için mevcut paradigmanın değişmesini istedi. Ergün'ün şu sözleri önemliydi: "Türkiye bölünür kaygısı bir paradigma. Bu paradigmaya inanırsanız sınırlı konuları konuşursunuz. Ama başka bir paradigmaya giderseniz Türkiye bölünmez. Paradigmayı değiştirmek lazım. Türkiye bölünmeye karar verse dahi başaramaz. Üniversiteleri harekete geçirsek, bölünmeye karar verdik, bunun formülünü bulun desek, bulamazlar. Bu iş ne kolay ne de mümkün. Türkiye bölünmez. Bölünmeyi istesek bile bölünemez. Bir ülkeyi bölecek olan haklar değil, haksızlıklardır. Haklar değil, haksızlıklar böler ülkeyi." Bakan Ergün iyimser. Ve de umutlu. Havayı dağıtacak noktalar yok değil. "Terör saldırıları," dedi "zemini daraltıyor..."

Bundan sonra süreç nasıl işleyecek? AK Parti, CHP'nin komisyon önerisine sıcak baktı. Ancak bütün partilerin katılımı olası değil. MHP kapıyı baştan kapattı. Sürecin içinde olmayacağını ilan etti. CHP'nin girişimine de çok sert tepki gösterdi. MHP'nin yumuşaması pek mümkün değil.

Diğerleri olmazsa iki partiyle yola devam... Teklifi Erdoğan yaptı. Kılıçdaroğlu'na dönerek "Gelin biz CHP ve AK Parti olarak hemen arkadaşlarımıza talimatları verelim. Biz çalışmaya başlayalım. İktidar olarak nerede eksiğimiz var görelim." dedi.

Geniş katılımlı 'toplumsal mutabakat komisyonu' kurulmasa bile iktidar ve anamuhalefet partisinin Kürt ve terör sorununun çözümü için ikili yapı oluşturması yüksek ihtimal. Türk siyasetinde eşine az rastlanır bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz muhakkak.

Eğer bu girişim konuşmaların ötesine geçer, doğru tespit ve teşhisler 'somut projelere' dönüşürse arkasına büyük destek alacağı kesin. AK Parti ve CHP'nin Meclis'te sandalye sayısı çok yüksek. Toplumsal destek de aynı şekilde.

Siyasi çoğunluğun yanı sıra siyasi ağırlık da söz konusu. Türkiye'nin farklı yelpazede politika yapan iki büyük partisi... Ayrıca CHP'nin Türk siyasetinde 'özel yeri' olduğu muhakkak. Devlet katmalarında da karşılığı var. Çözüm yolunda mesafe almak çok daha kolay olur. Anayasa değişikliği bile rahatlıkla yapılabilir.

Henüz yolun başındayız. Umutlu olmak için erken. İş değil konuşma faslındayız. Umarım zirveden yayılan iyimser hava 'somut adımlara' dönüşür de, yeni ufuklara açılan Türkiye ayağındaki prangalarından kurtulur...

zaman

Bu yazı 1,204 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,573 µs